Topal Osman, Ali Şükrü Bey ve Tek Adam -VII-

topal-osman1(3).20120226171140.jpg

Ali Şükrü Bey ve Bediüzzaman Said Nursi

Kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’in Bediüzzaman Said Nursi ile tanışmış ve ondan etkilendiğini görmekteyiz.

Bununla ilgili olarak 24 Mart 2006 tarihli nüshasında Yeni Asya Gazetesi’nin yazarı şu yazıyı kaleme almıştır;

Ali Şükrü Bey 27 Mart 1923`te bir siyasi tertibe kurban giden Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey, dindar bir hürriyetçi, muhafazakar bir meşrutiyetçi idi. Üstad Bediüzzaman`la tanışmaları İstanbul`un işgali yıllarına dayanıyor. Çok yakın bir münasebet içinde olmamalarına rağmen, yine de bazı ortak noktalarda buluştuklarını görmekteyiz. İkisi de hürriyet ve meşrutiyet taraftarı. İkisi de işgale karşı ve Milli Hareket Cephesini destekliyor. İkisi de Yeşilay`ın hizmetlerine öncülük ediyor. İkisi de Hilafet makamının devamından ve bu makamın Meclistarafından deruhte edilmesinden yana. İkisi de, basın yayın yoluyla İslam’a hizmet etme gayreti içinde. Vesaire...

bediuzzaman.jpg Bütün bu hususlar dikkate alındığında, Ali Şükrü Bey ile Bediüzzaman Said Nursi arasında ciddi bir yakınlık, dostluk ve samimiyet bağının bulunduğu görülüyor. Yeşilay hizmeti Üstad Bediüzzaman, 5 Mart 1920’de İstanbul`da kurulan Yeşilay’ın kurucuları arasında yer alır. (İşgal güçlerinin gemilerle İstanbul`a getirdikleri tonlarca içkiyi halka bedava dağıtarak özellikle gençliği uyuşturma, pasifleştirme teşebbüsü, zamanlama açısından da Yeşilay’ın ehemmiyetini ortaya koymakta.)

O tarihte henüz İstanbul’da bulunan Ali Şükrü Bey de, bu kuruluşa destek verir. Dahası, 16 Mart işgalinden kurtulup Ankara`ya gittikten sonra da bu desteğini aynen sürdürür. Nitekim gider gitmez içkinin ülke genelinde yasaklanması yönünde bir kanun teklifi hazırlar ve bunu Meclis`in müzakeresine sunar. Uzun görüşmelerden sonra, bu kanun (Men`–i Müskirat Kanunu) 14 Eylül 1920 tarihinde kabul edilir. 28 Şubat 1921`de 22 no`lu kanun maddesi olarak uygulamaya sokulur.

…….

Meclis kürsüsündeki bir konuşmasında da şöyle diyordu, Ali Şükrü Bey: “Mehmetçiğin süngüsüyle kazanılmış olan zafer, Lozan`da katledildi. Musul`un terk edilmiş olması, bir anneyi yavrusundan ayırmak gibi büyük bir haksızlıktır. Musul verilemez, gerekirse bu uğurda yeniden savaşırız.Meclis’te ilk siyasi cinayet Yönetim kadrosuyla hemen her konuda zıtlaşan Ali Şükrü Bey, muhalefetini haftanın altı günü çıkarmış olduğu Tan Gazetesiyle de sürdürüyordu. 1923 Mart ayının son haftasında Ali Şükrü Bey’in ortadan kaybolduğu anlaşıldı.ali-sukru-bey.jpg Öldürülmüş olduğu hakkında bir kanaat hasıl oldu. Meclis’te çok sert tartışmalar yaşandı. En hararetli konuşmayı Erzurum mebusu Hüseyin Avni (Ulaş) Beyyaptı. Katillerin bir an evvel bulunması ve en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Aynı hafta içinde durum anlaşıldı. Ali Şükrü Bey’i Topal Osman’a öldürtmüşlerdi. İfadesinin alınmasına fırsat bırakılmadan, Topal Osman da vurularak öldürüldü. Bu sebeple, Tan Gazetesi de kapanmış oldu. Gazete toplam 68 sayı yayımlanabildi. Bediüzzaman Said Nursi, bu dehşet verici cinayetler zincirinin ardından Ankara hükümetiyle yollarını ayırır ve memleketine dönmeye karar verir.

Ali Şükrü Bey(1884–1923) Milli Mücadelenin ateşli kahramanlarından olan Ali Şükrü Bey, 1884 yılında Trabzon Vakfıkebir`de dünyaya geldi. İyi bir tahsil gördü. Denizciliğe meraklıydı. Tahsil hayatını da bu yönde şekillendirdi. Bahriye Mektebini bitirdi. Osmanlı Donanmasına katılacak gemilerin Avrupa’dan satın alınmasıyla ilgili konularda uzmanlık yaptı. Son Osmanlı Meclisine Trabzon mebusu olarak katıldı. Ancak, bu meclisin, 16 Mart 1920`de İngiliz işgal kuvvetleri tarafından baskın yapılarak kapatılması üzerine, bir yolunu bularak Ankara`ya gitti. Burada Milli Hareket cephesine katıldı ve aynı zamanda yeni kurulan Millet Meclisi’ndeTrabzon milletvekili sıfatıyla vazife aldı. Henüz Kurtuluş Savaşının devam ettiği esnada, Ankara’daki yönetim kadrosuyla anlaşmazlığa düştü. Meclisten içkinin yasaklanması yönünde bir karar çıkartmaya muvaffak oldu gerçi, ancak kendisine muhalif olanların da hiddetine maruz kaldı. Lozan antlaşmasına karşı gelmesi ve bu meyanda ateşli konuşmalarda bulunması, rakiplerini büsbütün çileden çıkarttı. 20 Ocak 1923`te yayınlamaya başladığı Tan Gazetesinde, özellikle Kerkük ve Musul’un elden gitmesine veryansın ediyordu. Ali Şükrü Bey’i gözden çıkartanlar, bir komplo neticesinde onu Topal Osman’a öldürttüler. Cesedi bir süre gizli tutuldu. Mecliste adeta kıyamet koptu. Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey, kürsüye çıkarak feveran ediyordu. Ali Şükrü Bey’in ölü veya diri bir an evvel bulunmasını istiyordu. Kısa süre sonra ceset bulundu ve katilin bulunup öldürülmesine karar verildi. Topal Osman, o sırada Çankaya Muhafız Alayı Kumandanıydı. Cinayetin aydınlatılmasını istemeyenler, emellerine alet ettikleri Topal Osman’ı da ifadesi alınamadan vurup öldürdüler. Bu sebepten, cinayetin iç yüzü bir türlü aydınlatılamadı.”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.