TÜSİAD aslına rücu ediyor

Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) aylık 'Görüş' dergisini yeniden yayımlamaya başlamış... TÜSİAD'ın yeni başkanı Ümit Boyner'in ilk faaliyeti sayılabilir bu... Daha çok İstanbul kökenli ve dış bağlantılı işadamlarını temsil eden TÜSİAD, görüşlerini sayfalarına yansıtacağı bir dergiye yeniden ihtiyaç duydu ise, bunu, olumlu karşılamak gerekir.

Acaba?

'Görüş' daha ilk sayısından itibaren garip sesler çıkarmaya başladı. "İlk sayısından" yerine "İlk sayısının kapağından" da denilebilir. Anayasa değişikliği konusunun işlendiği ilk sayının kapağında temsili bir TBMM fotoğrafı yer alıyormuş... Parti gruplarına ayrılan sıralardaki sandalyelerin herbirinde o partinin genel başkanını oturuyor gösteren bir fotoğraf...

Bununla "Partilerde lider sultası var" mesajı verilmek isteniyor: Ne bakanlar, ne milletvekilleri önemli, bir tek Tayyip Erdoğan... Partilerin deve-dişi gibi isimleri fasa fiso, varsa yoksa CHP'de Deniz Baykal, MHP'de Devlet Bahçeli... Siyasi sistemimiz bu üç isim üzerine oturuyor...

Cesur bir kapak bu, her bakımdan... Sonuçta TÜSİAD üyesi de olsalar işadamlarının çeşitli bakanlıklarla işleri var... TÜSİAD bir çıkar grubu, ama aynı zamanda bir baskı unsuru da; her yıl yasama organı üyeleriyle biraraya geldikleri çeşitli etkinlikler düzenliyor. Siyasi kadrolarla ilgili Görüş'ün kapağından ilân ettikleri önyargıdan sonra Ankara'da kendilerine muhatap bulamayabilir cesur TÜSİAD'çılar...

Türkiye'de bir parti-içi demokrasi sorunu olduğunu kimse inkâr edemez; ancak bu sorunun boyutu kapakta yer alan fotoğraftaki kadar keskin mi? Her partide saygın, tek başına birer değer olan nice isim var ve bunlar gerekli gördükleri zaman yaptıkları müdahalelerle yanlıştan döndürme veya doğruya yöneltme gücüne sahipler... Nice kritik noktada Meclis liderlerini aşabildi.

Bu tür keskin eleştirileri yapanların her şeyden önce kendilerinin aynı konuda eleştirilemez bir konumda olmaları gerekir. TÜSİAD'ın şimdiki başkanı Ümit Boyner'i kim seçti? Ya ondan bir önceki başkanı? Ondan bir öncekini? Geleneksel olarak TÜSİAD başkanları, genel kuruldan hayli zaman önce, örgütün çekirdeğini oluşturan çok dar bir kadronun uzlaşmasıyla belirleniyor; genel kurul üyelerine o çekirdek kadronun belirlediği ismi benimsemek kalıyor...

Kendi içlerinde 'demokrasi' uygulaması böyle de, ülke sorunlarına yaklaşımları çok mu farklı TÜSİAD'ta buluşanların? Yıllardan beri kaç raporla "Mutlaka yapılsın" diye bastırdıkları, her yıl Ankara'ya kadar giderek milletvekilleri önünde savundukları anayasa değişikliği tekliflerinin en önemlileri için harekete geçti hükümet; TÜSİAD bin dereden su getirerek vaktiyle savunduğu değişikliklere şimdi kendisi karşı çıkıyor...

Örgütün eski yöneticilerinin anılarını okuduğunuz, temas ettikleri siyasi ve siyasi-olmayan kişilerin anlattıklarını dinlediğinizde, TÜSİAD çekirdek kadrosunun, ülkede meydana gelmiş hemen bütün olağan-dışı gelişmelerde telkin veya tavsiyelerinin rol oynadığını anlıyorsunuz. Heyetler halinde gidilen çeşitli Ankara ziyaretlerinde askerle temas edenler TÜSİAD'ın çekirdek kadrosu değil miydi?

TÜSİAD'ın önce kendi örgüt-içi demokrasi sorununu çözmesi, TÜSİAD'çıların demokrasiyi içselleştirmesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar