Lüksemburg Gezi Notları

Brüksel’den sabah erkenden rehberim Vedat Bey ile yola çıkarak rotamızı Lüksemburg’a çevirdik. Yaklaşık üç saat süren yolculukta birçok küçük yerleşim yerinden geçtik. Genelde tarımla uğraşan köylüleri seyrederek küçük ama bakımlı yollardan Lüksemburg şehrine geldik. Köylü her yerde köylü ve yaptıkları iş yaklaşık olarak aynıdır. Sadece arazi yapısı, gelenek, görenek, örf, adet ve ekonomik duruma göre yaptıkları işin şekli belki biraz değişiyor. Etrafı seyrederken aklıma “Bizim ülkemizde yollar neden bu kadar bakımlı değil, köylerin sokakları ve evleri niye bu kadar intizamlı değil?” sorusu takıldı doğrusu. Merhum Ziya Paşa’nın meşhur dizeleri yazdığı on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından günümüze değişen fazla bir şey yok nedense? Diyor ki Ziya Paşa:

“Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm.

Dolaştım mülk-i İslâmî bütün virâneler gördüm.”

Biz bu durumu Müslümanların “tembelliklerine” değil, dünyaya “ehemmiyet vermeyişlerine” yorup, gezimizi anlatmaya devam edelim.

Lüksemburg hatırası olarak şehrin girişinde fotoğraf çektirdik. Lüksemburg şehri kendisiyle aynı adı taşıyan ve bir ülke olan Lüksemburg’un başkentidir. 530 bin nüfuslu ülkenin başkentinde 450 bin insan yaşıyor. Lüksemburg; Belçika, Almanya ve Fransa’nın tam ortasında bulunan zengin bir ülkedir. Kafa karışıklığını önlemek için kısa ve önemli bir açıklama yapmak gerekirse başkentin ülkeyle aynı adı taşımasıyla Lüksemburg’un ülke olduğu unutuluyor. Işıklı ülke anlamına gelen Lüksemburg 2 bin 586 kilometrelik yüzölçümü ile Avrupa’nın en küçük ülkelerinden biridir. Aynı zamanda ekonomik olarak oldukça gelişmiş ülkedir.

İlk izlenim olarak Lüksemburg şehri, etkileyici güzellikteki dağları, yemyeşil vadileri, taş sokakları ve tarihi binaları ile insanı büyülüyor. İklim olarak yazları serin ve sıcak kışın ılıman iklim görülür. Seyahat açısından mayıs ile ağustos arası uygundur.

Sıcak ve ılıman iklime sahip olan Lüksemburg'da sonbahar ve kış aylarında sağanak yağışlar görülmektedir. Dolayısıyla güneşli yaz günleri ülkeyi ziyaret etmek için daha uygundur. Yaz aylarında Lüksemburg'un tarihi sokaklarını yürüyerek her yere ulaşabilirsiniz. Şehrin büyük bir kısmı bir yaya bölgesi ve bu açıdan kesinlikle yürüyerek gezinin tadını çıkarabilir ve doğal güzellikleri keşfedebilirsiniz. İstanbul’a gelen turistler nasıl Sultan Ahmet Camisi, Ayasofya Kebir Camisi, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Kapalı çarşı vb. tarihi mekanları ziyaret ediyorsa Lüksemburg’a gelen gezginler de haritada görülen merkezi bölgeyi geziyorlar.