Av. Mehmet YALÇINKAYA

Av. Mehmet YALÇINKAYA

ÖZE DÖNMEK (III)

(Geçen haftadan devam)

Üç hafta süren yazımızın birinci bölümünde genel olarak siyasete bakış açımı anlattım. İkinci bölümünde AK PARTİ özelinde vesayet rejimini devam ettirmek isteyenlerin oyunları üzerinde durdum. Yazımızın üçüncü ve son bölümünde ise milletvekili adaylarında bulunması gereken özelliklerden bahsetmeye çalışacağım.

Siyasi partiler, en önemli gücü şüphesiz teşkilatından alır. Bir partinin genel merkez ve taşra teşkilatı ne kadar güçlü olursa millet nezdindeki karşılığı da o kadar yüksek olur. Parti teşkilatında gece gündüz çalışan cefakâr insanlar, omuz omuza çalıştığı kişileri siyasetin vitrini olan mecliste kendi vekili olarak görmek isterler. Bu kişilerin teşkilat disiplini ve halkın nabzını tutma becerileri meclis çalışmalarına da olumlu yansır. Bu açıdan bakıldığında teşkilattan azımsanmayacak sayıda vekilin mecliste yer alması normal karşılanmalıdır.

Bu tespitten sonra bir hususu açıklığa kavuşturmak gerekir. Muhalefet partileri için önemli olmayan bir husus AK PARTİ için hayati önem arz etmektedir. Ak Parti iktidar partisidir. İnşallah hayırlısıyla, 7 Haziran seçimlerinden sonra da tek başına iktidar partisi olarak yoluna devam edecektir. İktidar partisi olmak, hükümeti kurmak, dolayısıyla devleti yönetmek demektir. Devlet dediğimiz mekanizmayı, bürokrasiyi yönetmek için de devlet terbiyesi almış, kaliteli, işin uzmanı iyi yetişmiş değerlerimizin meclise taşınmaları şarttır.

Bu konuda aslında AK PARTİ büyük bir şansa sahiptir. Ak Parti’nin kurucusu ve doğal lideri Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan neredeyse çocukluğundan beri teşkilatın içinde yetişmiş, bulunduğu siyasi çizgide büyük küçük demeden her türlü görevi üstlenmiş birisidir. Teşkilatçılığı noktasında bin tane örnek sayılabilir. Ama benim en çok hoşuma giden örneği vermek istiyorum: 1994 seçimlerine sayılı günler kala, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday Cumhurbaşkanımız kameralar karşısına çıktı. Kendisine seçim oranları sorulduğunda “Bırakın oranları ben alacağım oyu size söyleyeyim” dedi ve rakamı açıkladı. Birkaç gün sonra yapılan seçimde de hafızam beni yanıltmıyorsa 50’ye yakın bir farkla aynı oy çıktı. Ak Parti böyle bir teşkilat geleneğine sahip eller üzerinde yükseldi.

Ak Parti’nin sahip olduğu şansa gelince, doğal liderinden sonra partinin başına geçen Sn. Ahmet Davutoğlu ise akademisyen kimliği ile ön plana çıkan, sahip olduğu bilgi birikimi ile siyasete girmeden de Türkiye’nin özellikle dış politikasında söz sahibi olan bir değerdi. Başbakanımız, çeşitli sebeplerle teşkilat dışında kalmış kişilerin kendisi gibi siyasete girmek istemesini anlayışla karşılayabilecek hatta bu kişileri teşvik edebilecek konumdadır. 

2015 Türkiye’sine geldiğimizde milletvekili olmaya layık vasıflara sahip 550 aday değil, Allah’ın lütfü ile 5500 aday bile çıkar. Önemli olan, bu adaylar içinde çekirdekten yetişmiş, çizgisini her türlü zorluğa rağmen değiştirmemiş, kendi hayat çizgisinde üzerine aldığı görevleri hakkıyla yerine getirmiş, yenilikçi, maddi ve manevi anlamda fedakârlığa hazır, inandığı dava için sıfırdan bir hayat kurması gerekse bile bunda tereddüt etmemiş adayların ön plana çıkartılmasıdır.

Milletvekilliğini millete hizmetin aracı kabul edecek, hayırlı işlere destek, oluşabilecek muhtemel şer işlere fren olabilecek kişiler mecliste yer almalıdır. Vizyonu olan, taşıdığı misyonun kıymetini bilen, ülkesinin, milletinin, manevi değerlerinin ve partisinin daha yüksekte olması için gece gündüz çalışacak insanlara ihtiyaç var. Bu insanları bulmak, onları motive etmek, haydi bismillah diyerek yola çıkmasını sağlamak elbette parti genel merkezindeki büyüklerin görevidir.

Ben, özellikle yaşadığımız son olayların herkesin olduğu gibi sorumluluk mevkiindeki büyüklerin de düşüncelerini yerli yerine oturttuğunu düşünüyorum. Macaristan dönüşü Başbakanımız Sn. Ahmet Davutoğlu, Sabah Gazetesi’ne vermiş olduğu mülakatla yığınla spekülasyonu ortadan kaldırmıştır. Özellikle “Ehliyet ve liyakat” ın ön plana alınacağını bildirmesi bu konuda iyimser olmamıza sebep olmaktadır.

Zaten siz işi ehline emanet ederseniz Allah’ın yardımını da yanınızda bulursunuz. Değişik saiklerle hak etmedikleri halde belli bir makama getirilen insanlar, ilk fırtınada rüzgârın yönüne göre şekil alacaklardır. Allah bu tecrübeyi Ak Parti’ye yaşatmasın. Aksini düşünmek bile ülkemiz için karanlık günlerin başlangıcı demektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.