Teslime Gülsen NURDOĞAN

Teslime Gülsen NURDOĞAN

Her Özlemin Bir Vuslatı Olmalı

Annem ona gır oğlan derdi, saç rengi açık manasına. Benden sonra o doğmuş. Aramızda iki kardeşim telef olmuş. Annem, senden sonra iki çocuğum telef oldu derdi. Önceleri ne demek istediğini anlamıyordum. Telef olmak düşük yapmak demekmiş. 

Bahsettiğim kişi kardeşim Muammer. Ben onun çö yaptığı günleri hatırlıyorum. Annem, hafif yeşilli çiçekli bir pijama giydirmişti. Pijama biraz büyük olmalıydı ki göbeğinin üstüne kadar çekilmişti. Hadi dikel oğlum! diyordu gülerek. (Buradaki 'k' yerine nazal n olması lazımdır.) Dizleri cansız geliyor ve çöküveriyordu yere. 

Dışarıda şiddetli bir poyraz esiyordu, kar atıyor da olabilirdi. Evdekiler havanın soğuk olduğundan bahsediyorlardı. Zemheri girmişti.

Bu arada çö yapmak bebeğin ayaklarının üstünde durması olayıdır. Bu henüz bebek yürümeden önce gerçekleşir. 

Ben Muammer'den büyük olduğum için onun ablasıydım. Bu yüzden ona ne söylersem yapmak zorundaydı. Ben de ablası olduğum için ona çok acımak ve korumak zorundaydım.

Bizim keçilerimiz ve oğlaklarımız vardı. Zaten köyde herkesin keçileri olurdu. Dolayısıyla onları doyurmak için taze yapraklı dal gerekliydi. 

Muammer'in henüz dokuz on yaşındayken elinde tahra, dövüşe dövüşe dal kesmeye gittiğini hatırlıyorum. Her seferinde bu böyle olurdu. Artık alışmıştım. Ona bir iş buyurduğumda hep alnını  kırıştırır ve benimle çekişirdi. Ama her seferinde de buyruğumu muhakkak yerine getirirdi. Böylece sevgimi kazanmış olurdu. Evin en büyük erkek çocuğu olduğu için ağır işler ona kalıyordu. Çekişmesin de ne yapsındı? 

Bu yüzden bana yiyeşir, (rekabet gibi bir şey) "Her zaman bu işleri ben mi yapacağım?"  diye küfrede küfrede giderdi. Sevgili kardeşimi şimdi böyle hatırlıyor ve onu çok özlüyorum.

Bu akşam Muammergile gittik. Çünkü kayınvalidesi vefat etti. Genelde şehir dışında çalıştığı için yüzünü pek göremiyorum. Uzun boylu babayiğit kardeşim biraz mahcup biraz muzip yüz ifadesiyle bize kapıyı açtı. Bu yüz ifadesi Muammer'in kendisiyle bütünleşmiştir. Sanırım genleriyle alakalı bir durum. Hatta eşim bana kendi halime olduğum zamanlarda : "Aynı Muammer'e benziyorsun!" diye takılır.

Şimdi kırk altı yaşına gelen kardeşimin saçı sakalı bembeyaz olmuş. Onu uzun uzun seyrederken çok özlediğimi ve her zaman da özleyeceğimi düşündüm. 

whatsapp-image-2021-12-14-at-13-50-04.jpeg

Kırkımdan sonra hesap yapmıyorum artık dedi. N'olacak bundan sonra kırk sene yaşasam!.. Hesap yapmaya gerek yokmuş dedi gülerek. Çünkü öleceğiz dedi!

Onun böyle birkaç cümlesi vardır hiç aklımdan çıkmaz. Bir keresinde Cumhurbaşkanını konuşuyorlarken baktım cumhurbaşkanına bol övgülü bir sohbet almış başını gidiyor. Biraz aksi istikamet olsun diye ortaya bir söz attım. 

Dedi ki:

"O kadar işin bu kadar yanlışı olur!" 

O artık bir kayınbaba çünkü yakında kızını gelin verecek. "İçim yanıyor çok üzülüyorum." diyor. Evladının yuvadan uçup gitmesi onu müteessir ediyor.

"Bir anadan doğduk dünyaya geldik!.." 

Yavaş yavaş yolun sonuna geliyoruz. Dünyadaki yürüyüşümüz bitmek üzere. Sen kendine kırk sene ömür biçsen, Rabbim de onu kabul etse bile kırk sene de geçer, seksen sene de. 

Ölümle bitmesin her şey! İleride yaşayacağımız bir hayat olmalı. Burada ağladıklarımıza orada gülebilmeliyiz. Bir anadan doğduk dünyaya geldik!.. Yaşamalıyız ölümün olmadığı bir dünyada. Bu hasretlerin bir vuslatı olmalı. 

Ağlıyorum sebebini bilmeden. Yüreğim ateş koru. Özledim!.. Özledim kanımdan canımdan insanları!.. Bu özlemin bir vuslatı olmalı!


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum