ASLINDA BEN ŞEY DEMİŞTİM…!

İnsanlar konuşa konuşa anlaşır derler. Konuşuyoruz, ama anlaşamıyoruz.

Kendimizin bildiği bir şeyi herkesin bilebileceğini, ya da en azından tahmin edebileceğinin sanmamız iletişim kopukluğunun en büyük problemi.

Benim aklımdan geçenin senin tarafından biliniyor olma ihtimali yok.

Ya da siz bir şey söylüyorsunuz. Ben anlamakta güçlük çekiyorum.

Ne dedin diye sormaktan kendimi alamıyorum.

Sebepler nelerdir acaba.

Haleti ruhiyemiz ile mi alakalıdır.

Biz mi anlatamıyoruz, karşımızdaki mi anlamıyor.

Anlattığımız halde anlaşılamamamızın sebebi nedir.

Adı “İLETİŞİM BOZUKLUĞUDUR” . Lakin problemin neresindeyiz.

Toplum olarak aynı dili konuştuğumuz, aynı duygular ile coştuğumuz halde neden anlaşamıyoruz.

Aile içinde herkes biri birini çok iyi tanıdığı halde neden anlaşamıyor.

Anne babalar evlatlarını, evlatlar ebeveynlerinin anlamakta güçlük çekiyor.

Eskiler, yani büyüklerimiz hal dili ve kal dili derlerdi.

Bu kelimeler günümüz gençliği için çok yeni beklide bilinmeyen ifadeler. Ama hayatın içindeler. Yani gerçekler. Gerçeklerden kaçamayız ki.

Halden anlamak, yani hal dilini okumak.

Şimdi beden dili deniyor. Yalnız tam karşılığı değildir. Hal dilinin manası beden dili ile birlikte ruh halini de anlamak anlamında kullanılırdı.

Hal dili nasıl öğrenilir acaba. Bunu aşağıdaki kıssa sanırım çok iyi anlatıyor.

Bir gün Hz. Ali ile oğlu Hz. Hasan (Allah onlardan razı olsun) arasında şu konuşmalar geçer.

– Ey oğul, doğruluk nedir?
– Kötülüğü iyilikle savmaktır.
– Peki, şeref nedir?
– Dostlara iyi davranmak, hataları kabullenmektir.
– Mürüvvet nedir?
– İffetli ve dürüst olmak... Malı helal yoldan kazanmak, yerinde harcamaktır.
– Şefkat nedir?
– Kendinden zayıf olana bakmak, düşmüş olanları koruyup gözetlemektir.
– Alçaklık nedir?
– Kişinin sadece kendi nefsi için elde edip kazanması ve yalnız sevdiği şeyler için harcamasıdır.
– Cömertlik nedir?
– Darlıkta ve bollukta harcama yapmak, ihsanda bulunmaktır.
– Cimrilik nedir?
– Kişinin elinde bulunan malları üstünlük, harcadıklarını ise ziyan olarak görmesidir.
– Kardeşlik nedir?
– Darlıkta ve bollukta iyilik yapmaktır.
– Korkaklık nedir?
– Arkadaşa karşı cüretkâr olmak, düşmana karşı ise geri durmak, ondan kaçmaktır.
– Asıl ganimet nedir?
– Takva sahibi olmaya gayret etmek, dünyevî şeylere değer vermemektir.
– Hilm (yumuşak huyluluk) nedir?
– Öfkeye hakim olmak, nefsin arzularına engel olmaktır.”Ebu Nuaym İsfahânî, Hilyetü’l-Evliyâ”
 

Evet İslamın önderleri evlatlarını ve çevresinin böyle eğittiler. Halden anlayan, sözden anlayan nesiller yetiştirmenin gayreti içinde idiler.

Halden anlayana hal ehli denilir. Yani konuşmadan karşısındaki kişinin durumunu anlayabilmek.

Üzüntülü olup olmadığını, bir derdi olup olmadığını, sevinç ve kederlerini algılayabilmek.

Belki anlıyoruz ama, kendi ruh halimiz farklı ise başkasının hali bizi çok da ilgilendirmiyor.

Son dönemin anlamsız ifadelerinden biri de “cool olmak” açık manası ile duygusuz olmak.

Başkası ne olur sa olsun kendi hayatını yaşamaya devam etmek.

Komşusu aç iken kendi tokluğuna sevinmek. Semirdikçe semirmeye devam etmek.

Peki bu durum yukarıda ki önemli vesika ile bir uyum içinde midir. Kıyaslar isek bir yakınlık var mıdır.

Nerede hata yapıyoruz. O halimize ne oldu. Evet nesiller değişti zaman başkalaştı. Lakin insanlık ölmedi ya.

Böyle gider ve önlem almaz isek insanlığı da bitireceğiz.

Bu kötü gidişe bir dur diyelim. Kendimize gelelim. Halden anlamayan, laftan anlamayan, lafları anlaşılmayan nesiller yerine; sözden anlayan,  sözün hasını söyleyen, halden anlayan nesiller yetiştirelim. Yoksa çok geç olur.

Beni anlamıyorlar, ya da ne demek istediğini anlayamıyorum diye dert yanmanın anlamı olmaz.

Aslında ben şey demek istemiştim.

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.