Aslan DEĞİRMENCİ

Aslan DEĞİRMENCİ

Devlet Bahçeli’ye mektup!

Sayın Devlet Bahçeli,

Hiç tartışmasız sizin ve partinizin uzun yıllardır Filistin hassasiyetinizi bilmeyen yok.

Örneğin İsrail’in Gazze’ye düzenlediği alçak saldırılardan birinde, “İsrail’in Gazze’ye saldırısı ve Filistinli kardeşlerimizin kanını dökmesi yeni bir cinayet mekanizmasının devreye girdiğini işaret etmektedir” diyerek Siyonist çetenin katliamlarına tepki göstermiştiniz.

Hatta İsrail’in Filistin’e düzenlediği bir başka saldırıyı nefretle ve lanetle kınamış, İsrail’in yanında saf tutan ABD’yi de sert sözlerle eleştirmiştiniz.

Mavi Marmara saldırısının ayrıntıları bile netleşmeden, İsrail’in terörist yöntemlerden beslendiğini ifade edip, kınama yayınlanmıştınız. Kanlı baskının bilançosu ortaya çıktığında, “Gazze’ye insani yardım malzemesi götüren Türk bayraklı sivil gemilerimiz İsrail’in askeri saldırısına uğramıştır. Bu saldırıyı nefretle kınıyorum” demiş, misliyle karşılıkverilmesini önermiştiniz.

İsrail Gazze’ye bomba yağdırdığında ise, “Mahzun ve masum Gazzeli kardeşlerimize vahşice bomba yağdırılması yeni bir kanlı sürecin habercisi niteliğindedir ki; buna çanak tutan, ortam açan, bahane bulan kim varsa ölümlerde pay ve hisse sahibidir” diyerek küresel emperyalizme rest çekmiştiniz.

Saldırılara tepkisiz kalındıkça yeni açıklamalara imza atmıştınız. Bunlardan birinde, “Masum sivillerin katledilmesi meşru kabul edilemez. Üzerine yerleştiği Filistin topraklarında Müslümanları baskı ile sindirmeye çalışan İsrail'in, terörizmi önleme adına yürüttüğü son işgal milletimizi derinden etkilemiştir. Bu insanlık dışı saldırılar karşısında ABD ve AB olmak üzere uluslararası camianın tepkisiz kalması her yönüyle utanç vericidir” diyerek vicdanını kaybedenleri eleştirerek sesimiz olmuştunuz.

Türkiye halkının olduğu gibi tarafınızı ilk günden seçerek İsrail’i terörist devlet ilan edip, Gazzeli kardeşlerimize sahip çıkmıştınız. Parti yönetiminizden yapılan açıklamalar, yol arkadaşlarınızın İsrail’e gösterdiği tepkiler de sizden farksız değildi. Bir gerçeği söylemekten ne siz ne de partili arkadaşlarınız geri durmamıştı.

Ama bugünlerde canımızı sıkan bir olay var.

Eminim siz de çok rahatsız olmuşsunuzdur.

Ramazan ayında terör devleti yeni bir kuşatma operasyonu başlattı, ev baskınları yapıyor, gençleri topluyor, Hamas üyelerini hukuksuz bir şekilde tutukluyor. Ve sahur vakti sivillerin üstüne bomba yağdırıyor. Kudüs’ün bütün sokak ve mahallelerinde direniş, Siyonist işgale karşı başkaldırı var… Öldürmeyi geçim kaynağı haline getirenler şaşkınlıkla saldırıyor, çoluk çocuk demeden vuruyor. Kardeşlerimiz yaralılarını yakıt yokluğundan ambulanslarla hastanelere bile taşıyamıyor. İnsanlığın sessizliğinden cesaret alan işgal güçleri katletmeye devam ediyor, kardeşlerimizin ilkeli ve tavizsiz tutumu onurumuzun ayaklar altına alınmasına izin vermiyor. Siyonistler insan haklarını karakterlerine uygun bir şekilde ihlal etmeye devam ediyor, Gazze ateş altındayken, çatı adayınız Türkiye'nin Filistin konusunda tarafsız olması gerektiğini savunuyor.

Yani hukuk ve ahlak tanımazlığı ile bilinen Siyonist yapıya üstü kapalı pozitif ayrımcılık talep ediyor. 1948 yılında Filistin topraklarını işgal ettiği günden bu yana Müslümanlara zulüm eden ve soykırım politikası uygulayan İsrail’e Filistin’e baktığımız pencereden bakmamızı öneriyor. Müslümanlar'ın Kabe'den önceki ilk kıblesi Mescid-i Aksa’nın altını oyan Siyonistlerle, Kudüs’ün bekçiliğini üstlenen kardeşlerimizi bir tutmamızı istiyor. Mavi Marmara yardım gemisine saldırarak 9 kardeşimizi şehit edenlerle, kan kardeşi olduğumuz Gazzeliler arasında bir fark olmadığını anlatmaya çalışıyor!

Utanç verici bir durum!

Biliyorum ki siz de çok rahatsız oldunuz!

Bu onurlu halk, yıllardır Siyonizm zulmü altında can çekişen kardeşlerimiz ve onların acılarını yüreğinde hisseden Türkiye halkı da rahatsız.

Daha ilginci de var.

Türkiye'nin Filistin konusunda tarafsız olması gerektiğini savunan köşk adayınız sözlerinin devamında, “İsrail’in realitesini tanıyan ilk devletlerden biri Türkiye’dir” diyerek toplum mühendisliği yapıyor. Elimde Siyonist İsrail’in devlet olarak tanınmasının kararlaştırıldığı Bakanlar Kurulu belgeleri var. İsteğiniz takdirde size seve seve ulaştırırım. Siyonist İsrail devletini tanıyan ilk Müslüman ülkenin Türkiye olduğunun utanç belgesinin altında Milli Şef İnönü’nün imzası var. Türkiye’nin terör devleti İsrail’i tanıdığına dair ilk kararda yazılı olan ifadeler ise şunlar: “İsrail Devletinin derhal tanınması; Dışişleri Bakanlığının 24/03/1949 tarihli ve 35870/115 sayılı yazısı üzerine, Bakanlar Kurulunun 24/3/1949 tarihli toplantısında karalaştırılmıştır.”

İnönü’den sonra imzası olanlar arasında adı sıklıkla yolsuzluklarla gündeme gelen CHP’li Sefa Sirmen’in amcası dönemin Adalet Bakanı Fuat Sirmen de var. Ama o belgelerin altında ne sizin gibi düşünen siyasetçilerin ne de milletin imzası yok. İmzalar CHP zihniyetinin bir göstergesi, bir deşifresi. Ancak o gün Milli Şef tarafından atılan o imzayı gündeme getiren çatı adayınız İhsanoğlu, sanki 77 milyonun İsrail’i devlet gibi kabul ettiğini yansıtmaya çalışması bağlı olduğu zihniyetin yansımasıdır.

Siz o zihniyete sahip çıkamazsınız Sayın Bahçeli!

Biz bu konuda sizin tarafınızı biliyor ve gereğini yapmanızı bekliyoruz.

www.twitter.com/aslandegirmenci

degirmenciaslan@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.