Ölünce Seni Kim Yıkayacak?

Yeni bir yılın ilk ayının değerlendirmesi adına kaleme alıyorum duygularımı. Türkiye 70’li yılların psikolojisine bürünmüş gidiyor bakalım. Cepler de kuruş yok, bankada borç, beyinler uçmuş vaziyette geziniyoruz.

Zombi filmlerini hiç sevmezdim. Bu aralar zombi filmlerini kendimize yakın hissettiğimden olsa gerek izlemekten çekinmiyor, izlerken bir sonraki senenin hayalini yaşıyorum. Nasıl grip olunca nane, limon, zencefil aklıma geliyorsa zombiler gelince aklıma da uyuşmuş oraya buraya savrulan gençler geliyor.

Ülkemizde çevremizin kalbine dokunun “Gassal" dizisi dolanıyor “Ölünce beni kim yıkayacak?” Cidden bunu düşündük mü hiç? Ölümü düşünmüş olsak eğer durumlar böyle mi olurdu? Kime sorsam çok güzel izledim, duygulandım peki sonra ne yaptık?

Gözlemlerim insanların duyguları sadece şu yönde olduğunu işaret ediyor.

Yarın ben ölürsem çocuğum ne yapacak? Bugünü geçirdik yarın ne olacak? Özellikle daimi bir işi olmayan özel sektörde çalışan insanlar için durum tamamen bu şekilde. Devlet dairesinde çalışan tabiri caizse tuzu kuru olan kesim bu duyguları hiçbir zaman bilmez.

Günlerini bu duygu ile yaşayan insanlar diyecek ki: “Ölünce beni kim yıkacak?” Bu gibi trajedi duyguları gördüğüm vakit, insanların arasından kendimi soyutluyorum.

İlk on bölüm bize tüm değerlerimizi anlatmış. Manevi değerler ağar basarken, maddi durumlar baskılanmış. Kim yaşıyor, Gassal kafası ile soruyorum.

2025 yılına özel yapılmış bir dizi, senaristlerini özellikle tebrik ediyorum. Sorgulamadan sessiz sedasız yaşa ölünce seni kim yıkayacak onunla ilgilen diyorlar. Asgari ücretle, ev kirasıyla, çolukla çocukla uğraşma ama yaşa nasıl yaşarsan yaşa!..

Size bir sır vereyim o da sizin bildiğiniz bir sır olacak ama dizi, arkadaki müziklerin sayesinde tuttu. Buradan Ferdi Tayfur Üstada da rahmet diliyorum.

Her birimiz Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Cengiz Kurtoğlu, Orhan Gencebay, Kibariye, Güllü gibi Türkiye’de arabesk müziğe katkı sağlayan sanatçılarını dinledik. Klasik Müzik, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği de iyi ki dinledik. Yoksa işimiz cidden zordu. Müslüm Gürses hayranlarını hatırlayanlar vardır. Akıl ve hayranlık birbirine karışabiliyor. Bu akıl karmaşasını yaşayan insanları Ferdi Tayfur’da da görmek beni üzdü.

Sanatçılarımızı seveceğiz elbette, çocukluğumuza, gençliğimize içinde bulunduğumuz hayatımıza katkı sağlamış olabilirler manevi olarak. Kimi anne özlemini, kimi baba, kimi sevgili özlemini sundukları eserlerde yaşadı. Onun içindir ki manevi sevginizi anlayabiliyorum. Ama sevdiğiniz sanatçının özel hayatını sizin bilmeniz imkânsızdır. Onlarla birlikte yaşamadınız. Empati yaparken tamamen objektif olun.

Türkiye de böyle karışık duygular yaşanıyor vesselam. Bir tarafta asgari ücretin enflasyon seviyesine yetişmemesi, bir tarafta zamla birlikte ekmek fiyatlarında artış. Kiraları söylemeye gerek yok. Meyveyi kiloyla değil tane ile alan bizler, dilimle ekmek almaya az kaldı.

Bundan sonra israf olmayacak hiçbir yiyecek demişti birisi. Benzin fiyatıyla arabasının deposunu algılamayan insanla fark yok gibi ben hep 50 TL’lik benzin alıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum