Teslime Gülsen NURDOĞAN
Konya Musalla Mezarlığındaki Hazineler
İslam Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselam bayram namazlarını sahrada yani açık alanda kıldırırdı. Müslümanlar; kadını, erkeği, çocuğu, engellisi, bayram namazı öncesi aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz Medine'deki (şimdi içinde Gamame Mescidi'nin bulunduğu) bu meydanda toplanırdı.
İşte Peygamber-i Zîşan'ın namaz kıldırdığı, bir nevî açık hava mescidi olan bu yerlere namaz kılınan yer anlamına gelen musalla denirdi.
Konya'yı ziyaret ettiğim günlerde Musalla isminde bir mezarlığa rastladım, Konya Musalla Mezarlığı'nın tarihi,Türkiye Selçuklularına kadar dayanıyor. Yani Peygamber Aleyhisselam'ın icra ettiği açık alanda namaz kıldırmak Selçuklular zamanında da uygulanıyormuş. Konya Musalla Mezarlığı içerisinde işte böyle bir musalla var. Yani açık hava mescidi.
İçerisinde bir musalla (namazgah) bulunan ve adı da Musalla olan mezarlık Konya'da Kalender mahallesi, Nalçacılar caddesi üzerinde bulunuyor. İçinde Selçuklu tarihinden kalma türbeler de var. Mezarlıkta Sultan Alparslan'ın Anadolu'yu feth edeceği zaman şehri teftiş için gönderdiği öncü birliğin naaşlarının bulunduğu Cennet Çukuru diye anılan bir bölüm de var. Biliyorsunuz ki Türkiye Selçukluları Moğol baskıları altında varlığını devam ettirmiş Müslüman Türk devletidir.
Konya Musalla Mezarlığı'na defin işlemleri kısıtlı da olsa devam ediyormuş. Yaklaşık 3 dönümlük arazi içerisinde bulunan bu tarihi kabristanı boydan boya gezdim. Mezarlığın bir köşesinde ayrıyaten çevrilmiş alan içerisinde Hristiyan mezarlığı da bulunuyor.
Musalla Mezarlığı yemyeşil ağaçlar ve çiçeklerle bezenmiş. Müslümanların defnedildiği yerler bile huzur dolu işte. Elhamdülillahi ala külli hal. Mezarlığın içinde dört peygamber kabri bulunuyormuş. Konya’nın alim uleması, Selçuklu devlet büyükleri bile burada medfun. Örneğin Gıyaseddin Keyhüsrev'in kızı Gömeç Hatun, Evhadüddin-i Kirmâni, Şeyh Sücaeddin, Şeyh Halilî türbeleri Musalla’da tarihi birer muhafız gibi durmakta. O günden bu güne kalan bir hatıra olarak mezarlığı süslemekte. Bir Selçuklu hanımefendisi; mü'min bir Allah dostu Gömeç Hatun'un türbesi de ahiret aleminin bu şirin mahallesine benzeyen Musalla Mezarlığında sultan sarayı gibi etrafı şenlendiriyor.
Gömeç Hatun'un yakın akrabaları Moğollar tarafından şehit edilmiş. 28 yaşında dul kalmış.
Mezarlığı gezdikten sonra buradaki türbelerle ilgili kendi çapımda bir araştırma yaptım. İyi insanları anmak mekana bile ferahlık verir. Hem onları hatırlamak Allah'ın sünnetidir. Böyle düşündüm ve Meryem suresinin güzelliğinde şunlar geldi aklıma.
Zekeriyya Peygamberin Rabbine iç çekişini bileniniz vardır. Kimsenin duyamayacağı bir seslenişle yalvardı. Yüce Allah onun bu çağrısını çok sevdi. Ve Meryem suresine yazdı. Şöyle bir başlangıçla: "Bu, Rabbinin Zekeriyyâ kulunu yâd edişidir." Meryem 2
Rabbimiz ne kadar vefalı ki yüce kitabında Zekeriyya kulundan bizlere bahsetti. İşte iyileri hatırlamanın gerekliliği ve güzelliğine Kur'an-i Kerim'deki ayetler de delildir böylece. Buradan esinlenerek Musalla Mezarlığında medfun bulunan Gömeç Hatun ve diğerlerini saygı ve rahmetle anıyorum.
Mezarlığın ortasındaki yoldan yürüyoruz. Yolun her iki tarafı büyük, güzel ağaçlarla sıralı.
Yolun kenarında Gömeç Hatun'un Türbesi var. Gömeç Hatun Selçuklu sultanı 4. Rükneddin'in eşi, Gıyaseddin Keyhüsrev'in de annesidir. Yüzü gibi huyu da çok güzel olduğu için ona Gömeç demişler. Gömeç içi balla dolu petek anlamına da gelmekteymiş. Aynı zamanda farklı bir usülle yapılan ekmek çeşidine de Gömeç denirmiş. Rivayetlerde Gömeç Hatun'un hayır hasenatı çok sevdiği bu nedenle halka ekmek dağıttığı da yazıyor.
Türbe bir kaleyi andırdığı için ona kız kulesi de demişler. Anlatılanlara göre düşmanlardan bir zarar gelmesin diye Gömeç Hatun'u buraya kapatmışlar. Kulenin dibinden sepetle üzüm satan bir kadın geçiyormuş. Gömeç Hatun üzümü sepetiyle satın alınca sepette bulunan bir yılan onu zehirleyerek ölümüne neden olmuş. Türbe hakkında çeşitli anlatılar var. Bir rivayete göre türbeyi Gömeç Hatun kendisi yaptırmış. Bir diğer rivayete göre ise Gömeç Hatun'un vefatından sonra onun adına yaptırılmış.
Konya Musalla Mezarlığındaki önemli türbelerden birisi de Anadolu'da ahilik geleneğini başlatan Ahi Evran'ın kayınbabası Evhadüddin-i Kirmanî adına yapılmış. Evhadüddin-i Kirmanî, adı üzerinde İran'ın Kirman bölgesinden gelmiş. Geliş amacı İslam'ı Anadolu'da yaymak, yaşamak ve anlatmak… Allah onlara yüksek dereceler ihsan eylesin. O günün şartlarında İran ile Konya arası hayli uzak! Sen doğduğun büyüdüğün memleketten ayrıl da huyunu suyunu bilmediğin ellere yürü! İşte Kirmanî de tıpkı Mevlana Celaleddin, Muhyiddin İbn Arabî gibi hak erenleriyle Konya'da buluşmuş. Çoğunun yolları Kabe'de kesişmiş de sonra Konya'da birleşmişler. Şimdi böyle mütevazı bir türbe Evhadüddin-i Kirmanî'yi bize hatırlatıyor.
Konya Musalla Mezarlığı içindeki türbelerden biri de Şeyh Sücaeddin Hazretleri'ne ait. Şeyh Sücaeddin, II. İzzeddin Keykavus'un kızı Hond Fatma Hatun'un azatlı kölelerinden imiş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.