Üstad’ın Darüzziayefe’si

Necip Fazıl Kısakürek’in 1983 yılında rahmeti rahmana kavuşmasından beri; yaşayan hakiki İstanbullu kim kaldı dersek; herhalde herkes Mehmet Şevket Eygi der. M.Şevket Eygi’nin özellikle camiler, yemek yenilecek, çay içilecek mekanlarla ilgili titiz yazılarını okumayanınız yoktur herhalde.

 

40 küsur yıllık İstanbul’lu olmama rağmen bir türlü gidip göremediğim hayli mekan vardı. Bu yaz bir kısmını görmek nasib oldu çok şükür..

 

Koca Sinan’ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camisine defalarca gitmiş birisi olarak, yanıbaşındaki Darüzziyafe’ye gitmek bu seneye kısmet oldu.

 

Başbakan eski Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili kıymetli hocam Prof. Dr. Nazım Ekren ile Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hayrettin Kaplan yemek için ‘Darüzziyafe’de bekliyoruz’ dediklerinde heyecanla gittim. Zira hem hocamı yıllar sonra görecek ve hem de Mehmet Şevket Eygi’nin sürekli bahsettiği Darüzziyafe’de ilk kez yemek yiyecektim.

 

Tüm dünya ile birlikte kavrulan İstanbul’da bir Temmuz günü daha içeri girer girmez bahçede hissettiğniz serinligi görünce; ecdada ve burayı tavsiye edenlere ve dahi davet edenlere şükranlarınızı sunmamak mümkün değil.

nazim-ekren-yeni.jpg

 

Hem mekan, hem yemekler ve hemde dostlar özel olunca insanın kalkası gelmiyor bu tür yerlerden. Ancak Nazım Hocam size bir de Darüzziyafe Çay Bahçesini göstereyim dedi. Yemekteki diğer konuğumuz Prof. Dr. A.Aziz Bayındır ile birlikte yerin altındaki o muhteşem çay bahçesini görünce; alın size modern soğutmalı tarihi mekan dedim kendi kendime.

 

Dostlar mübarek Ramazan’ın sonuna yaklaştığımız şu günlerde; değişik ve özel bir yerde iftar yapmak isterseniz; Darüzziyafe’yi hararetle tavsiye ederim. Hem iftardan önce Süleymaniye Camii’nin haziresinde bulunan merhum A. Ziyaeddin Gümüşhanevi, Mehmet Zahit Kotku ve Halil Necati Coşan’ın kabirlerini de ziyaret etmiş olursunuz.

 

daruzzaiyafe-2.jpg

 

***

Aziz üstadım Prof. Dr. Ramazan Ayvallı ‘İstanbul’da ziyaret edildiğinde duanızın kabul edileceği üç evliyaullah mezarı vardır’ demişti ve kendi el yazısıyla yazıp vermişti, ki hala 18 senelik cüzdanımda taşırım cebimde. Bu üç evliyaullah sırasıyla Üsküdardaki Murad-ı Münzevi, Zeyrek’teki Mehmet Emin Tokadi ve Abdulfettahi Ahri Hazretleridir. Tabii bunlar dışında başta Eba Eyyüp El Ensari, Beşiktaş'taki Yahya Efendi ve yine Eyüp'teki M.Es'ad Coşan Hoca efendiyi ve diğer sahabe-i kiram ve evliyaullahı da unutmamamız lazım İstanbul'un medar-ı iftiharı olarak.

 

Dostlar bu yaz Mehmet Emin Tokadi Hazretlerinin kabrini de ziyaret etmek nasib oldu. Bizler öyle güzel, o kadar önemli bir şehre sahibiz ki; bunun kıymetini ancak benim gibi gurbete çıktığınızda daha iyi anlıyorsunuz. İstanbul’u gezdikçe, tarihe mal olmuş mekan ve şahsiyetleri ziyaret ettikçe, Sevgili Peygamberimizin (SAV) övgüsüne mazhar olmuş ve bize bu muhteşem şehri hediye etmiş Fatih Sultan Mehmet’i hayırla anmamak mümkün değil.

 

***

Söz İstanbul’dan açılmışken yeni ilçeleriyle birlikte Üstanbul’un en güzel ilçesi neresi derseniz; benim cevabım kesinlikle BEYKOZ olur. Şehrin dayanılmaz gürültü ve patırtısından bunalanlara Beykoz’a, Cumhuriyet Köyüne, Ali Bahadır Köyüne,  Mahmut Şevket Paşa Köyüne, Poyrazköy’e, Yuşa AS’ın kabrine gitmenizi hararetle tavsiye ederim.

 

Beykoz malum Küçüksu mesire yerinden dolayı Boğazdaki iki köprünün de şantiye alanıydı. Şimdi üçüncü köprünün yeri de belirlendi ve Beykoz’un en kuzeyine inşa edilecek.

 

Dostlar gelin hep beraber bir kampanya başlatalım ve İstanbul Boğazına inşa edilecek (Allah’tan CHP iptal için Anayasa Mahkemesine müracaat etmedi) üçüncü köprünün adını oylayalım.

 

Ben oyumu açıklıyorum. Ulu Hakan Abdül Hamit Sani. Sizlerde önerilerinizi yazın lütfen.

 

Karşı kıyıdan hepinize kucak dolusu selam, sevgi ve saygılarımla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum