Prof. Dr. Recep DİKİCİ

Prof. Dr. Recep DİKİCİ

BAŞLICA KUVVET

Türk devletlerini ve milletlerini ayakta tutan, yaşatan, büyük ve başlıca kuvvet, imândır ve islâm dininde çok kuvvetli bulunan adâlet, iyilik ve doğruluk ve fedakârlık kuvvetidir. Batının inanç, örf ve âdet, moda ve ahlaksızlıklarını taklîd etmek medeniyet değildir. Müslüman milletin bünyesinde tahribat yapmaktır.

Geçmiş geleceğin aynasıdır. Hep geçmişteki ecnebi yetkililerin açıklamaları gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu yüzden yıllar öncesine ait beyanatları nazarı itibara alarak, hep teyyakkuz halinde olunmalı ve gerekli tedbir alınmalıdır. Asla sadece sıradan söylenmiş bir söz telakki edilmemelidir. Osmanlı devletinde Rus sefiri olarak uzun seneler çalışan İgnatiyef, , sultan ikinci Mahmûd han zamanında, Fener Patrikhânesinin kapısında asılan, 1821 Rum isyanının baş planlayıcısı Patrik Gregoryus’un Rus Çarı Aleksandra yazdığı mektubu açıklamaktadır. Mektup ibret vericidir:

Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayr-i mümkündür. Çünkü Türkler, Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukâvemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i imân sâhibidirler. Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından, kadere rızâ göstermelerinden, an’anelerinin kuvvetinden, padişahlarına (devlet adamlarına, kumandanlarına, büyüklerine) olan itaat duygularından gelmektedir.

Türkler zekidirler ve kendilerini müsbet yolda sevk-ü idare edecek reîslerine sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gâyet kanaatkardırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da an’anelerine olan merbutiyetlerinden (bağlılıklarından), ahlâklarının salâbetinden gelmektedir.

Türklerde evvela itaat duygusunu kırmak ve manevî râbıtalarını (bağlarını) kesr etmek (parçalamak), dînî metânetlerini (sağlamlığını) zaâfa uğratmak (zayıflatmak) icap eder. Bunun da en kısa yolu, an’ânât-ı milliyye (millî geleneklerine) ve maneviyatlarına uymayan haricî fikirler ve hareketlere alıştırmaktır.

Maneviyatları sarsıldığı gün, Türklerin kendilerinden şeklen çok kudretli kalabalık ve zâhiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddî vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple Osmanlı Devletini tasfiye için mücerred olarak Harp meydanlarındaki zaferler kafi değildir. Hatta sadece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyyet ve vakârını tahrik edeceğinden, hakikatlerine nüfuz edebileceklerine sebep olabilir.”

Bu mektup ders kitaplarında ezberletilecek kadar mühimdir. Mektupta ibret alınacak çok şey varsa da, en önemlisi şu iki husustur:

1.Türklerin maneviyatının ve ve dininin yıkılması için, Türkleri yabancı fikir ve âdetlere alıştırmak,

2. Türklere hissettirmeden bünyelerindeki tahrîbatı tamamlamaktır.

Bu hedeflere ise, Batının inanç, moda, örf, âdet ve ahlâksızlıklarını taklîd ettirmekle ulaşılır. Ne yazık ki nisbeten muvaffak oldular. Allahü teâlâ yetkililerimizin gerekli tedbîri almasını ve milletimizin gafletten uyanmasını nasip eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum