Geçtiğimiz günlerde bir yüksek yargı mensubu arkadaşımla sohbet ediyordum. Kendisi konumu ve vizyonuyla Türkiye gündemini iyi okuyacak nadir insanlardan biridir.

Söz geldi son zamanlarda çokça konuşulan “darbe” söylentilerine dayandı. Tevazu gösterip benim fikrimi öğrenmek istedi…Belli ki bu konuda kafası karışmıştı ve artık darbe konusu Türkiye’de tarih oldu denilen bu dönemde bu alevlenmeyi anlamlandıramamıştı.

Bu konuda geçmişte de çok yazı yazmış, kafa yormuş biri olarak çok özet düşüncelerimi söyledim. Buradan bu vesile ile biraz daha tafsilatlı olarak  tekrarlamak istiyorum.

Türkiye’de darbeler tarihe karıştı bundan böyle darbe olmaz demek tarihi iyi okuyamamak demektir. Böyle bir ruh hali ve rehavet Allah korusun tedbiri elden bırakmak acı sonuçlara yol açar.

Unutmayalım:

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz maalesef sabıkalıdır.

Darbeleriyle sabıkalıdır…

Darbe yapıp Başbakan, Bakan asmasıyla sabıkalıdır…

Nakıs teşebbüs darbe girişimleriyle sabıkalıdır…

Darbe yapıp Başbakan astıkları yetmezmiş gibi darbe tarihi olan 27 Mayıs’ı “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” ilan edip bir de darbeyi bayram haline getirmekten sabıkalıdır…

Muhtıralarıyla sabıkalıdır…

E-muhtıralarıyla sabıkalıdır…

Yaptıkları müdahaleleri “bin yıl sürecek” diye tehditli dayatmaları ile sabıkalıdır…

Kendi vehimleri ve korkularıyla (irtica) uğraşırken asli görevlerini gereği gibi yapmamasıyla sabıkalıdır…

Siyasiler, yargıçlar, gazeteciler, kendi mensupları ve tüm toplum kesimleri üzerinde oluşturduğu baskılarıyla sabıkalıdır…

Sokaklarda yürüttüğü tanklarıyla sabıkalıdır…

Nihayetinde en büyük korkuları “irtica” iken. İçinden “Fetö” darbesi çıkartacak aymazlığı ile sabıkalıdır…

Askerlik görevimi “personel” sınıfında yapmıştım. O dönemde Personel Okulu Konya’da idi. Okul dönemi bittiğinde çoğumuz Anadolu’nun her yerinde küçük ilçelere “Askerlik Şube Başkan” vekili olarak atandık. Okulun son günleriydi bir Subay Öğretmen şu espriyi yapıyordu !!! “Siz Askerlik Şube Başkanları olarak Milli Savunma Bakanlığına bağlısınız eğer bir darbe olursa ilçenizde Sıkıyönetim Komutanı olamazsınız”… 

Maalesef darbe fikri bazılarının genlerine işlemiş. 

Yine unutmayalım Mısır’da darbe öncesinde Muhammed Mursi imamete geçiyor ve arkasında saf tutanlar arasında darbeci “Sisi” de bulunuyordu. 

Birisi “bu topraklarda artık deprem bir tehdit değil” derse ne düşünürsünüz? Jeolojik olarak deprem bir tehdit olmaktan çıkmayacağına göre…Depreme hazırız olarak anlarız bu ifadeyi. Gerek binaların mukavemeti, gerekse olası bir deprem sonrası etkin müdahale için hem donanımsal, hem alet edevat hem de insan kaynağı olarak hazırız…Anlamamız gereken budur. Yoksa hiç bir hazırlık yokken söylenen böyle bir cümlenin değeri ilk depreme kadar olur…Yıkılırız…

Önümüzdeki hafta 15 Temmuz Hain Darbe girişiminin 4. Yıldönümü sebebiyle darbe konusu çokca tartışılacak. Bu erken “Darbe” yazısı ile bir kez daha uyarıyorum. Emperyalist güçlerin bu topraklarda, bu coğrafyada hedefleri devam ediyorsa “darbe tehdidi” devam ediyor demektir. O halde Şairin dediği gibi “Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh”