NE KADAR GERÇEĞİZ…

Bir an düşündüm de ne kadarımız gerçek yaşadığımız bu hayatta…

Yüreğimizin odalarına girilse dökülse duvarları tek tek sakladığımız en derin taraflarımız ortaya dökülse acaba ne çıkardı ortaya? İtiraf edemediğimiz kimselere söyleyemediğimiz neler dökülürdü acaba ortaya? Hangi gerçek düşüncelerimiz ile hangi gerçek duygularımız acaba buluşurdu yaşamımızda? Kendimize  bile söylemeye korktuğumuz hangi sırlarımız var acaba

? Hangisi biziz ? Hangisi yansıttığımız acaba ?

Görünen insanlarmıyız biz ?Derinlerimizde sakladıklarımızmıyız yoksa ?

Hiç düşündüğünüz oluyor mu yüreğimizin saklı odalarında  neler var diye? Hangi unutulmaya çalışılmış sevgiler, dile getirilmeyen özlemler, söylenmeye söylenmeye birikmiş öfkeler, hangi boşvermişlikler, hangi inkar edilmiş  arzular yatıyor diplerde acaba?

Sahi sakladıklarımızmı aslında biziz ? Yoksa görünen taraflarımızmı ? Kabuklarımızmıyız yoksa özene bezene aldığımız kıyafetlermiyiz biz diye sunduğumuz ? Yoksa kartvizitimiz miyiz biz?

Yoksa unutulmuş ve herkesten sakladığımız ortaya çıkınca herkes tarafından görülünce gerçek biz anlaşılır diye zayıf taraflarımız görülür diye çaresizce içimizde sakladığımız duygularımızmıyız biz?

Ne kadarımız kendimiz ne kadarımız sunduğumuz bizim? İçimizde saklı duran bizi ortaya çıkarsak acaba nasıl tanırlardı bizi diye hiç düşündüğünüz oluyormu? Çokmu masumuz yoksa deve kuşu gibimi bakıyoruz kendimize ?

Sahi yapmacık ilişkilerden ve zamanla zamanın şartlarına yenilip doğallığını kaybeden bizler kendimize bile itiraf edemeyeceğimiz gerçeklerle  tek başımıza yaşamıyormuyuz ? Aslında ne kadar yanlızız değil mi?

Aslında biz herşeyi biliyoruz sadece itiraf edemiyoruz değil mi ? Dostluklarımızın eskisi gibi olmadığını çıkar ve materyalist değerlerin hayatımızın merkezine yerleştirdiği bir dünyada son kullanma tarihi gelmiş  ilişkiler yumağının arasında öylesine ilişkilerler içerisinde öylesine yaşamıyormuyuz?

Yaşıyoruz…. Sadece içimizde varız biz..Hangimiz karşımızdaki insanın taşıdığı duyguların derinlerine iniyorki? Günaydın bile derken birbirimizin yüzüne bakmayı unutmadık mı yoksa ?

Çok şeyi unuttuk. Hatırlamaya çalışıyoruz.

İlk devrim kendimiz olarak başlayacak. Giydiğimiz elbiselerin bizi biz yapmadığını.Ne kadar kaliteli ne kadar güzel giyinsek te ancak karşındaki insanın gözlerine hitap edebildiğini.ruhuna inemediğini öğrenince başlayacağız kendimiz olmaya.

Bedenimize verdiğimiz kıymet için dolaştığımız kadar ruhumuz için uğraş veriyormuyuz ? En son ne kattık acaba içimizdeki adama ? Yeni gömlek almak için dolaştığımız kadar hangi derin duygunun dehlizlerine dalıyoruz ki…

Ne kadarımız biz oluyor ne kadarımız diğer canavar yanımız ? Aslında göründüğümüz kadar güçlüde değiliz..Ama mecburuz güçlü olmaya.Duygusuzluğun adını cesaretmi koydular yoksa? ..Duygusuz olunca cesur mu diyorlar bize?

Sahi hem şikayet edipte bu düzenden neden halen kıpırdamıyoruz yerimizden? Korkuyoruz değil mi? Alıştık bu düzene..ne kadar  farketmesek te aslında eski biz değiliz artık. Sadece biz içimizde sakladığımız odalarda duruyor..

Kimsenin görmediği bilmediği…

Değilmi?..

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.