DİĞER ETİYOPYA

 

MADALYONUN ÖBÜR  YÜZÜ: Diğer Etiyopya

Adisababa hayatından bezmiş, gerçekten ihtiyaç sahibi olduğu için dilenmek zorunda kaldığı her hallerinden belli olan dilencilerin bolca bulunduğu bir şehir. Ülke genelinde ücretler oldukça düşük. Aylık ortalama 100 dolar civarında... Bu ücretle Türkiye’deki asgari ücretle yaşanabilecek hayatın yarısını yaşayabilmek bile mümkün değil. Zaten 100 dolar ortalama bir ücret çünkü bir çok kişi zaten bu rakamın altında maaşlarla  çalışıyor.

Şehirden çıkıp kırsal alanlara girdiğiniz andan itibaren diğer Afrika ülkelerinde görmeye alışık olduğumuz fakirlik manzaraları ile karşılaşıyorsunuz.

Etiyopya’nın Nijer’den tek farkı, biraz daha fazla besin çeşitliliğine sahip olması.

Nijer’de, mısırın türevi olan Mil adını verdikleri yiyecek tek besin maddesi.  Etiyopya’da ise biraz daha zengin bir besin çeşitliliği var.

Şehirde ve kırsal alanda bir çok kişinin üzerinde Obama’nın seçim propagandasının sloganı olan Yes We Can sözününün yazılı olduğu tişörtleri görebilmek mümkün.

 

 

 

(Çocuğun tişörtünde OBAMA YES WE CAN yazıyor. Tişörtün en altında ise Etiyopya alfabesi ile yazılışı var. )

 

 untitled-1.20101210221314..jpg

Yırtık yıpranmış tişörtlerde Amerikan Başkanının seçim sloganının yer alması ancak ten rengi benzerliğinden kaynaklanan ümitvar olma  durumu olarak açıklanabilecek bir durum olsa gerek.

 KURBAN ORGANİZASYONU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

2009 Kurban Bayramında Deniz Feneri Kurban Organizasyonu gönüllüsü olarak geldiğim Etiyopya,bağışçılıktan gönüllüğe geçiş yaptığım yerdir.

  Adisababa ve çevre köylerde toplam 1626 adet hissenin kesim ve dağıtımımı yaptık. Kurban organizasyonlarını genelde  orada yaşayan bir kuruluş ya da kişi yapar. .. Burdan giden kurban gönüllüleri ise denetçilik görevini yerine getirirler.  Kurbanın dini kurallara göre kesilip kesilmediğini, dağıtımın adil bir şekilde yapılıp yapılmadığını, kesilen hayvan sayısının hisse adedince olup olmadığını kontrol etmek denetçinin görevleri arasındadır.

 Kurban organizasyonu yapan “partner kuruluş”,  kesim ve dağıtımın benim nezaretimde titizlikle yapılmasına dikkat ediyordu. Benim nezaretimde diyorum çünkü farklı noktalarda kesim yapıldığı için şehrin içinde ve yakın çevre yerleşim yerleri arasında her kesimi ve dağıtımı görmek zorunda olmam şehrin farklı noktaları arasında mekik dokumama neden oluyordu.  

 Ben geldikten sonra inanılmaz bir hızla kesim başlıyor ve sırada bekleyen insanlara dağıtım yapılıyordu. Her koyun 2 parçaya ayırılıyor her bir parçası bir kişiye veriliyordu.

Organizasyon görevlisi,  sırada bekleyenlerin her birininin bir parça almasına özellikle dikkat ediyordu. Taksimatta haksızlık olmasını istemiyordu. Sırada bekleyen insanlar,genelde dul kadınlardan seçilmiş bir kitleydi. Farklı noktalarda kesimler yapılıyordu… Kimi yerde 300 tane kimisinde 100 tane kimi yerde de 50 adet havyan kesiliyordu.

Adisababa'nın içinde ve yakın çevre köylerinde kesimler yapıldı. Şehir merkezinde yapılan bir kesim sırasında bir kadın 2 parça et almış...

Bunu farkeden  görevli duruma müdahale etti. Tabiki müdahele etmesinin en önemli nedeni birine fazladan verilecek olan bir miktar etin kavgaya sebep olma ihtimaliydi.

Kadın hem fazladan bir parça  et almanın utancı, hem de diğer insanlara göre daha fazla  ihtiyaç sahibi olup da elinden bir anda “yitip giden fırsatın” yarattığı üzüntüden olsa gerek  tüm hayatım boyunca ilk defa şahit olduğum bir acı ve ızdırapla ağlamaya başladı...

2009 yılında Etiyopya’ya gelmeden önce ,  bir televizyon kanalında kanal değiştirirken denk geldiğim, zenginlerin ultra lüks yaşamlarını konu alan bir programda bir Hollywod ünlüsünün köpeğine 70 000 dolara elmastan tasma aldığını gördüğümde dünyanın çivisi çıktı demiştim kendi kendime…

O gün otele döndüğümde ister istemez bir parça et için evladı ölmüş gibi ağlayan kadınla,  köpeğine 70 000 dolara elmastan tasma alan adamı aynı kare içinde düşündüm.

Bu tip kıyaslamalar her ne kadar  uç noktada bulunan 2 dünyanın “ajitasyon” amaçlı bir araya getirilmesi olarak algılansa da dip noktada yaşanan  fakirlik ile bir toplumun kaynaklarnı hoyratça israf eden bireylerin  dejenere olmuş kültürlerinin ve yaşantılarının ibret olması açısından zaman zaman  aynı kare içinde değerlendirmenin yararlı olacağını düşünüyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.