
Prof. Dr. Yakup CİVELEK
Bayramlar Neden Özel Günlerdir?
Her bayram yaklaştığında içimizde hissettiğimiz o tatlı heyecanı, çocukluğumuzdan bugüne taşıdığımız o coşkuyu düşünürken, acaba bu sevinç nereden geliyor diye sormuşuz kendimize?
Bayram sabahı kalktığımızda yüzümüzde beliren o gülümseme, temiz kıyafetlerimizi giyerken içimizde doğan o huzur, kapımıza gelen misafirleri karşılarken kalbimizdeki o sıcaklık...
Bunların hepsi tesadüf mü, yoksa daha derin bir anlam mı taşıyor?
Sevincin Gerçek Kaynağıdır Bayramlar
İslam'da bayramlar, sadece gelenek ya da sosyal bir etkinlik değil; kalplerimizin Allah'a en yakın olduğu, ruhlarımızın en temiz halde bulunduğu mübarek anlardır. Ramazan ayında tutulan oruçlardan sonra gelen Ramazan Bayramı, hac ibadeti ardından kutlanan Kurban Bayramı... Her ikisi de büyük bir ibadetin tamamlanmasının ardından yaşanan manevi bir zirve.
Peki bayramlar neden bu kadar özel günler?
Bu özelliklerinin sebebi ne?
Hiç düşündük mü bu konuda..?
Evet bayramlar gerçekten özel günlerdir. Bayramların sevinci ve mutluluğu, dünyevi başarılardan ya da maddi kazançlardan dolayı sağlanan bir sevinç değildir. Bu, ramazanda Allah'ın rızasını kazanmaya çalışmanın, kurban da O'na yaklaşmış olmanın, günahlarımızın affedilme ümidinin verdiği derin bir huzurdan kaynaklanan bir sevinç ve mutluluktur. İşte bu yüzden Hakk Teala Kur'an-ı Kerim'de Yûnus Suresi – 58. ayette
قُلْ بِفَضْلِ اللّٰهِ وَبِرَحْمَتِه۪ فَبِذٰلِكَ فَلْيَفْرَحُواۜ هُوَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ
"Söyle onlara, (sevineceklerse) Allah’ın lutfu ve rahmetiyle, evet bununla sevinsinler; çünkü bu, onların toplayıp biriktirdiklerinden daha değerlidir. “buyurmaktadır.
Kalplerin Buluştuğu Anlardır Bayramlar
Toplumun her kesiminden insanı, zengini-fakiri, büyüğü-küçüğü, dosttu-düşmanı, yaşlıyı-genci, işçiyi patronu, müdürü-memuru hasılı herkesi bir araya getiren, onları bir ve beraber yapması, bayramları özel kılan bir başka husustur. Herkesimden insanlar bayram namazına gider, zenginle, fakir birbiriyle kucaklaşır ve bayramlaşır. Yaşlı-genç birbiriyle kucaklaşır, çocuklar büyüklerinin ellerini öper, aileler bir araya gelir, husumetler unutulur, kalpler yumuşar. Bunları yaşatan bayrımdır işte.
Nefsin Arınma Vaktidir Bayramlar
Sadece bunlar mıdır bayramları özel kılan hususlar.. Tabi ki hayır.. Bayramları özel kılan hususlar pek çoktur.
Bayramlar aynı zamanda kişinin kendisiyle yüzleştiği, iç muhasebe yaptığı zamanlardır. Akıllı kişi kendini sorgular.
Bu yıl nasıl geçti?
Nefsimize ne kadar hakim olabildik?
Allah'ın emirlerini ne ölçüde yerine getirebildik?
Bayramların bize sunduğu iç muhasebe fırsat pencerelerinden birini yakalayarak, bu soruları sorabilir ve cevaplarını arayabiliriz.
Ramazan boyunca açlığı, susuzluğu yaşayarak fakirin halini anlayan mümin, kurban keserken malına olan bağlılığını sorgulayan mümin... Her iki durumda da aslında yapılan şey aynıdır: Nefsin arınması, kalbin temizlenmesi, Allah'a daha yakın olmaya gayreti...
Aileyi Güçlendiren Bağdır Bayramlar
Bayramların en güzel yanlarından bir başkası da de aile bağlarını güçlendirmesidir. Yılda sadece birkaç kez görüştüğümüz akrabalarımızla bir araya geliriz. Bayramlarda çocuklar büyüklerini tanır, saygı-sevgiyi yaşayarak öğrenirler, büyükler gençlere tecrübelerini aktarır. Bu, sadece sosyal bir faaliyet değil; İslam'da "sıla-i rahim" denen, Allah'ın çok sevdiği bir ibadetin fiilen yaşanmasıdır. Bayramlar, pek çok kimseni yakalayamadığı, sıla-i rahmi güçlendirmek için bize sunulan altın fırsatlardır.
Ne yazık ki günümüzde teknolojinin etkisiyle aile bağlarımızzayıflıyor, teknoloji bağımlılığı aile bireylerini birbirinden koparıyor. Artık, gençlerimiz, çocuklarımız, mezarlıklara ölmüşlerimizi ziyaret etmek, akrabalar ve komşularla bayramlaşmak yerine telefonla veya diğer dijital bağımlılık araçlarıyla meşgul olmakta.
Çocuklarımıza Değerli Bir Mirastır Bayramlar
Sıla-i rahim ruhunu yaşatabilirsek, gerçek anlamını kavratabilirsek, bayramlar, aslında çocuklarımıza bırakacağımız en önemli manevi miraslarımızdan biridir. Ama çocuklar bayramı sadece seker ve harçlık almak, tatil beldelerinde gezip eğlenmek anlıyorlarsa bu miras hayırlı bir miras değildir. Çocuklarımız bayramları dijital mahkumiyetiçinde yaşıyorlarsa, o bayram çocuklarımızı kaybettiğimiz bir miras haline dönüşebilir ve bayramlar çocuklarımızı manevi olarak kaybetmenin bir felaketi de olabilir. Bu yüzden çocuklarımıza bayramın gerçek anlamını, neden sevindiğimizi, bu günlerin ne kadar özel olduğunu anlatmak, yaşatmak, hissettirmek zorundayız.
Bayram sabahı, diğer günlerde olduğu gibi hep birlikte sabah namazına kalkmalıyız. Rabbimize hamd etmeli, tekbir getirmeli, fakiri-garibi hatırlamalı büyüklere saygı-küçüklere sevgi göstermeli, misafir ağırlamalı ve misafirliğe gitmeliyiz. Bunları ve daha fazlasını, çocuklarımızla birlikte yapmalı, onlara bunları bizzat yaşatmalıyız, bu değerleri onların yakinen bilmesini sağlamalıyız. Bayramı bayram gibi yalamalı ve yaşatmalıyız
Bugünün Sınavlarıdır Bayramlar
Bayram ve bayram sevinci güzeldir, özeldir ama bu güzel tablonun içinde sadece bunlar yoktur. Acılar, kederler, hüzünler, gözyaşları… doludur bu tabloda. Günümüzde yaşadığımız zorlukları da görmezden gelemeyiz tabi ki.
Dünyada milyonlarca Müslüman kardeşimiz zulüm altında,Filistin'de, Gazze’de, Doğu Türkistan'da, Arakan'da acı çekerken biz bayram yapmalı mıyız?
Ya da nasıl bir bayram yapmalıyız?
Bu kan ve gözyaşı içinde bayram nasıl olmalı?
Onların çektiği acılar, bizim bayram sevincimizi nasıl etkilemeli?
Bu durumda bayramdan vazgeçmek mi gerekiyor?
Tabii ki hayır.
Bilakis, bu mübarek günlerde onlar için filli ve kavli dualarımızı daha da artırmalı, mümkün olan her türlü yardım imkanlarını çoğaltmalıyız. Kurban etleri ve diğer yardımlarımızla onların yanında olmalı, onlara bunu hissettirmeliyiz. Gönüllerimizde onlara çok büyük yerleraçmak, onlara gönüllerimizde, düşüncelerimizde ve eylemlerimizde yer vermeli, onların gözyaşlarını silmeli ve acılarını dindirmeliyiz, Bayram sevincimizi, mazlum kardeşlerimize duyduğumuz merhamet ve dayanışma duygularıyla bütünleştirmeliyiz.
Yarının Umududur Bayramlar
İslam dünyasının yaşadığı zorluklar, yönetimlerin duyarsızlıkları, Filistin’de, Gazze’de, Doğu Türkistan’da ve gönül coğrafyamızın her bir köşesinde yaşananlar karşısında bazen umutsuzluğa kapılabiliyor, geleceğe yönelik umutlarımız sönüyor, karamsar bir ruh haline giriyoruz.
Ama bayramlar, bize umudun yeniden doğduğu anlar yaşatmalı, umudun yeniden doğduğu zamanlar olmalı bayramlar. Yıkılan, yok olan umutların, hayallerin canlandığı, dirildiği kutlu zamanlar olmalı bayramlar.
Çünkü bayramlarda felaket içinde de olsa, gözyaşı ve hüzünle hem hal olsa da, milyonlarca müslümanın aynı anda, aynı sevinçle, aynı duygularla bir olmasının verdiği büyük güç ve enerji asla küçümsenemez. Bayramlarda aynı duygu ve aynı heyecan, aynı hüzün ve sevinç birlikte oldukça şairin dediği üzere “Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” Bayramla sağlanan bu birlik, bu beraberlik, bu ortak sevinç, büyük bir umut ve güç kaynağıdır. Evet, hüzünlerimiz, acılarımız, gözyaşlarımız, dertlerimiz… vardır ama bu mübarek günlerin getirdiği beraberlik ve bize hissettirdiği birlik, kardeşlik ruhu, her şeyin düzeleceğini, Allah'ın yardımının mutlaka geleceğini hatırlatıyor.
Umudun Yeniden Doğuşudur Gelecek Bayramlar
Her bayram bitimine doğru içimizde bir hüzün olur, "Keşke hiç bitmese, daha uzun sürse" deriz. İşte bu his ve bu düşünce bayramların ne kadar kıymetli olduğunun en açık bir göstergesidir. Bitmesine üzüldüğümüz bayram, ömrümüz olursa yeniden gelecektir. O halde gelecek bayramlara daha iyi hazırlanmak, bu mübarek günlerin değerini daha iyi bilmek, bayram ruhuna daha uygun davranmak gerekir. Bayramı, yılda iki kez yaşanan özel günler gibi değil; tüm yıl boyunca içimizde taşımamız gereken değerlerin en yoğun yaşandığı anlar olarak hissetmek yaşamak gerekir.
Bayramı, sevinç, mutluluk, umut, kardeşlik, paylaşma ruhu, Allah'a yakınlık hissinin en yüksek düzeyde hissedildiği anlar olarak anladığımızda ve bunu bizatihi yaşadığımızda, bayramın sadece belli günlerle sınırlı olmaması gerektiğini fark edebilir, bu duyguları ve idraki günlük hayatımızın her anına sirayet ettirebiliriz. Gerçek mümin, her gün bayram yaşar gibi sevinçli, her gün bayram gibi cömert, her gün bayram gibi, her gün umutlu, her gün merhametli….olabilendir. Bayramlar, bize bu güzel duyguları hatırlattığı, yaşattığı için an mübarek fırsatlardır. Bu fırsatları iyi değerlendirdiğimizde, gerçek anlamlarıyla yaşadığımızda, gönüllerimiz/kalplerimiz huzurlu, mutlu ve umutlu olur. Böyle bir kalbe sahip olan mü’min de İslam'ın güzelliklerini etrafına en iyi şekilde yansıtabilir.
Sözün özü, bayramlar çok çok önemli ve son derece değerlidir. İşte bayramlarımızı kalbimize dokundurmalı, ruhumuzla hem hal etmeli, hayatımızda özümseyerek özümüzle yaşamalıyız. Bayram ne sadece gelenek ne de sadece sevinç... ne de bir umuttur. Bayram bunların hepsi, hatta daha fazlasıdır. Bayram bizi biz yapan, bizi var eden ve bizi var edecek en yüksek değerlerimizdendir.
Rabbim, bizlere bu mübarek günlerin hakkını vermeyi nasip etsin. Amin… Amin…Amin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.