Fatma Ç. KABADAYI

Fatma Ç. KABADAYI

Pense Meselesi

Şu fıkrayı duydunuz mu bilmiyorum ama hatırlatayım.

Kayserilinin birine çekiç lazım olmuş. Oğlunu alt komşudan çekiç istemesi için yollamış. Oğlu koşa koşa gidip gelmiş “Onlara lazımmış baba,” demiş. Diğer komşuya göndermiş “Çekiçleri yokmuş baba,” diyerek gelmiş. Bir diğerine bir diğerine derken kimseden çekiç bulamayınca:

-Git oğlum bizim çekici getir, ne yapalım eskiyecek biraz, demiş.

Ben de Kayseri Yeşilhisarlıyım. Fakat bu fıkraya hiç gülmedim. Çünkü biz lazım olacak her şeyin evde bulunması taraftarıyız. Birinden bir şey istemek gerçekten zordur. Derler ya “Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.”

Elbette her şeyimiz olmayabilir. Ya da bitmiş olabilir. Olmayan her şey için komşuya da gidilmez düşüncesindeyim. Fırını bozuk olan biri bir zahmet fırında pişecek yemekler yapmasın, halısını kendi yıkamak isteyen makinasını alsın. Elektrikli aletlerin ödünç alınmasını doğru bulmuyorum. Emanet elden çabuk düşer, bozuluverir. Atalarımız bunun içinde sözler bırakmış bilirsiniz.

Bunun dışında makul olan her şey, komşuyu bıktırmamak kaydıyla istenebilir. Bir boyacının mutlaka fırçası, bir öğretmenin mutlaka kalemi, defteri olur, yanılıyor muyum?

Ben de zaman zaman komşularımdan o vakitte alamayacağım ama gerçekten gerekli bir şey varsa isteyenlerdenim. Yoğurt mayası, kabartma tozu, kola şişesi kapağı gibi…

Geçenlerde bir komşum kapıyı çaldı. Açtım. Nasıl da güler yüzlü…

pense.png

Hâl hatırdan sonra “Pense lazım,” dedi.

“Hemen getireyim,” dedim. Balkondaki takım sandığından aleti alıp verdim. Bir gün boyunca tamir sesleri duyuldu. Akşam eşim gürültüyü sorunca “tadilat var sanırım bizden pense istemişlerdi,” dedim. Eşim şaşırdı.

-Bizim pensemiz yoktu ki? Sen ne verdin?

-Ne bileyim işte böyle elinle açıyorsun, diyerek kendimce tarif ettim.

Ertesi gün komşu geldiğinde anlattım.

-Bu pense değilmiş, yanlış vermişim diyerek gülünce o da güldü:

-Ama bize de bu lazımmış, teşekkür ederiz. Kadınlar bu işlerden erkekler kadar anlamıyor elbette.

kerpeten.png

Bir filmde şöyle bir cümle vardı:

“Dün öleydim bunu öğrenemeyecektim,” Ne güzel bir cümle değil mi?

İnsan her gün yeni bir şey öğreniyor. Kerpeten vermişim. İkisi çok benzemiyor mu Allah aşkına? Gerçi halen ikisini birbirinden ayırt edemem ama…

Hayattan beklentilerimiz de pense meselesi gibi. Bazen biz de ne istediğimizi bilmiyoruz. Aslında tam da böyle bir şey… Sahi siz ne istediğinizi biliyor musunuz? O halde neyi bekliyorsunuz? Çalın hayatın kapısını. Harekete geçin, zaman geçiyor.

Ve... Dua edin, dua her kapıyı açıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum