Sol Ayağım

Bugün size daha çok önce okuduğum ve size tanıtmak adına tekrar bir daha okuduğum her okuduğumda farklı bir tat bırakan güzel bir eser için geldim.

Özelliklede bu eseri gençler adına seçtim. Tatile girdik o zaman kitap okuma sayımızı artıralım istiyorum. Eserimizin adı “Sol Ayağım” Yazarımız ChrıstyBrown bu eseri diğer eserlerden ayıran özelliğini sizlere anlatacağım.

Sol Ayağım eseri İrlandalı yazar Christy Brown’un 1954 yılında kaleme aldığı otobiyografi bir eserdir. Otobiyografik eserler hayatımıza yön veren eserlerdir. Hayalperestler bu tür eserleri sevmezler. Burdan hayalperest kitap dostlarına söylüyorum inanın hayallerinizi bile bu eserde tanıtabilirsiniz.

Yazarımız bu eserde kendi dünyasını biz okuyucularına eksiksiz sunmuştur. Kitabı okurken kendinizi eserin sahibi Christy gibi hissedecek yeri gelecek ağlayacak yeri gelecek güleceksiniz. Annesinin ve Christ’nin yaşama azmi diyebilirsiniz. Doğuştan beyin ferci geçiren bir çocuğun yaşamını okuyacaksınız. Vücudunda sadece sol ayağını kullanabilmektedir. Bu onu hayata karşı 1-0 eksik başlamasına sebep olsa da annesi ve Christy bunu kabul etmedi. Doktorların annesine zihinsel engelli olduğunu söylemesinin öneminin aslında önemsiz olduğunu dünyaya göstermiş oldu. Sol ayağı ile şiir yazması, resim yapması somut örnek olarak bizlere sunulmuş. Gerçek hayatını bizlere sunması birçok insana cesaret verecek cinsten. Nasıl yazmış bu kitabı diyecekler adına sol ayak parmaklarıyla… ilk yazdığı kelime “ANNE” olmuş. Onca cefayı çeken annesine bundan büyük sürpriz ne olabilir ki? Yerde duran sarı tebeşiri sol ayak parmakları arasına kavramasıyla başlamıştı ilk kıvılcım.

İnanmak her şey demek o kendine inandı ve bu eksik başladığı hayata azmi ile şenlendirdi. Kitabın hepsini yazmak istemiyorum. Okuyucularımız kitabı temin ettiklerinde kütüphanelerinde hep tutacakları bir eser olacak.

Başarmak için konuşmak, yürümek gerektirmeyebilir. Yeter ki sen bir çaba harca, hayatı kovala. Sen bir biblo değilsin bunu sakın unutma!

Yazma işi gönülden gelmeli ben bugün bu işlevi yapıyorsam eğer birilerine faydalı olmak istediğim adınadır.

Dünyanın gözleri kör diyorum, her zaman oysa kör olan; görmek istemeyen insanlardır. Bir de sürekli gözümüze acı çeken insanları servis yapan yapay medyadır!

Müslümanım demek ile Müslüman olmak arasında farkı idrak eden insan sayısı gün geçtikçe azalıyor. Tıpkı sinema salonlarında sinemanın bitmesiyle dağılan insan topluluğu gibi.

Yer de ekmek görüp üç kez öpüp alnımıza götüren bizlerden kaç kişi kaldı? Soruyorum hala yapıyor muyuz? Nimete verilen değer böyleyken insana verdiğimiz değeri yargılayacaklar var mı?

Evet ben söylüyorum var! İnsana, çocuğa değer verdiğimiz felan yok! Rahmana havale etmek en kolayımıza kaçıyor sadece. Biz halktan istekler bitmiyor biz halk resmi işlemlerden uzak vatandaşlar Gazze’de yaşanılan katliamlara ne yapabiliriz daha fazla?

Geçen gün 5 çocuk daha katledildi katiller tarafından, bugün Türkiye’de kaç resmi kurum işlem yapmak için adli mercilere koştu. O sayısız sendikacı kardeşlerim ne yaptınız bu zamana kadar? O çok kıymetli dernekler kedi-köpek-insan-köy-ilçe derneklerimiz. Elinizden ne geldi bu zamana kadar?

Ay geldi mi para toplamak, geceler, eğlenceler düzenlemek dışında başka sorumluluklarda yüklenseniz mi acaba…

Sol Ayağı olmayan bir çocuk yetişkin oluyor, duyguları oluyor ben de varım bu hayatta diyebiliyorken fiziksel olarak hiçbir sorunu olmayan insan siz bu dünya için ne yaparsınız?

Bugün hiçbir şey yapamıyorsam ben haberleri de izlemenin hiçbir önemi yok! Boşuna bizler oy kullanıyoruz, benim duygularıma sahip çıkamayacaklarsa benden farkları olmayacaksa boşuna siyaset yapmanın önemi yok.

“Cenaze helvası sizin evde kavrulmuyorsa o helva hep tatlı gelir sizin evdekilere.”

Sol ayağım eseri beni baya götürdü…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum