
Lütfi AYHAN
PSG’NİN ŞAMPİYONLUĞUNA FARKLI BİR YAKLAŞIM
“Futbolun sadece futbol olmadığı” gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. Niçin? Çünkü futbol ve onunla ilgili çok şey azımsanmayacak kadar insanı etkiliyor. Yani futbol aslında tam bir iletişim (propaganda) aracı. Maçı (statta ve TV başında) seyreden milyonlarca kişiye siyasi, dini, sosyal... Mesaj ulaştırmak mümkün oluyor. Hele önemli maçlarda bu sayı çok yukarılara tırmanıyor)
Konuya girmeden önce hayatının bir döneminde genelde Batıya özelde ise Fransa’ya/Paris’e büyük önem atfeden büyük şair, büyük mütefekkir Atilla İlhan'dan birkaç satır alıntı yapacağım:
a-“…Oysa yaptığımızın birincisı batılılaşmak değildi. İkincisi batı bizim zannettiğimiz gibi değildi. Üçüncüsü batının ulaştığı yer özenilecek bir yer değildi.
b- “…Lisede Sophokles okuduk, klâsik Türk sanat mûsikîsine sövmeyi öğrettiler. Divan şiirini hor görmemizi, buna karşılık devletin yayınladığı kötü çevrilmiş batı klasiklerine körü körüne hayranlık duymamızı sağladılar. Sanki Sinan, Leonardo’dan önemsiz; Mevlâna, Dante’den küçüktü; Itrî ise Bach’ın eline su dökemezdi..”
c-“…Oysa yaptığımız batılılaşmak değildi. İkincisi batı bizim zannettiğimiz gibi değildi. Üçüncüsü batının ulaştığı yer özenilecek bir yerdeğildi…”
d- “…Türk aydını dediğimiz kişi Batı’nın mânevî ajanıdır. Şimdi aydınlar haysiyetten önce banka hesabına dikkat ediyor..”
e- “…Türkiye'de üç şey millî olmalıdır; Eğitim, Savunma ve Ekonomi. Bu üçü millî olmadığı takdirde Sevr olur...”
f- “…Batı, televizyonu uyuşturucu gibi kullanıyor. Türkiye'de basın Türk değildir. Çünkü Türk basını Türkiye'nin çıkarlarını korumuyor. Türkiye'de özel kanallar hür değildir. Çünkü özel kanallar sermaye kanalları olmuştur…”
PSG (PARİS SAİNT GERMAİN) İSMİNİN ANLAMI
“…Saint Germain, Paris'in eski bir banliyösüdür (en az 2 yüzyıldır şehrin bir parçası olmuştur) ve Germain adlı bir Aziz'e adanmış bir Manastır'dan adını almıştır. Dolayısıyla Saint Germain artık hala orta çağ Manastırı'nın kalıntılarını görebileceğiniz ve kafeleri ve gece hayatıyla Paris'in gözde bir bölgesidir…”
Son Avrupa şampiyonlar ligi şampiyonu olan PSG ile ilgili olarak yukarıdaki bilgileri dikkatli okursanız sizde bir şaşkınlık yaşarsınız. Çünkü Laikliğin ve “özgürlüğün” sembol ülkesi olan Fransa’da şampiyon bir takımın adı dini referanslar taşıyor. Haberde PSG anlatılırken geçen kelimelere bakar mısınız; Saint “aziz” demek yani Türkçedeki Hz. kelimesine eşit. Germain de dini kişiliği öne çıkan bir adamının adı. (KEŞİŞ?) Şöyle söyleyelim mesela Konya Spor adını, ‘Konya Hz. Mevlâna’, Eskişehir Spor, ‘Eskişehir Hz. Yunus Emre’ diye değiştirse nasıl olur? İşte PSG’nin ismi böyle bir sentezden geliyor. Takımın sahibi Katarlı bir iş adamı. (Nasser Al-Khelaifi) Futbolcularından Müslüman olanlar da var.
2025 ŞAMPİYONU PSG OLDU
………..
Netice olarak hem maç sırasında statta, hem maç sonrasında sokakta PSG takımı ve taraftarları Filistin davasına sahip çıkarak başta ben olmak üzere birçok insanın ( Müslim Gayri Müslim fark etmez ) sevgi ve sempatisini kazanmıştır.
Bu yazıdan çıkarılacak Sonuçlar:
a- Futbol sadece futbol değildir.
b- Hakikat ayrıntılarda saklıdır
c- Hiçbir şey göründüğü gibi değildir
d- Akıl, duygular tarafından örtülünce kör olur
e- Batı, tarihte yaşadığı siyasi dini sosyal tüm zıtlıklara ve çatışmalara rağmen Hristiyan’dır.
f- Günümüz Fransa'sının birçok konuda kafası karışık. Bunların başında okullarda ve kamuda "başörtüsü yasağı" mevzusu var. Bu durum Laikliğe zıttır. Çünkü laiklik insanların inançlarını korumak üzere ortaya çıkmıştır
Hristiyanlığa da zıt Çünkü rahibeler ve Hz. Meryem resimlerinde hep örtülü görünüyorlar. Bu çelişkili durum Fransa'yı fikri kaosa sürüklüyor.
PSG li bazı futbolcuların şampiyonluk törenine başları örtülü olan eşleri ile çıkmaları bu misale bir örnektir.
Tüm bunlar PSG' yi ve O'nun Avrupa şampiyonluğunu farklı kılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.