Sevebilme Yeteneği

En önemli yetenek nedir diye sorsalar nasıl cevap verirdiniz?

Çok para kazanmak mı? İyi imkânlar elde etmek mi?

Konforlu mekânlarda müreffeh yaşamak mı?

Hangisi?

Şüphesiz bu soruya herkes kendi fikrince bir cevap üretecektir. Baktığı yerden görecektir.

Benim cevabım şudur: Sevebilme yeteneği

İnsanın her şeyi olabilir…

Hayal edemeyeceğimiz kadar varlık içinde olabilir.

Sevebilme kabiliyeti yoksa sonuç fukaralıktır.

Elbette yoksulluğun en kötüsüdür bu hasletten mahrum düşmek.

Ne yapıp etmeli bu yeteneğimizi geliştirmeliyiz.

İlim sahibi olmak önemli… Emredilmiştir.

Fazilet sahibi olmak mühimdir… Vazgeçilemez.

İrfan sahibi olmak hayatı aydınlatır… Gerçeklere ârif olmakla gerçekleşir. Temel hedeflerimizdendir.

Cömert olmak, paylaşımcı olmak, anlayışlı, fedâkar, vefâkar olmak… Bu değerler hayatımızın ziyası, gıdasıdır. Kabul ediyorum.

Peki sevebilme yeteneğinden uzaksak ya da geliştirememişsek saymaya çalıştığımız bu hasletleri ve pek çok başka iyi hallerimizi uygulayabilir miyiz? Devam ettirebilir miyiz?

Bir yanımız her zaman büyük bir boşluk içinde olmaz mı?

El cevap: Olur!

Demem o ki, sevme hakkımızı kullanmalıyız!

Bunun için sevme yeteneğimizi geliştirmeliyiz.

Sevgiye giden her yol bizim için kıymetlidir. Bu yolları yürümeliyiz.

Sevgimizde bir incelik olmalı… Estetik bulunmalı… Zerâfete bürünmeli…

Seviyorum diyerek kabalıklara prim vermemeliyiz!

Sevginin şemsiyesi altında sevgiye yakışmayan her türlü düşünce ve davranıştan fersah fersah kaçmalıyız.

Sevmek bir iddiadır aslında…

Seviyorum demek sorumluluktur. Gerekleri vardır. Bunları yerine getirmek lazımdır.

Seviyorum bir kuru söz değildir… İçine hayat doldurmanız gerekir.

Bakışınız bir olmalı sevdiğinizle… Yürek vuruşlarınız aynı olmalı… Sevdanın tınısını yakalamalısınız. Aşkın melodisi aynı anda iki gönülde birden dile gelmeli…

Yetmez. Göz de bunu desteklemeli… Yine de kâfi değil… Onaylamalıdır da aynı zamanda.

 Sevdiniz mi, rozenansınız bir olmalıdır. Titreşimler aynı istikameti göstermelidir. Hissedişleriniz, hasretleriniz, hülyalarınız bir olmalı. Birlikte olmalıdır.

Arzularınız aynı olmalı... Birlikte akmalıdır…

Sevginin de istekleri vardır. Beklentileri de çoktur. Büyüyen sevgi yaramaz ve küçük bir çocuk haline de bürünür.  Aşka dönüşürken ya da evrilirken sürekli bir şeyler ister.

İstediğini elde edemediği vakitler de olur. O zaman sendeler, düşer.

İstediğini alamayınca küser.

Gönlünün alınmasını ister. Ruhunun okşanmasına asla doymak bilmez. Verdikçe ister.

Büyüme ameliyesi böylece sürüp gider.

Kimi zaman küçücük bir tebessümü dünyanın en değerli hediyesi sayar. Bazen de ne verilse doymaz. Fazlasını bekler.

Sevebilme yeteneği işte bu sebeple önemlidir. Sabra talip olmaktır. Kor ateşlerde sessizce yanmaktır.

Koca bir okyanusu içmek ama doyamamaktır kimi zaman!

Bir papatyaya bile gözleri ışıldayan âşık, öyle demler olur ki, yeryüzünün tüm çiçeklerini verseniz de doymayabilir.

Bir türkümüz bu durumu şöyle anlatır bize:

“Sanki benim mor sümbüllü bağım var
Zemheri ayında canım gül ister benden”

Sevgiye, aşka talip olan mevsimleri bilmelidir. Bu türküye iyice kulak vermelidir. Sevgilinin iklimi bahar da olur, kış da olabilir… Gazel döker sonbaharsa… Kavurur ve susuz bırakır yaz aylarında ise…

Kısacası seven sevdiğinin iklimine razı olabilmelidir. Yeteneğini bu yönde geliştirebilmelidir.

Hep ilkbahar bekleyen sevgili aşktan ne kadar nasip almıştır? Kışın şiddetine razı olamayan sevdalı baharı nasıl hak edebilir ki?

Sevgiye yeteneğimizi geliştirebilmek için bizden aşkın ne isteyeceği konusunda fikir sahibi olmamız gerekir. Düşünelim dilerseniz aşk ne ister?

-İcraat ister. Seni seviyorum sözü mutlu etse de yetmez. İspat ister. Gösterilmesi gerekir.

- Zaman ister. Aşk zamansızların işi değildir. Her anını ister. Zamanını veremeyenlere aşk asla yüz vermez.

- Emek ister. Yorulmaya talip olmayanların aşkları sahtedir. Sahte paranın ışıkta belli olması gibi sahte sevgilerde fedakarlık gerektiğinde belli olur.

- Paylaşım ister. Hayatın her anını şeffaf biçimde görmek, duymak ve birlikte yaşamak ister. Gizli ajandalara asla tahammül etmez.

- Sadakat ister. “Aşık olmak hoştur amma sadık olmak başkadır başka” diyemeyenlerin sevda pazarında ne işi olur?

- Hoşgörü ister. Seven kişi tolerans gösteren kişidir. Anlayışlı olamayanlar, bencillik atına binip egosuna doğru yol alanlar bu meydana uğrayamazlar.

- Saygı ister. Aşk kabalıkla aynı çatı altında hiç barınamaz. Nazenindir.

- Güven ister. Sevdiğine güvenmek ister. Onun kendisinin ‘Biriciği’ olduğunu iliklerine kadar hissetmek ister.

- Sığınma ister. Aşkın sığınağı sevgilinin gönlüdür. Kıyamete kadar çıkmak istemez.

Elliden fazla kitabın yazarı olan değerli büyüğüm Mustafa Özdamar; sevebildiklerim artı, sevemediklerim eksi hanemde diyor. Demek sevebilmek önemli…

Haluk Nurbaki üstadım ise; Fahr-i Kainat Efendimizin imzasını taşımayan her sevginin sahte olduğunu ifade ediyor.

Tüm bu bilgi ve duygular içinde gerçek sevenleri, sevgi yeteneklerini geliştirenleri ‘Aşk olsun’ diyerek kutluyorum. Sevmek hünerdir çünkü! En büyük hüner! 

Ne diyeyim?

Hep sevin ve sevilin!

HABER NAME/ 11.02.2012 canbolatugur@gmail.com/ https://twitter.com/ugurcanbolat 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum