“Üç yüz altmış yedi” pare “ihanet” atışı!

CHP'nin “normalleşme” ihtimalinden bile nefret edenler var. Çarşaf açılımı, ardından “Her mahalleye Kur'an Kursu” adımı Deniz Baykal'ı kimi laikçi simaların gözünde birdenbire “Laikliğe ihanet eden adam” haline getiriverdi…

“Böyle bir CHP'ye oy vermek cumhuriyete ihanettir” diyecek kadar ileri gidenler oldu.

Laikçi Cephe'nin önde gelen yazarları, laiklik bahsinde en az kendileri kadar duyarlı olan Baykal'ın ne yapmakta olduğunu çözemiyorlar.

O cephedekiler için -eleştirdikleri kişileri “laikliğe ve cumhuriyete ihanet”le suçlamak son derece konforlu bir iştir.

Ama bu defa karşılarında CHP'nin lideri var…

Baykal'ı ihanetle suçlarken komik duruma düşüyorlar.

Zihinlerini kemiren soru şudur: “Baykal CHP'yi adım adım normalleştirirse halimiz nice olur?”

Asıl dertleri laiklik değildir, emin olunuz.

*

“367 Hurafesi”nin mucidi Sabih Kanadoğlu da hızını alamayıp Deniz Bey'i ihanetle suçladı.

Kanadoğlu “Oy uğruna misyonundan sıyrılanları tarih affetmeyecektir, sizler de affetmeyin” diye babalandı, CHP'ye…

Sabih Bey, 367 Kumpası'nı birlikte çevirdikleri dönemde CHP'yi ihanetle suçlamıyordu.

367'nin peşinden gitmek -hesapta- “laikliğin yılmaz savunucusu” olmak demekti.

Demokratik rejime çelme takabilmek uğruna 367 dahil her türlü hokkabazlık meşru sayılırdı!

Günümüzde “laikliğe bağlılık” kimilerinin gözünde “Kanadoğlu Tezleri”nin ardında saf tutmakla eş değer hale gelmiştir!

Çarşaf açılımı veya Kur'an Kursu adımı, laikliğimizi CHP eliyle daha kuşatıcı hale getiriyor, güçlendiriyor.

“Nevi şahsına münhasır” laikliğimiz, yüzünü evrensel ölçülerine, temellerine dönmeye başlıyor.

“Kanadoğlu Ölçüleri”nden uzaklaşıyor.

Rahatsızlık bundandır.

*

Şu cümleler, Kanadoğlu'nun laiklikten ne anladığını çok iyi anlatıyor:

“-Laiklik evrensel bir anlam taşımıyor. Her ülkenin kendi yapısına, sosyal dokusuna, mensup olduğu dine göre şekil alır, laiklik. Türk laikliğinde devlet dinin işine karışacaktır. Ancak din devletin işine kesinlikle karışmayacaktır.”

Sabih Kanadoğlu'na göre, laiklik evrensel bir anlam taşımıyormuş!

İşbu ifade, Kanadoğlu'nun aslında “laiklik”ten ne denli uzakta durduğunun; temel derdinin asla laiklik olmadığının ispatıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar