Alman İşi!

Gazeteci Tuncay Özkan polis nezaretinde götürülürken döndü ve medya üzerinden takipçilerine seslendi; “Deniz Feneri’ni unutmayın!”

Doğu Perinçek yasal dinlemelere takılan telefon konuşmalarında, partisinden üst düzey bir yetkiliye taktik veriyordu; ”Deniz Feneri aleyhinde konuşacak aileler bulup Tuncay’ın kanalında konuşturun!”

Tuncay Özkan’la Doğu Perinçek’i, Doğan Medya Grubu ile CHP’yi, kimi milliyetçi çevrelerle bazı dini grupları Deniz Feneri konusunu sürekli gündemde tutmada hevesli hale getiren ya da adeta “görevli” olduklarını düşündürten motivasyonun kaynağı nedir?

Birbirine çok uzak oldukları bilinen yahut zannedilen bu çevrelerin ortak paydaları ne olabilir?

Takvim Gazetesi yazarı Ergün Diler kaleme aldığı üç yazıyla bu ve benzeri çok sayıda sorunun cevabını veriyor. Diler’in iddialarına adı geçen çevrelerden gelecek açıklamalar izlenmeye değer.

Şimdi Diler’in zihin açıcı satırlarını birlikte okuyalım:

“…Türkiye'nin bölgede güç olmasını istemeyen İngiltere, Almanya ve Fransa, yani PKK'ya doğrudan destek veren ülkeler, Maliki'ye perde arkasından "Yanındayız! Devam et" diyor! Gaza gelen Irak Başbakanı da bu üç ülkeden birine yakın olan gazeteye konuşuyor! Türkiye'ye mesajı oradan veriyor! Yetmiyor, içerideki partnerini de "CHP buraya gelsin" davetiyle açıklıyor!

Yani özellikle İngiltere ve Almanya ile tarihi bağları bulunan CHP, PKK'ya destek veren ülkelerin izinden gitmiş oluyor! Bilerek ya da bilmeyerek! Büyük Türkiye'nin bir an önce frenlenmesi gerektiğini düşünen AVRUPA, içeride CHP'yi, dışarıda Maliki'yi kendisine ORTAK yapıyor! Akıl alır gibi değil ama CHP bu oyunun tam ortasında yer alıyor! Tabii bir de BDP var... Bu koalisyonun kurduğu masanın hemen yanında sandalyeyi çekerek ROL alıyor! Onların da görevi PKK'nın silah bırakmasını engellemek ve Türkler'i kışkırtmak!...” (1)

“…Almanya bazı noktalarda çok öne çıkar! PKK'ya her türlü yardımın organize edilmesinden birçok faili meçhul cinayetlere kadar eli uzundur! İçerideki MEDYANIN önemli bir bölümünü yönetir!

Bu nedenle Uğur Mumcu katledildiğinde İngiliz ya da Alman konsolosluklarına değil de İran temsilciliklerine yürürüz!

ALGI herşeydir çünkü! O basın da yıllarca bunu eksiksiz yaptı! Milleti yanılttı!...”

“…Derdim CHP'ye gönül veren vatansever insanların bu gerçeği görmesini sağlamak!

Yukarıdaki İTTİFAK'a gönülden bağlı olan Kemal Bey'in CHP'si, başka birşey yapamaz!

Misyonu BDP'yi de yanına alarak BÜYÜK TÜRKİYE'nin önüne geçmektir! Ha belki Sayın Kılıçdaroğlu bunu bilmeden yapıyor!

Bilemem! Ama bilmiyorsa bu yazı onun için de "yol açıcı olacak" demektir!

Türkiye, Musul-Kerkük petrollerinin ve bölgedeki gazın PATRONU olacak! Avrupa bundan son derece rahatsız. Bu oyunu bozmak için yukarıda ismini saydığım aktörler kenetlenmiş durumda! Yapacakları tek şey silahla, terörle ülkeyi karıştırmak... Çünkü ENERJİ Ankara'ya geçtiği an hepsinin ipi çekilecek demektir!...” (2)

“Türkiye'de çok az vakit geçiren dostum önceki gün mesaj gönderince hafta sonu demeden bütün işlerimi bırakıp koştum. Tarif ettiği küçük, temiz, az ışıklı lokantayı zor da olsa buldum.” (…)

 "Şu Almanya işini sen de hafife alıyorsun" dedi. "Hangi Almanya işi?" diye aklımdan geçirirken "CHP'nin politikaları, Özal'ın zehirlenmesi, Uğur Mumcu'nun öldürülmesi gibi önemli olaylarının ardında Almanya'nın izi var" dedi...
Sohbet başlamıştı bile... Soracak çok soru vardı... 
-Almanya ile CHP arasındaki nasıl bir ilişki var?
Ergenekon operasyonu 2007 yılında başladı.
Ümraniye'de bulunan el bombaları ile... Bundan hemen sonra ne oldu? 
-Hatırlamıyorum ne oldu?
Ergenekon'da dalgalar gelmeye başlar başlamaz Alman derin devleti düğmeye bastı. Türkiye'deki partneri olan MEDYA aracılığıyla aracılığıyla Deniz Feneri Davası'nı kaşımaya başladı. Amaç Ergenekon operasyonlarını durdurması için hükümete gözdağı vermekti! 
-Ama dava sürüyor bildiğim kadarıyla! Kimse suçlu değil mi?
En fazla bir-iki kişi akçeli işlere karışmış olabilir.
Buraya takılma. Amaç yolsuzluğun üstüne gitmek değil, hakim Johann Müller'in kararıyla Erdoğan'ı düşürmekti! Almanlar'la ilişkisi ne zaman, nasıl başladığı bilinmeyen MEDYA bu işe atladı! 
-Yani o medyanın özel bir ilişkisi mi var Almanlar'la?
Ne sandın ya! Hem de hiç dillendirilmeyen bir ilişki! Gizli tutulan... 
-Ne olduğunu söylemeyeceksin değil mi? Şimdi değil... Ama ilişkisi olan sadece MEDYA değil ki! 
-Kim var başka?
Deniz Feneri Davası başladığında bu işe Türkiye'de kim sahip çıktı? O dönem CHP Grup Başkanvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu... Almanya'ya gitti. Orada çalışmaları yerinde inceledi. Bir takım dosyalara göz attı. İşe sahip çıktı yani! Ondan sonra döndü, önü açıldı! Deniz Baykal KASETLE giderken koltuk kendisini bekliyordu! Koltuğa oturuncaya kadar parlatıldı. O medyanın bütün gazete ve televizyonlarında bol bol yer aldı. "Türkiye GANDİ'sini buldu!" diye tanıtımı yapıldı! 
-Kemal Bey önemli bulduğu bir davayı takip etmiş! Edemez mi?
Almanlar Ergenekon dalgaları durmayınca karşı hamle yaptı.
Hedeflerinde yine TÜRKLER vardı.
Ludwigshafen'de gurbetçilerin yaşadığı bina ateşe verildi. 9 vatandaşımız cayır cayır yandı! Akılları sıra Ankara'ya gözdağı veriyorlardı... "Üstümüze gelmeyin, adamlarımızı ellemeyin, canınızı yakarız!" mesajıydı bu! Kemal Bey bilerek ya da bilmeyerek bu tablonun üzerine geldi. Onun gelmesi için Baykal'ın gitmesi gerekiyordu! Kemal Bey nasıl geldiğini bilmese de Deniz Bey nasıl gittiğini çok iyi biliyor! 
-Cumartesi yazımda "CHP Büyük Türkiye'nin önüne geçmeye çalışıyor" diye bir tespitim vardı. Siz ne dersiniz? 
"Yüzde yüz doğru" derim.. Berlin'de gizli kapılar ardındaki haritalarda "TürkiyeDeutschland" diye gösteriliyor! Yani haritaları değiştiren sadece ABD değil! Bunlarda da o alışkanlık var! Bu nedenle Türkiye'nin Irak'taki enerjiye ulaşması BERLİN'in kimyasını bozuyor! Onlar da tıpkı İngilizler gibi, Neo-
Conlar gibi Ankara'nın bölgeye inmesini ve Orta Asya'daki Türkler'e el uzatmasını istemiyor. Bunu engellemek için ellerinden geleni hep birlikte yapıyorlar! 
-Özal, demiştiniz az önce!
Evet Özal'ı zehirleyen, Mumcu'yu katleden, daha doğrusu 1993 yılını zehir eden ittifakın asli üyelerinden biri de Almanya idi... O dönem ülkeyi bölmek için her şey yapıldı. Ama MİLLİ Ankara tarihinin en zor ve en başarılı sınavını o dönem verdi. Canımız çok yandı ama devleti kurtardık.
-Geçtiğimiz günlerde "Mumcu işinin arkasında Almanlar var" diyen oldu ekranlarda!
Sen İzmirli'sin! Elini kolunu sallayıp Almanya'ya giremezsin. Ama "Baskı görüyorum" diyen bir Kürt girer! Kürtler'i sevdikleri için değil, kullanacakları için! Yıllarca böyle yaptılar. Rahmetli Özal Başbakanken İsviçre'ye gittik! Almanlar'ın yasal olmayan yollarla kabul ettikleri 30 bin Kürt'ü orada karşımızda gördük. Özal'a "Bunlar sizin insanınız.
Alın ülkenize götürün" teklifi yapıldı. Özal akıllıydı, "Kimliklerini görürsek hemen gereğini yaparız" cevabını verdi. Hiçbirinin kimliği yoktu.
Türkiye'ye silah çeken ASKER olarak yurda sokulacaklardı. Bu tehlikeyi zor atlattık! 
-Mumcu olayı peki!
Uğur Mumcu birçok dosyaya aynı anda el attı! Buldukları o ittifakın işine gelmiyordu!
Öldürülme şekli çok ileri gittiğinin göstergesi.
Ölmeden 3 gün önce Mumcu bana geldi. Çok sıkıntılıydı! "Zürih'e gidip geldikten sonra size anlatacaklarım var" dedi. Ama Almanlar oraya sokmadı kendisini... Bir PARAYI takip ediyordu! 
-1993'ün hesabı sorulur mu sizce?
Devletimize kast ettiler. Bizi bitirmek için her yolu denediler. Ama biz ayaktayız! 1993 bizim için namus borcu!” (…)

Ergün Diler’in peş peşe yazdığı üç yazı, üzerinde dikkatle durulmaya değer nitelikte. Bu yazıların kısaltılmamış hali de okunmalı ve üzerinde derin derin düşünülmeli.

Diler’i tebrik ediyorum. Umarım altını çizdiği gerçekler “su üstüne yazı yazmak” gibi olmaz da, son dönemde oluşturulan algının gölgesinde kalmış kimi gerçeklerin ortaya çıkmasına hizmet eder.

 

  1. Takvim Gazetesi, Ergün Diler, 07 Aralık 2012
  2. Takvim Gazetesi, Ergün Diler, 08 Aralık 2012
  3. Takvim Gazetesi, Ergün Diler, 10 Aralık 2012

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum