TÜSİAD var TÜSİAD'tan içeru

Ülkemizin öndegelen işadamlarının yuvası TÜSİAD kapatılma davası hakkında ne düşünüyor? Kapatılmasını mı istiyorlar iktidar partisinin TÜSİAD'çılar, yoksa görevine devam etmesini mi? Kapatma konusunda kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri değil de TÜSİAD'çılar olsaydı, karar nasıl çıkardı? TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ bir ev kazası geçirip ayağını kırmış, bu sebeple şu sıralarda fazla hareketli değil; ancak eski halinde olsaydı acaba “Ak Parti kapatılmasın” diye mi lobi yapardı, yoksa “Kapatılsın” diye mi?

İşte size bir dizi soru.

Geçen akşam 'içeriden' biriyle konuşurken, “Öyle diyen de var, böyle diyen de” cevabını aldım. TÜSİAD bu konuda yekvücut değilmiş. Konuştuğum kişi parti kapatmalara da AK Parti'nin kapatılmasına da şiddetle karşıydı. Samimiliğini sorgulamam gerekmeyecek kadar ne yaptığını bilen biri o.

TÜSİAD'ın bu konuda ne düşündüğü pek çok bakımdan önemli. 'İstanbul Dükalığı' diye de anılan toplam 300 kadar aileden oluşan bir birlik aslında TÜSİAD; ancak ülkenin en büyük sanayi kuruluşları, bankaları, dağıtım şebekeleri, ticari şirketleri o ailelerin elinde. Hükümetlerin ekonomik kararları doğrudan onları etkiliyor. Ak Parti bugüne kadar TÜSİAD'ın tavsiyesini dinledi, IMF'yi darıltmadı. TÜSİAD üyeleri şu son beş yıl içerisinde servetlerine birkaç servet daha kattılar.

Türkiye normal bir ülke olsa, TÜSİAD çatısı altında toplananlar başka ülkelerdeki burjuva akrabaları gibi rasyonel davransalar, ülkemizin öndegelen işadamları dünyanın dört bir yanına yayılıp “Ak Parti kapatılmasın” lobisi yapıyor olurlardı.

Ülkesi İsveç'i uzun bir süre Ankara'da temsil etmiş olan Büyükelçi Ann Dismorr, 'Kodları Çözülmüş Türkiye' adını uygun gördüğü kitabının tanıtımı için Brüksel'de gazetecilerin karşısına çıktığında ilginç şeyler söyledi. Biri şu: “Birçok TÜSİAD üyesi, gayri resmi görüşmelerinde AK Parti'nin yargı tarafından kapatılmasını destekliyor. Bunları anlayamıyorum, çünkü Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye yatırımı akını siyasal istikrar sayesinde oldu. Batı Avrupalı bakışıyla bunu sindirmek zor.”

Kapalı kapılar arkasında “Ak Parti kapatılmalı” diyormuş TÜSİAD yöneticileri...

O çevrelere yakın bir dostum, “Bunda şaşılası bir yön görmüyorum” dedi bana. “TÜSİAD deyince aklınıza o sırada yönetim kurulunda yer almış kişiler geliyor; oysa esas güç 'Derin TÜSİAD'ta ve o da değişmeyen birkaç kişiden oluşuyor. O birkaç kişi, ortada TÜSİAD yokken de askeri müdahalelere karşı çıkmadılar; TÜSİAD'ı kurdular, yine askerlere göz kırptılar...”

Sebep?

Sebebi basit: Evet, son birkaç yılda zenginlikleri artı, ama artık yalnız değiller ve enselerinde başkalarının nefesini hissediyorlar. Bu da onları rahatsız ediyor. “Daha az kazanalım, ama rakibimiz olmasın” düşüncesindeler. Rekabetçi bir ortamda geride kalmak, ya da görünmeyen iktidarlarını başkalarıyla paylaşmak hem işlerine gelmiyor, hem de güçlerine gidiyor...

Dostumun yukarıda özetlediğim görüşleri olağanüstü ilginç geldi bana.

Ekonomi konularına özel bir ilgim olmadığı bilinir, bu sebeple “TÜSİAD nedir?” sorusuna cevap vermekte zorlanabilirim. TÜSİAD dendiğinde iki şeyi anlamalıyız herhalde: 1. Nispeten gençlerden oluşan yönetim kurulu üyeleri... 2. Kıdemli TÜSİAD'çıların üyelik ettiği Yüksek İstişare Konseyi (YİK)... YİK'in içerisinde sadece birkaç kişinin alındığı daha 'derin TÜSİAD' olduğunu iddia edenler de var.

Bu iddianın sahibi olan bir başka dostum, “YİK var, ama bir de YİK içinde YİK var” dedi bana. 2004 yılında Koç Holding'in yönetimini oğlu Mustafa Koç'a terk ederken, Rahmi Koç, TÜSİAD YİK Başkanlığı'ndan da ayrılmıştı... “Ayrıldı, ama ilişkisini kesmedi” iddiasında o dostum. Tersine, Sakıp Sabancı'nın vefatı sonrasında 'YİK içindeki YİK', ya da 'Derin TÜSİAD' yapılanmasının liderliğini üstlenmiş Rahmi Bey...

“Derin TÜSİAD'ın başı vefat edene kadar Sakıp Bey'di; şimdi Rahmi Bey” dedi o dostum. Gerekli gördükleri zaman bir araya gelir ve aldıkları eylem planını derhal uygularmış heyet. İçinde bir medya patronu, birkaç TÜSİAD eski başkanı ve YİK Başkanı bulunurmuş heyetin... “Hepsi beş veya altı kişi...”

Böyle kuruluşlarda devamlılığı eskiler sağlar. Ak Parti'nin kapatılması konusunda “TÜSİAD'ta öyle düşünen de var, böyle düşünen de” deniliyor ya, bunu “YİK ve Derin TÜSİAD Ak Parti'nin kapatılmasından yana” diye mi yorumlamak gerekiyor acaba? Rahmi Koç, Tayyip Erdoğan'ı kızdıran bir açıklama sonrası sıfatlarından arınarak dünya turuna çıkmıştı; şimdi de bazı şeyleri göze alıp yakın çevresinin görüşlerini kamuoyuyla paylaşabilir.

Böyle bir çıkışa karar verirse, ben buradayım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.