Süleyman Arslan

Süleyman Arslan

Hz. Peygamberin Doğum Günü Milli Gün İlan Edilsin!

27 Eylül 2022’de hicri kameri takvim itibariyle Rebiulevvel ayına girmiş bulunuyoruz. 7 Ekim Cuma gününü Cumartesi gününe bağlayan gece ve takip eden gündüzü 12 Rebiulevvel. Rebîu’l-Evvel ayının onikinci gecesi ve günü Peygamberimiz Hz. Muhammed’in doğum günü olup asırlardır Müslüman milletimiz tarafından Mevlid gecesi ve günü olarak kutlanmaktadır. Bugünün maneviyatından istifade edilmeye çalışılmakta, bu vesileyle toplumda Peygamber sevgisi ve manevi duyarlılık canlı tutulmaya çalışılmaktadır.

Bundan tam 100 yıl önce 30 Ekim 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 129. İctimasında üçüncü celseyi açan Meclis Başkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Sadrazam Tevfik imzasiyle gelen telgraflar üzerine Osmanlı İmparatorluğunun mukadderatı ve Hilâfet meselesi hakkında bir müzakere açmıştır. Bu sırada Saltanatın kaldırılmasına ilişkin takrirler sunulmuştur. Bu takrirlerden biri de “Sinob Mebusu Dr. Rıza Nur Beyle 78 arkadaşının, Osmanlı İmparatorluğunun münkariz olduğuna ve yeni Türkiye Hükümetinin onun vârisi bulunduğuna ve Makamı Hilâfetin esaretten kurtulacağına dair takriri”dir. Dr. Rıza Bey’in ve arkadaşlarının takriri re’ye sunulmuş, yeterli sayıya ulaşılamadığı için bir sonraki gün tekrar re’ye konulması kararlaştırılmıştır[1].

1 Kasım 1922 tarihli bir sonraki içtimada oylama öncesi Gazi Mustafa Kemal Hazretleri bir konuşma yapmıştır. Konuşmasında Türk tarihi ve İslâm tarihini başından itibaren hilafet ve saltanat eksenli olarak değerlendirmiştir. Son Peygamberimiz olan Muhammed Mustafa Sallallâhü aleyhi ve sellem’in 1394 sene evvel Rumi Nisan içinde Rebiyülevvel ayının 12 nci Pazartesi gecesi sabaha doğru tan yeri ağarırken, gün doğmadan doğduğuna, Arabi tarihiyle o akşamın veladet gününün yıldönümüne tesadüf ettiğine işaret etmiştir. “Bugün o gündür. İnşallah bu hayırlı tesadüftür.” demiştir. Konuşmanın ilgili bölümü şu şekildedir:

“Allah, kullarının lâzım olan noktai tekemmüle vusulüne kadar içlerinden vasıtalarla dahi kullariyle iştigali lâzimei uluhiyetten addeylemiştir. Onlara Hazreti Adem Aleyhisselâmdan itibaren mazbut ve gayrimazbut ve nâmütenahi denecek kadar çok Nebiler, Peygamberler ve Resuller göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasiyle en son Hakayıkı diniye ve medeniyeyi verdikten sonra artık beşeriyetle bilvasıta temasta bulunmaya lüzum görmemiştir. Beşeriyetin derecei idrak, tenevvür ve tekemmülü her kulun doğrudan doğraya ilhamatı İlâhiye ile temas kabiliyetine vâsıl olduğunu kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki; Cenabı Peygamber, Hatemülenbiya olmuştur ve kitabı, kitabı ekmeldir. Son Peygamberimiz olan Muhammed Mustafa Sallallâhü aleyhü vessellem 1394 sene evvel Rumi Nisan içinde Rebiyülevvel ayının 12 nci Pazartesi gecesi sabaha doğru tan yeri ağarırken doğdu, gün doğmadan…

REFİK BEY (Konya) — Ne güzel bir tesadüf.

MUSTAFA KEMAL PAŞA. HAZRETLERİ ( Devamla) — Bugün o gündür. İnşallah bu hayırlı tesadüftür. (İnşallah sesleri) Filhakika Arabi tarihiyle bu akşam yevmi velâdetin senei devriyesine tesadüf ediyor.”

Sonuçta oylama tekrarlanmış, saltanat ilga edilmiş, milletin hâkimiyeti/saltanatı kabul edilmiştir[2].

Bu kabülün hemen ardından, İcra Vekilleri Heyeti Reisi Rauf [Orbay] Bey, “Efendim, bu akşam Risaletpenah Efendimizin Velâdetlerine tesadüf etmekle âlemi İslâm müşerreftir. Aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi ki; hakiki millete istinadediyor, onun da bihakkın istiklâlinin teyid edildiği gündür. Bu ikisi hürmetine bu mesut geceyi tes’iden bu gece ve yarının bayram kabul edilmesini” teklif etmiştir. Bunun üzerine Meclis sıralarından bravo sadalarıyla alkışlar yükselmiştir. Oturum Başkanı TBMM İkinci Başkanı Adnan [Adıvar] Bey, Rauf Beyefendinin bu gece ve yarının bayram addedilmesini teklif ettiğini kabul edenlerin el kaldırmasını istemiş, kabul edilmesi üzerine, prensip itibariyle şu an kabul edildiğini, tabi olarak bunun daha sonra kanun şeklinde de tesbit edileceğini ifade etmiştir[3].

12 Rebî-ül-evvel gecesiyle gününü bayram kabul eden TBMM Kararı şöyledir:

12 Rebî-ül-evvel Gecesiyle Gününün Bayram Addi Hakkında

Karar Numarası: 309

Kabul Tarihi: 1/2 Kasım 1922

Vilâdet-i Peygamberiye ve Hâkimiyet-i milliye ilânına müsadif 1/2 Teşrîn-i sânî gecesinin ve müteâkıb günün bayram addine karar verildi.

1/2 Teşrîn-i sânî 1338 [11/12 Rebî-ül-evvel 1341]

2 Kasım 1338 (1922) tarihli bir gün sonraki içtimada da Sivas Mebusu Rauf Beyin 12 Rebiülevvel gecesiyle gününün Îdi Millî addi hakkında kanun teklifi Lâyiha Encümenine gönderilmiştir[4].

Rauf Bey’in Kanun Teklifi Layiha Encümenince müzakereye uygun görülerek 24 Ekim 1923’te Mecliste görüşülmüş, 12 Rebiyülevvel gecesiyle günü Hâkimiyet Bayramı olarak kabul edilmiştir[5].

Layiha Encümeni Mazbatasıyla birlikte Genel Kurula sunulan kanun teklif takriri şu şekildedir:

“Riyaseti Celileye

Meclisi Âlice, İstanbul’daki Hükümeti şahsiyenin tarihe intikali ile hakkı hâkimiyetin uhdei millette istikrarını müemmen ve müeyyet kararın verildiği 1 Teşrinisani 1338 günü akşamı mesud bir tesadüf olarak Resulü Ekremimizin Leylei Vilâdetleri olan 12 Rebiyülevvel gecesine de müsadif olduğundan Leylei mezkûre ile ferdasının Vilâdet Kandili ile beraber aynı zamanda milli bayram olarak kabulü için âtideki teklifin kesbi kanuniyet eylemesini arz ve teklif eylerim efendim. 12 Rebiyülevvel.

Sivas Mebusu Hüseyin Rauf

12 Rebiyülevvel Gecesiyle Gününün Millî Bayram Addine Dair Kanun

Madde 1. — Leylei Vilâdet Hazreti Risaletpenahiye müsadif olup Türkiye’de saltanatı şahsiyenin ilgasiyle hukuku Saltanatın uhdei millette istikrarını ve Hâkimiyet-i Milliyenin teessüsünü sureti katiyede tesbit eyliyen kararın Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edildiği 12 Rebiyülevvel gecesi ile günü Hâkimiyet Bayramı addolunmuştur.

Madde 2. — İşbu kanun tarihi kabulünden muteberdir.

Madde 3. — İşbu kanunun icrasına Büyük Millet Meclisi memurdur.”

Layiha Encümeni Mazbatası ise şu şekildedir:

“Riyaseti Celileye

Sabık Sivas Mebusu Rauf Beyin, Leylei Vilâdet Hazreti Risaletpenahiye müsadif olan 12 Rebiyülevvel gecesindeki Meclisi Millînin içtimaında saltanatı şahsiyenin ilgasiyle Hâkimiyeti Milliyenin teessüsü karargir olduğundan bahsile yevmi mezkûr ve gecenin Hâkimiyet Bayramı olarak kabulü hakkındaki teklifi kanunisi tekrar encümenimizce mütalâa ve tetkik olunarak şayanı müzakere görüldüğünden Heyeti Umumiyeye arz ve takdimine karar verildi.

Lâyiha Encümeni Reisi Mazbata Muharriri

Emin Namına

Süleyman Sırrı

Kâtip

Necib Ali “[6]

“1/2 Kasım 1922’den 27 Mayıs 1935 tarihine kadar ülke gündeminde olan bu millî bayram ilk olarak 1924 yılında oldukça şaşalı bir şekilde kutlanmıştır. Resmî merasim düzenlenmiştir. 1925 yılında Cumhuriyetin yıldönümünün millî bayram olarak kabulüyle başlayan süreçte aynı yıldan itibaren Hâkimiyet-i Milliye Bayramlarında resmî devlet merasimleri yapılmamış ancak çoğunda bayram kutlamaları yapılmıştır. Bayram günleri resmî tatil ilan edilmiş, mümkün olan her yer bayraklarla, ışıklarla donatılmıştır. Aynı zamanda Mevlid Kandili olduğu için de camiler, mescidler kandillerle donatılmış İstiklâl Harbi şehîdlerimize de fâtihalar ithaf edilmiştir”[7].

27 Mayıs 1935 tarihinde çıkarılan 2739 sayılı kanûnun yürürlüğe girmesi üzerine mülga olmuştur[8].

Bu noktada belirtmek gerekir ki, günümüzde Türkiye Devleti demokratik ve lâik Cumhuriyet olup demokratik toplum düzeni içinde milletin tamama yakını Müslümandır. İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Cumhurbaşkanlığına bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuş, diğer din mensupları için de kendi mevzuatları oluşturulmuştur. Anayasa’mızın değişmez hükmü olan İstiklal Marşı’mızda “Hakk’a tapan millet” olarak tanımlanan Türk Milleti birlik ve beraberliğe muhtaç olduğu her zor günde milli ve manevi değerlerine sarılmış, devlet ve millet olarak bu değerlerin manevi gücünden yararlanarak emperyalizme karşı başarılı bir mücadele vermiştir. Nitekim, İstiklal Marşı da bu manevi güçten yararlanmak üzere yazılıp kabul edilmiştir. İstiklal Marşı’ndaki “Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli, Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli!” ifadeleri de emperyalist saldırılara karşı Allah’ın ve Peygamberinin en önemli ortak motivasyon kaynağı olduğunu göstermiştir. İstiklal Marşı bugün de terörizme ve dış saldırılara karşı birlik ve beraberliğimiz için temel payda olmaya devam etmektedir.

İlginçtir ki, Millî Mücadelenin sonunda Büyük Millet Meclisi’nin açılışı, miladi olarak Hz. Muhammed’in doğduğu haftanın ilk Cuma gününe denk geldiği gibi Saltanatın kaldırılıp millet hakimiyetinin tesisi de Hz. Peygamberin hicri doğum günü olan 12 Rebiyülevvel gününe tesadüf etmiştir. Başta Atatürk olmak üzere bütün Meclis üyeleri de bu günlerin bereketinden resmen istifade etmişlerdir. Bu bağlamda, hakimiyetin saltanattan millet iradesine geçişine ilişkin kanunun bir gün önceki oylamasında sayı çoğunluğu sağlanamadığı halde, ertesi gün Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Hz. Peygamberi referans alan bir konuşma yapmış, o günün Peygamberin doğum gününün yıl dönümüne tesadüf etmesini hayra yormuş, mebusların tamamına yakınının oyuyla Kanun 1 Kasım 1922 tarihinde kabul edilmiştir. Buna binaen de 12 Rebiyülevvel gecesi ile günü gelecek her yıl için Hâkimiyet Bayramı olarak kabul edilmiştir.

26 Aralık 1925’te çıkarılan 698 sayılı Kanun’la Türkiye Cumhuriyeti’nde resmî devlet takvimi olarak miladi takvim kabul edilmiş, aynı Kanunun 3. Maddesiyle “Hicrii kameri takvimin ötedenberi olduğu üzere ahvali mahsusada kullanılır” hükmü getirilmiştir. Buna istinaden mübarek geceler ve dini bayramların hicrii kameri takvim üzere kutlanmasına devam edilmiştir. Resmi takvim ile ahvali mahsusada kullanılmaya devam eden takvimin ayrışması nedeniyle Hakimiyet Bayramını hicri takvime göre kutlama imkanı kalmamış, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarının yanında gölgede kalmıştır. 2739 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi nedeniyle mülga olmuştur. Ne var ki, bu bayramın aynı zamanda Peygamberin doğumu bayramı olduğu, her iki günü tes’iden bayram ilan edildiği dikkatten kaçmıştır.

Bu süreçte, 1989 yılından itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından siyasi parti liderlerinin de katılımıyla önce miladi takvime göre Kutlu Doğum Haftaları kutlanmaya başlanmış, 2017 yılından itibaren de hicri takvime göre Mevlid Kandili’nin kutlandığı hafta Mevlid-i Nebi Haftası olarak kutlanmaya devam etmiştir. Ancak, Hz. İsa’nın doğum gününün tüm Hristiyanlık aleminde çok güçlü bir şekilde kutlanmasına nispetle milletimiz olağan mesaisinden zaman ayıramadığından Hz. Muhammed’in doğum günü aynı nispette yad edilememektedir. Bu nedenle bundan tam 100 yıl önce kabul edildiği gibi 100 yıl sonra da Mevlid-i Nebi gününün Bayram veya ulusal gün olarak ilan edilerek genel tatil yapılması toplumun ortak manevi değerleri etrafında buluşması ve milli iradesine sahip çıkması açısından büyük faydalar sağlayacak, Mevlid-i Nebi Haftası’nın daha verimli olmasına imkan verecektir.

Bunun için yapılması gereken tek şey 2429 sayılı Ulusal Bayram Ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2’nci maddesinin birinci fıkrasıyla birinci fıkranın C ve D bendlerine “Mevlid-i Nebi Günü” veya “Mevlid-i Nebi Bayramı” şeklinde ufak bir ilave yapmaktır. Bunun için;

2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve 15 Temmuz günü” ibareleri “, “15 Temmuz günü ve 12 Rebiulevvel günü” olarak değiştirilmelidir.

“1 Ocak günü yılbaşı tatili, 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü ve 15 Temmuz günü Demokrasi ve Milli Birlik Günü tatilidir” şeklindeki C bendi “1 Ocak günü yılbaşı tatili, 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü, 15 Temmuz günü Demokrasi ve Milli Birlik Günü ve 12 Rebiulevvel Mevlid-i Nebi Günü tatilidir” şeklinde değiştirilmelidir.

Aynı şekilde, “Ulusal, resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı günü, 1 Mayıs günü ve 15 Temmuz günü resmi daire ve kuruluşlar tatil edilir” şeklindeki D bendinin birinci cümlesi de “Ulusal, resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı günü, 1 Mayıs günü, 15 Temmuz günü ve 12 Rebiulevvel Günü resmi daire ve kuruluşlar tatil edilir” şeklinde değiştirilmelidir.


[1] https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c024/tbmm01024129.pdf

[2] https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c024/tbmm01024130.pdf

[3] https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c024/tbmm01024130.pdf

[4] https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c024/tbmm01024131.pdf

[5] T.B.M.M. Zabıt Ceridesi, 24.10.1339 (1923), s.15.

[6] https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d02/c003/tbmm02003041.pdf

[7] Cemal Güven, Hâkimiyet-i Milliye Bayramı, Akademik Araştırmalar 2020, Editörler: Coşkun Arslan, Erdal Hamarta, Sabahattin Çiftçi, Mustafa Uslu, Çizgi Kitabevi, Aralık 2020, ss.366-377, ISBN: 978-605-196-545-1, Kitap Bölümü.

[8] T.B.M.M. Zabıt Ceridesi, 27.05.1935 https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d05/c003/tbmm05003031.pdf

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.