KIYI OLALIM, KIYICI DEĞİL!...

NE kadar da çok ihtiyacımız var kıyı olmaya…

Kenarda duralım, biraz nefes alalım.

Çok yorulduk.

Çok savrulduk rüzgârın elinde…

Her birimiz bir yerlerde ayak altlarında kaldık. Yaşadığımız çağın kıyıcılığını en acı şekilde yaşadık.

Tüm bunlardan bir kez daha anlıyoruz ki; tenhada durmalıyız.

OLAYLARIN bu kadar içinde olmaya mecbur muyuz?

Tüm günlük hâdiseleri en ince ayrıntısına kadar okuyup neden bellemeye çalışıyoruz. Akşam sınava tâbi tutulacağımız gibi bir husus mu var yoksa?

Lüzum eden konulardan uzak etmeyenlerin ise tam içinde olup kendimizi olayların mikserine öğütülmek için neden emanet ediyoruz?

Kim bize bir dakika bile olsa “dur” diyecek?

“Dur ve düşün” diyecek.

“Kıyı” iyidir diyecek.

KIYI iyidir evet.

Düşünmemizi sağlar. Muhasebe imkânı sunar. Nefes almamıza fırsat verir.

Elimizi, yüzümüzü yıkamamız için zaman verir.

Dahası gözümüzü yıkamamızı öğütler.

Bir kere daha yıkanmış gözlerle kendimize, çevremize, dostlarımıza, yâranımıza bakarız böylece.

Bakarız da bir “Kayıplar listesi” yapasımız gelir.

Bu kıyıcı, acımasız savaşta verdiğimiz kayıpları tespit ederiz. Hasarı ölçeriz.

İçimizde oluşan yaraları da “Gönül tabiplerine” gösteririz.

Kendimiz ve çevremiz için bir “Şifa çalışması” başlatırız.

Kıyıda olmazsak eğer ne bunları düşünebiliriz ne de yapmaya mecalimiz olur.

Kıyı bize bu imkânı sunar.

KIYI insanına ulaşmak kolaydır.

Onlar kapısına kapıcılar koymazlar. Telefonları meşgul çalmaz. Dostlarına her zaman ayıracakları geniş zamanları olur. Önlerine “Yürek sofraları” kurarlar. Onları dışarıdan gelecek zehirlere karşı koruyucu içeren besinlerle beslerler.

Onlarla muhabbet, muhabbet gibi olur. Sahtesine rastlanmaz.

KIYIDA olmak, kenar olmak değersizlik değildir. Belki de tam tersidir.

Kıyı insanlar aslında tam merkezde yaşarlar. Bizim için kıyıda olurlar, kıyı olurlar. Deryaya yüzerken boğulmaması için dostların kıyıda açarlar sofralarını.

Bu bir atılmışlık, mecburiyet değildir. Tercihtir.

YAŞADIĞIMIZ çağda en çok ihtiyacımız olan şey sessizliktir. Gönül yorgunluğu yapan gürültülerden uzak kalabilmektir.

İşte bu sebeple kıyı olmaya çalışmalıyız. Olamıyorsak kıyı olabilenlerin eteğinde, çevresinde oturmalı, dem tutmalıyız. Bırakalım merkezde başkaları olsun. Rekabetin sonsuz basamaklarında kendilerini yorsunlar. Tur üstüne tur bindirsinler. Talepleri buysa yapsınlar. Zira şu anda kimseyi duyacak kadar bir zamanları yok onların. Vakti geldiğinde onlarda bu kıyıda olurlar nasılsa. Bizim gibi.

Sükûnet içre olalım biz. Kendi kıyımızda kendi gönlümüzle hemdem olalım.

Demem o ki; kıyıda olalım, kıyıcı olmayalım.

Kıyılan olsak da kıyan olmayalım.

Onlardan çok var nasılsa!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum