Şehit Kaya Çelik'in ardından

Şehit Kaya Çelik, sevdiklerinin gözyaşları ile suladığı toprağa indi bedeniyle. Bir fidan daha soldu, genç ruhu arkasındakilerin sevgisini de toplayarak ebediyete yolculuk etti.

Daha dünyaya gözünü açmadan yetim kaldı yavrusu, babasız açacak dünyaya gözlerini ve “Benim babam nerde?” diyecek; mahsun boynu bükük annesine, Cennete yavrum, orda tanışacaksın babanla” diyecek annesi.

Toprağını atarken bedenine babası, son defa yüzüne bakarken annnesi ruhuna seslenirler adeta:

"Henüz gitme; bizi bırakma.

Bizim alacakaranlığımıza öğle ışığı oldun; ve gençliğin, hayallerimize hayaller getirdi.

Sen aramızda bir yabancı, bir misafir değilsin. Çok sevdiğimiz oğlumuzsun...

Gözlerimiz, senin yüzünü görememenin açlığını ve acısını yaşamasın."*

Arkadaşları, kardeşleri ve dostları hepsi seslenir ruhuna Şehidin;

Aramızda bir hayalet gibi yürüdün ve gölgen, yüzümüze düşen bir ışık oldu.

Seni çok sevdik; ama sevgimiz sözlere dökülmedi ve örtülü kaldı.

Ama şimdi sana yüksek sesle haykırılıyor; sevgimiz önüne seriliyor.*

Ve tepeden seyreden Ermiş konuşuyor kendi kendisiyle;

Hep yaşandığı gibi, ne yazık ki sevgi kendi derinliğini, ayrılma anına kadar anlıyamıyor...*

**

On binler uğurladı ebediyete, kimisinin arkadaşı, kimisinin akrabası, kimisinin kardeşi, kimisinin de canından candı Kaya Çelik.

Kendisiyle beraber iki fidan daha solmuştu patlayan mayınlarla ve kendisinden önce binlerce on binlerce fidan daha solmuştu. Ateşler düşmüştü ocaklara. Kimi daha doyamadığı yavrusunu, kimi yavuklusunu kimi de hayata artık küsmüş anne ve babasını arkada bırakarak gitti.

Harcanan-kaybolan canlar, yürekleri dağlanan analar, yetim kalan çocuklar ve her bir damlası ömre değer gözyaşları. Ve ve bu acıların üzerine bina edilen “ideoloji”ler.

İnsanların beyinlerini uyuşturan ideoloji belasını bu millete musallat eden kana susamış vampirler bir türlü doymadı kana.

Ölüm meleği kanatlarını her savuruşunda üçer beşer bazan da onar yirmişer aldı götürdü genç ruhları ebediyete.

"Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız. Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle dostluğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz." diyen Sevgi Peygamberi sanki bu ümmetin peygamberi değil! O ki Hikmet'i (doğru olanı) öğretti bize.

Sevginin, barışın kaynağı medeniyetlerin beşiği, İbrahim Peygamberin güzergahı, Yunus'un, Mevlana'nın, Faki Teyran'ların sevgi ve hoşgörüsüyle sulanmış bu topraklara kin ve nefreti aşıladı birileri.

Kin ve nefret tohumlarının meyvesi İdeolojiler için biri birinin kanını akıtmaya başladı bu millet.

Hangi dünyevi ideoloji bir annenin gözyaşlarından daha kıymetli olabilir?

Hangi ideoloji yitip giden gençlerden daha sevimli gelebilir insana?

Her dünyevi ideolojinin birilerini ötekilediği ve sonucunda çatışma, biri birini anlıyamama ve toplumsal birlikteliği bozduğu gerçeği karşımızdayken; yitik değerimiz “Hikmet”i aramanın zamanı gelmedi mi hala?

Yoksa kandan beslenen vampirlerin kâselerine gençlerin kanını taşımaya devam mı edeceğiz?

Taziye:

Sevgili Dostum, Arkadaşım Mehmet Dursun Çelik'in oğlu Şehit Kaya Çelik'e ve diğer şehitlerimize Allah'tan Rahmet, aileleri ve yakınlarına Sabr'ı Cemil diliyorum.

*Halil Cibran, Ermiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum