Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Kripto/Dijital Para Ne Kadar Güvenli-5

Dijital paradaki veriler bu işle ilgilenen herkese açıktır ve zaten de bu verilerin indirilmesi serbesttir. İşin esasında dijital hesapların farklılığı da (blockchain) buradan gelmektedir. Talip olduğunuz şeyin nasıl sisteme girdiğini, hangi aşamalardan geçtiğini görebilme imkânınız vardır. Bu anlamda verilerin kaybolması, çalınması ya da yanıltılmanız gibi durumlarla karşılaşma ihtimali bir o kadar azdır. Zira sisteme giren herkes bu verileri indirebilir ve muhafaza edebilir. Bu da kendi içerisinde bir güvenlik ağı oluşturmaktadır. Ancak bu serbesti ve şeffaflık bir o kadar da istismara açıktır.

Konuya bu açıdan bakıldığında ticari sırların deşifre olduğu söylenebilir. Ancak kod isim kullanılması ve verilerin sayısı belirsiz olması kimliği gizler. Muhatap aslında kişi değil, kod isimle temsil edilen bilgisayarlar olduğu söylenebilir. Zira işlem sıradan kimsenin yapabileceği bir şey olmadığı gibi, sıradan bilgisayarların da marifeti değildir. Gerçek kimlik ibraz zorunluluğu olmadığından kendinizi gizleyebilirsiniz. Yani işlem gözükse bile bu işlemi gerçekte kimin yaptığını paylaşıp paylaşmama işlemi yapan tarafın iradesindedir. Bu bakımdan düşünüldüğünde ise gizliliğin sürdürüldüğü söylenebilir.

Gizlilik sadece kimlik-isimle de sınırlı değildir, konum bilgileri ve bilgisayar IP’leri de belirsizdir. Kişinin birden fazla hesabı (cüzdanı) ya da kon adı olabilir. Kişinin birden fazla hesabının ve kod adının olması da, bilinemeyeceği için, hisselerin çoğunluğunu eline geçirmesi gibi bir sonuç doğurabilir. Ya da borsadaki ‘balina’ misali geri plandaki iş birliği ile az sayıdaki kişinin sistemi ele geçirmesi mümkündür. Bu açıdan bakıldığında sistemin pek çok riski ve belirsizliği bünyesinde barındırdığı söylenebilir. Bu yüzden dijital dünyanın karmaşık yapısı sıradan yatırımcı bakımından büyük riskleri barındırmaktadır. Serbesti gibi gözüken bu durum, esasen bir başıbozukluktur ve ulusal ve uluslararası düzenleme ve iş birliklerine gidilmedikçe, bu riskler varlığını devam ettirecektir. Bu iş birliklerinin yapılması ise blockchain teknolojisi ve kripto para piyasasının işleyiş mentalitesine uygun değildir.

Konu egemenlikle ilgili olduğundan devletlerin konuya kayıtsız kalması beklenemez. Oyun kurucu devletler arasında çeşitli anlaşmazlıklar ve rekabet varsa da büyük devletlerin aralarında işbirliği yapmaları mümkündür. Konu bu bakımdan ele alındığında ise, dünyanın yeni ve çok daha derinden ve sessiz bir operasyonla karşı karşıya olduğu söylenebilir. Zira bu sefer coğrafya değil, zihinler resetlenmekte ve zihinlere yeni dünyaya ilişkin yazılım yüklenmektedir.

Bu iş birliği hayata geçirilirse süreç içerisinde yer almayan ülkelerin hayatta kalma şansları da bir o kadar azdır. Çünkü bir yanda dışarıda kalmanın tehdidi varken, bir yanda da içeride olmanın sağladığı getiriler söz konusudur. Milli ve yerel bilinci zayıflatılmış, kültürel aidiyeti itibarsızlaştırılmış, her şeyin ‘evrensel’ adı altında tekdüze hale getirildiği bir dünyada, kendi kültürüne yabancılaşan geniş halk kitlelerini sağlanan menfaat karşısında ikna etmek pek de zor gözükmemektedir. Türkiye’nin kripto parada Avrupa birincisi olmasının sebebi de budur.

Sanal paraların her an internetteki dolandırıcıların ağına düşmek gibi bir sonucu da olabilir. Çok özel şifreleme ve algoritmalara sahip olmasına rağmen, sürekli büyüyormuş gibi gözüken ‘zincir’ her an kopabilir ve bir anda bütün servet ve paranızı kaybedebilir ve belirsizlikler nedeniyle saadet zincirinde olduğu kopan zincirin altında kalınabilir. (Nitekim Türkiye’de gelişen olaylar da bu düşüncenin kanıtı olmuştur)

Bu paraların bir diğer riski de esasen devletlerce kabul edilmediği ve anonim olması nedeniyle yasa dışı işler bakımından kullanıma imkân sağlıyor olmasıdır. Bu yasadışı durum, kara para aklamadan terörün finansmanına kadar birçok alan için mümkündür. Söz gelimi Rus muhalif Navalni’nin bu yöntemle fonlandığı yönünde basına bilgiler sızmış bulunmaktadır. Ya da gerçek para birimine çevrilebilir olması kara para aklamaya müsait zemin oluşturmaktadır. Türkiye’de de yakın zamanda Çin merkezli büyük ve organize bir çete çökertilmiştir. İştah kabartan bu sektör uluslararası yasa dışı faaliyetlere de zemin hazırlamaktadır. Bu yüzden uyarıcı ve cezalandırıcı düzenlemelerin yapılması ve tehdidin hissettirilmesi gerekmektedir.

Son bir bilgi olarak; içerdiği belirsizlikler (ğarar) ve diğer birtakım nedenlerle bugünkü haliyle kripto paralar İslam hukukuna uygun görülmemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun görüşü de bu yöndedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum