İsrail Terör Devletidir, Kürtçü Taşkınlık Başa Bela

SÖZÜN ÖZÜ (KISA KISA) - 29

İsrail Gayrimeşru Bir Terör Devletidir

Başta Birleşmiş Milletler daimi üyesi 5 büyük devlet olmak üzere, batılı ülkeler terör kendilerine yönelik olursa buna karşıdır. Yoksa özellikle soğuk savaş yılları döneminde birçok terör olayını, gizli operasyonları ve darbeleri yapan/yaptıran onlardır. Yine İsrail de onlar tarafından terörle kurdurulmuş haydut bir devlettir.

İsrail devletinin varlığı gayrimeşrudur ve İsrail devletine karşı olmak İsrailoğullarına karşı olmak veya antisemitik olmak değildir (zaten birçok İsrailoğlu da siyonist devlete karşıdır).

Evet, İsrail terör ile kurulmuş, zorla Filistinliler göç ettirilmiş ve Filistin toprakları gasbedilmiştir. Birleşmiş Milletler de bu oldu-bittiyi onaylamıştır. Halbuki aynı şekilde kendilerine bir saldırı olsa böyle birşeyi kabul etmezler. Sonuçta siyonistlerin Filistin’de toplanması veya Yahudilerin Nazi zulmüne maruz kalması, Filistin’in işgal edilip İsrail haydut devletinin kurulmasını meşru kılmaz.

Aynı şekilde, mesela İsrail terör devletinin zulmüne maruz kalıp da Lübnan ve Ürdün gibi komşu ülkelere göç etmek zorunda kalan milyonlarca Filistinli Amerika’ya, Rusya’ya, Çin’e, Fransa’ya, İngiltere’ye veya İsrail destekçisi başka bir ülkeye göç edip, sonra teröre bulaşıp kendi devletlerini kursalar, bu ülkeler veya Birleşmiş Milletler bunu kabul eder mi? Asla. İşte çifte standart budur, bir terör devletini doğurmak ve beslemek budur.

Benzer şekilde o zamanki büyük devletlerin maşası olup intihar komandoluğu yapan Ermeniler, üstelik o ülkeler Ermeni soykırımı yalanını da kabul etmişken, mesela Fransa’da da Osmanlı’da yaptıkları gibi terör eylemlerine girişip bir devlet ilan etseler, kabul ederler mi? Etmezler.

Soru basittir: Amerikalılar Amerika’da bir İsrail veya Ermenistan veya Filistin devleti kabul ederler mi? Fransızlar Fransa’da bir İsrail veya Ermenistan devleti kabul ederler mi? Ruslar Rusya’da bir İsrail veya Ermenistan devleti kabul ederler mi? İngilizler İngiltere’de bir İsrail veya Ermenistan devleti kabul ederler mi? Çinliler Çin’de bir İsrail veya Ermenistan devleti kabul ederler mi? Etmezler, asla.

Fakat tüm bu devletler, çifte standart ile, ikiyüzlülükle İsrail terör devletini müslümanların ve Ortadoğu’nun başına bela etmişlerdir. İsrail haydut devleti terörle kurulmuş, uluslararası hukuka aykırı meydana gelmiş ve fitne-fesat yuvası olmuş bir devlettir. İsrailoğullarının müslümanların himayesinde (ve elbette ihanet etmeden, bozgunculuk yapmadan) Filistin’de yaşama hakkı vardır, hem de inandıkları gibi, kendi kurallarıyla yaşama hakkı vardır ve meşrudur, fakat İsrail terör devletinin varlığı gayrimeşrudur, çünkü bu yapılanma, bu örgüt fitne-fesat kaynağı olmaktadır, İsrailoğullarının elindeki siyasi güç fitneye sebep olmaktadır, ayrıca emperyalistlerin ileri karakolu görevi görmektedir. (Daha geçtiğimiz günlerde ABD Başkan Yardımcısı “ABD’nin en yakın dostu İsrail’dir.” diye açıklama yaptı. ABD’nin İsrail’in güvenliğini taahhüt altına aldığını da unutmamak gerekiyor.)

İsrail haydut devleti kendini feshedip bu zulümlerden vazgeçmelidir, yoksa nasıl Firavun İsrailoğullarını yok edemediyse, siyonistler de Filistinlileri yok edemiyorsa, kendi sonunu hazırlamaktadır. Elbet bir gün Filistin veya diğer müslüman kardeşleri güçlenecek ve sizi batılılar kurtaramayacak, o batılılar ki en çok yahudi antipatisi onlardadır, yüzyıllarca yahudilere karşı sürgün ve katliam yapmışlardır, Haçlı Seferleri’nde Yahudileri kılıçtan geçirmişlerdir, Avrupa’dan kovmuşlardır (ki onlara Osmanlı müslümanları kucak açmıştı, nankörlük etmemelidirler).

Bu arada belirtmek gerekir ki, İsrail devletini veya siyonistlerin zulümlerini eleştirince, hemen sizi “antisemitik (yahudi karşıtı)” olmakla suçlayabilirler, bunlar Kuran’da Hz. Musa kıssasında anlatıldığı gibi tipik siyonist karakteridir, “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” tavrıdır. Yoksa müslümanlar sırf yahudi olduğu için siyonistlere karşı değildir, müslümanlar Hz. Musa, Hz. İsa gibi tüm yahudi peygamberlere inanıp hürmet ederler, müslümanların anneleri (Hz. Muhammed’in eşleri) olan Hz. Safiye ve Hz. Cüveyriye de yahudi asıllıdır ve müslümanlar bundan hiç gocunmazlar. Maalesef birçok yahudi siyonist, tarihi hatalarını tekrarlayarak zulme bulaşmaktadır, böylece kendileri de güvenden yoksun bir ortamda yaşamaya mahkum olmaktadır.

İsrailoğullarının en kolay ve en ucuz kurtuluş yolu, dünya ve ahirette huzura erme yöntemi müslüman olmalarıdır; Allah’a verdikleri sözü tutup O’nun Elçisi’ne (Hz. Muhammed’e) iman etmedikçe hem kendilerine hem başkalarına zulmedecekler.

Kısaca, İsrailoğulları’nın varlığı meşru fakat İsrail haydut devletinin varlığı gayrimeşrudur, zaten böyle bir oldu-bittiyi (sinsilikle veya terörle toprak gasbedip devlet kurmayı), şu an İsrail’i destekleyen hiçbir devlet de kendi topraklarında kabul etmez.

Müslümanları terörist olmakla suçlayanlar, bu Hıristiyan-Yahudi ittifakının terörü ve terör devletini desteklediğini neden görmezden geliyorlar? ABD, Kuzey Kore, Libya ve İran’ı haydut devlet ilan ediyor; siz hiç bu üç ülkenin komşularına saldırdığını gördünüz mü? İsrail ise sık sık komşularına saldırıyor, Lübnan’ı ve Gazze’yi bombalıyor, Mossad gizli servisi aracılığıyla terör operasyonları düzenliyor; peki ABD neden İsrail’i haydut devlet ilan etmiyor? Çünkü onu (İsrail’i) destekleyen o (ABD), çünkü onu kurduran o, çünkü onu ileri karakol olarak kullanan o, çünkü onu bahane edip silah ticareti yapan o!..

Yine daha yeni Ortadoğu Dörtlüsü denen BM (Birleşmiş Milletler), AB (Avrupa Birliği), ABD ve Rusya, İsrail’in Doğu Kudüs’te yeni yahudi yerleşimleri kurma kararını “kınadı”; attıkları en ileri adım bu zaten, kınamak! Bunu dahi çoğu kez ABD, Birleşmiş Milletler’de veto ediyor. İsrail haydut devleti birçok BM kararını hiçe sayıp uygulamazken, işgal ve katliamlarını sürdürürken, hatta BM binalarına ve çalışanlarına saldırırken BM en çok kınamakla yetiniyor, kararlarını uygulatmak için hiçbir adım atmıyor. İşte ikiyüzlülük budur, işte çifte standart budur.

Kürtçü Taşkınlık Başa Bela

Taşkınlığın taraftarcası (holigancası) veya teröristçesi fark etmiyor, zarar veriyor. Taşkınlık yapan Diyarbakırspor taraftarları, peşpeşe 2. kez maç iptal ettirdi. Bazı taşkın veya provokatör (kışkırtıcı) taraftarların Diyarbakırspor'a en büyük kötülüğü etmesi gibi, terörist Kürtçüler de Kürtlere en büyük kötülüğü etmektedir. Olay bu kadar basittir.

Kürtler yani Kürt kardeşlerimiz Kürtçülerden, hele terörist veya terör destekçisi Kürtçülerden (pkk, bdp ve diğer türevlerinden) uzak durmalıdırlar, bu tuzak oluşumları desteklememelidirler. Kürtçüler en çok zararı Kürtlere vermektedir. Olay çıkararak maç kazanılamayacağı gibi, terör yaparak da hak aranamaz. Bitsin artık bu düşmanlık, bitsin artık bu kandavası, bitsin artık bu cehalet.

* * *

Kuran Meali

Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.

Hani, “Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız” diye de sizden kesin söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendiniz de buna hâlâ şahitlik etmektesiniz.

Ama siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde yardımlaşarak; size haram olduğu halde onları yurtlarından çıkaran, size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz. Yoksa siz Kitab’ın (Tevrat’ın) bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka birşey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. » (Bakara, 2/83-85)

Hâdis-i Şerif

“Allah’ım! Aczden, tembellikten, korkaklıktan, düşkünlük derecesine varan ihtiyarlıktan, cimrilikten sana sığınırım. Keza, kabir azabından sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım.”

(Tirmizî, Ebû Dâvud, Müslim, Buhârî, Nesâî)

Seçkin'ce

“Akıllılık yalnızca iyi ile kötüyü seçebilmeyi değil, iyiliğe yönelmeyi ve kötülükten kaçınmayı da gerektirir.”