Lütfi AYHAN
İyi İnsanlar da Ölür, İyi Devletler de Yıkılır
Dünya kurulalı beri ne bir insan ne bir kavim ne bir millet ne de bir devlet bütünüyle “iyi” veya “kötü” olmuştur. Çünkü mutlak iyilik de mutlak kötülük de fıtrata uymaz. Bu düzeni iki cihanın da sahibi olan Rabbimiz böyle kurmuştur.
İnsan şaşar, hata eder; milletler yanılır, devletler tökezler. Hiçbirimiz günahsız, tertemiz, kusursuz değiliz. Dolayısıyla bir insana, bir millete, bir ideolojiye veya bir devlete —İslâm hariç— “iyidir, güzeldir, adaletlidir” dediğimizde kastımız yüzde yüz bir iyilik ve mükemmellik değildir; “iyiliği kötülüğünden fazladır” demektir. Aynı ölçü tersine de geçerlidir.
Ayranım Acı Diyen Yok
Bu girizgâhı niçin yaptım?
Çünkü memlekette hangi konu tartışılsa milletçe hep aynı hataya düşüyoruz:
Toptancı bir dil…
Keskin genellemeler…
Karşıtını bütünüyle kötü sayma kolaycılığı…
Rakibimiz olan siyasî, sosyal, etnik veya dinî grupları “kötülerin toplu merkezi” gibi görme eğilimimiz çok yaygın. Bu ise hem aklen yanlış hem vicdanen haksız hem de kişiye ahiret vebali yüklüyor, toplumdaki kardeşlik ruhuna da darbe vuruyor.
Biraz somutlaştıralım. Türkiye’de en çok tartışılan konular siyaset, ekonomi, futbol ve tarihtir. Bunları konuşurken büyük bir yanlışa düşüyoruz:
Ülkede yapılan iyi işleri kendi ideolojimize, inancımıza, ırkımıza, partimize veya takımımıza yazıyor; kötü gidişatı tamamen rakibimize fatura ediyoruz.
Yarım Doğruların Memleketi
Mesela Ak Parti’nin 20 yıllık iktidarını ele alalım.
Yapılan hastaneler, hızlı tren hatları, barajlar, yollar, savunma sanayindeki gelişmeler, nükleer santraller, dindarların kazanımları… bunları iktidar “hepsini biz yaptık” diye sahipleniyor. Fakat aynı dönemde nüfustaki korkutucu düşüşü, suç oranlarındaki ve madde bağımlılığındaki artışı kabul etmiyor; bunları dijital platformlara, kültürel sisteme veya önceki iktidarların mirasına bağlıyor. Muhalefet ise —özellikle CHP çevreleri— tam tersini yapıyor:
Olumlu işleri “Cumhuriyet’in kazanımları” sayıyor fakat her olumsuzluğu bugünkü hükümete yazıyor. Bir sporcu veya bilim insanı dünya çapında başarı kazandığında, iktidar “Tesisleri biz yaptık, başarı bizim hanemize yazılır” diyor; muhalefet ise “Bu gençler Cumhuriyet’in özgür yetiştirdiği nesiller” diyerek payı kendi tarafına çekiyor. Oysa tarafsız bir vatandaş açıkça görüyor: Her iki taraf da yarım doğru söylüyor çünkü sosyal olaylar hiçbir zaman tek bir sebebe indirgenmez. Zamanın, teknolojinin, eğitimin, uluslararası gelişmelerin, toplum psikolojisinin, sistemin ve ideolojilerin… hepsinin etkisi vardır. Büyük başarılar da büyük çöküşler de tek bir iktidarın ya da tek bir dönemin eseri değildir.
Ne Kadarda Cesurmuşum
Öğretmenlik yıllarım boyunca siyasetin, tarihin ve toplum meselelerinin hep içindeydim. Yaşlandıkça fark ettim ki, siyaset mevzuunda kantarın topuzunu fena kaçırmışım. Gençliğin ateşiyle söylediğim bazı sözler, sonradan zihnimde ve gönlümde derin izler bıraktı. Ankara’da yakından tanımadığım, huyunu bilmediğim insanlar için yanımdaki dostlarımın arkadaşlarımın kalbini kırmışım.
Deden Niçin Öldüyse Osmanlı da Onun İçin Yıkıldı
Tarih derslerinde Osmanlı’nın ihtişamlı dönemlerini anlatırken coşardım. Bazen bir öğrencim şöyle sorardı:
“Hocam, Osmanlı madem bu kadar iyiydi niye yıkıldı?”
Ben de gülümseyerek şu cevabı verirdim:
“Evladım… iyiler de ölür.”
“Deden niçin öldüyse Osmanlı da onun için yıkıldı.”
Sonra eklerdim:
“Osmanlı 600 yıldan fazla yaşamış bir devlettir. Her dönemi parlak değildir, hele son dönemleri! Dışarıda siyasi ekonomik zafiyet yaşamış ; içeride ahlakta, adalette, teknolojide büyük gerilemeler yaşamıştır. Devletler de insanlar gibidir doğarlar, yaşarlar ve ölürler. Yıkılmasının sebepleri çoktur ama netice tektir: O da fanilerin kurmuş olduğu bir devletti.”
Bugün sosyal medyada gençlerimizin birbirlerini hırpaladıklarını görüyor ve üzülüyorum. Çünkü şu gerçeği görmüyorlar;
Peygamberler hariç hiçbir insan,
İslâm hariç hiçbir sistem yüzde yüz iyi —veya yüzde yüz kötü— değildir. Olaylara, insanlara, takımlara, partilere, sistemlere, ideolojilere, dinî, mezhebi, siyasî, etnik gruplara da bu gözle bakmak gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.