KADININ DÜŞMANI: KADIN

KADININ DÜŞMANI: KADIN                        Dilek SOYSAL

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, Kemal Atatürk’ün devrim niteliğindeki en büyük adımı, kadına tanıdığı seçme ve seçilme hakkıdır.

Bu hakla birlikte kendini tanıyan ve tanımlayan kadının o günden bu güne  geldiği süreçte,  aldığı mesafe,istatistiklere bile bakmaya gerek yok, bana göre tam bir hayal kırıklığıdır…

Sonuç, sebeple ilişkilendirildiğinde  ancak, gerçeğe ulaşılabilir.

Bu dev adım, kadını erkek eğemenliğinden kurtararak, deyim yerindeyse kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamaya yönelikti oysa.

*

Kadınlar olarak neredeyiz, şimdi günümüzde durum ne, hiç düşündünüz mü?

60 yılda bırakın % 50 yi, %30 a varamayan milletvekilliği kotası..

Siyasi partilerdeki kadın yönetici fakirliği..

Hala ikiyi bulamayan kadın bakan, vali, kaymakam…

Siyasi partilerin il başkanlıklarını oluşturan kadın sayısı, bir elin parmaklarını bile geçmezken, iş dünyasındaki acınası durumsa cabası…

Üstelik, uzun süredir bize özgü birde yeni moda uygulamamız var. Sadece siyasi partilerde değil, STÖ ler,  sendikalar gibi kuruluşlarda kadın kolları sınıflandırması hepten traji-komik.

Bu  cinsiyet ayrımcılığının taa kendisi...

Kadınlar kendi aralarında çay partisi düzenleyip eğlensinler, ama erkeklerin işine karışmasınlar.

*

Peki erkek kolları neden yoktur?

Hadi kategorilerinde, çocuk meclislerini anlarım.

Engellileri de anlarım.

Ama kadın, hangi katagoriye girer anlamam…

*

Bu ülkede herkes, kadınlar üzerinde konuşma ve konumlandırma hakkını kendisinde görür.

Kendini tanımlayacak kadın ise, bu konuda hak sahibi değildir. Üstelik kadın üzerinde konuşan kadın, ne gariptir ki, yine erkek eğemenliği ekseninde kendini ifade etmeye çalışır.

*

Kadına kaç çocuk doğuracağını salık veren, erkektir.

Eşine çok eşlilik hakkını vermeye çalışan, kadındır…                              

Bu ülkede kadın üzernde çok şeye kadir olan erkektir.

Kendini üretim makinası olarak gören kadındır…

Birden fazla evliliğe göz kırpan erkektir.

Erkeğini masum gösteren kadındır.

Kısaca, devlet ‘baba’dır.

Sesi çıkmayan ise, devlet ‘ana’dır..

*

Bu örnekler bize kadının, kadına biçtiği rolü gösterir…

*

Kadın savunucuları mı?..

Kadının kadına düşman olduğu bir toplumda, onların da kesinlikle bir savunucuya ihtiyacı var!...

                                                                                          

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum