Bünyamin AKGÜL

Bünyamin AKGÜL

UNUTULMUŞ BİR DİPLOMASİ KAHRAMANI ALİ REFİK İLERİ

Zaman ne kadar hızlı geçiyor; biz de ne kadar çok şey görüyor, duyuyor ve öğreniyoruz… Bir başka ifadeyle, hadise ve vakıalardan oluşan tarihe tanıklık ediyoruz. Bunların bir kısmı hiçbir önem taşımıyor; zaten unutulup gidiyor. Bir kısmı ise unutulmaması, gelecek kuşaklara aktarılması gereken bir mirasa dönüşüyor.

Bugün sizlere, Türk diplomasisi tarihinde devletimizin ve milletimizin yüz akı olmuş, ancak kıymeti gerektiği gibi bilinmemiş bir kahramanımızı, Kudüs Başkonsolosu Ali Refik İleri’yi hatırlatmak istedim. 1977 senesinin kasım ayında vefat etti, Ruhu şad olsun.

1967 yılının Haziran ayında İsrail, Amerika’nın desteğiyle Ürdün, Filistin, Suriye ve Mısır karşısında üstünlük sağlamış; zafer işareti olarak da Doğu Kudüs’teki Kubbetü’s-Sahra’nın alemi üzerine kendi bayrağını asmıştı. İşte tam o gün, Kudüs Başkonsolosumuz Ali Refik İleri Bey, dönemin hükümetinin dahi haberi yokken, makam aracındaki flamasıyla Doğu Kudüs’teki konsolosluktan ayrılır. Aslanlı Yolu izleyerek Kubbetü’s-Sahra’nın bulunduğu meydana en yakın noktaya gelir. Arabasından iner ve oradaki askerlere, “Komutanınızı çağırın.” der. Biraz sonra da “komutan” dedikleri üniformalı Yahudi subay gelir.

Ali Refik Bey, subayla yüz yüze gelir ve şöyle der:
“Araplara karşı zafer kazanmış olabilirsiniz; fakat burası sadece Arapların değil, bütün Müslümanların haremidir. O bayrağı oradan indirmezseniz bunu savaş sebebi sayarız.”
Bunu söyledikten sonra da oradan ayrılır. Yaklaşık iki saat sonra Kubbetü’s-Sahra’nın üzerindeki bayrak indirilmiştir.

İster buna temsil kudreti diyelim, ister Osmanlı’dan kalan tarihî hafızanın kendiliğinden harekete geçişi… O gün Kudüs’te sergilenen tavır, diplomasi tarihine geçecek nitelikte bir cesaret örneğidir. Bir devlet adamı, hiçbir talimat beklemeden ve en küçük bir tereddüt duymadan, dünya Müslümanlarının haremine yönelen sembolik bir meydan okumayı tek başına durdurmuştur. Bu, risk almanın, hafızayı omuzlamanın ve devlet geleneğini sürdürmenin ne demek olduğunu gösteren ender örneklerden biridir.

Ali Refik İleri Bey, Osmanlı ayanlarından Nuri Paşa’nın torunudur. 1977 yılının Kasım ayında vefat etmiştir. Kabri Edirnekapı Şehitliği’ndedir. Mekânı cennet olsun.

bec8a284-79e9-4ab7-a5fc-6c785fef0d40.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum