Dr.Mehmet BOZKURT
SAĞLIK ANLAYIŞIMIZDA VE ALIŞKANLIKLARIMIZDAKİ YANLIŞLAR (1)
Sağlık Nedir? Dünya Sağlık Örgütü'ne göre sağlık; sadece hastalık ve hastalığın olmaması değil; fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden de tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde refah ve konforun artışına bağlı olarak iş ve sosyal yaşam kültürümüzde değişimlere bağlı olarak da sağlıklı yaşam ve beslenme kültürümüzde ve anlayışımızda değişimler görülmektedir. Bilhassa gıda sektöründe işlenmiş ve paketlenmiş hazır gıda ürünlerinin çoğalması, organik gıda ürünlerinin yanında GDO’lu ürünlerin varlığı, beslenme konusundaki alışkanlıklarımızda değişikliklere yol açmaktadır. Bu alışkanlıklar sağlıklı yaşam ve beslenmeden çok lezzet ve haz almaya yönelik olduğundan ileri yaşlarda ve sonuçta obezite, diyabet, hipertansiyon başta olarak üzere birçok hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu çok geniş bir konu olduğundan aşağıdaki başlıklar altında irdelemek istiyorum:
1. Sağlık ve yemek anlayışımız ve alışkanlıklarımızda yanlışlıklar,,
2. Yemekle ilgili sünnetler
3. Sebze ve meyvelerin başlıca faydaları
1. SAĞLIK VE YEMEK ANLAYIŞIMIZ VE ALIŞKANLIKLARIMIZDAKİ YANLIŞLAR:
Sağlıklı yaşam ve yeme konusundaki anlayışımız ve alışkanlıklarımızdaki yanlışlar o kadar çok ki bu başlı başına bir irade eğitimi gerektiriyor. Biz yemek yerken normalde karnımızı doyurmak için yeriz. Yemeğin lezzetine çeşitliliğine bakarız. Haz ve lezzet ön plandadır. Yediklerimizin sağlıklı olup olmadığına dikkat etmeyiz, alışkanlıklarımızın sağlığımıza zararı olup olmadığına bakmayız. Hasta olunca da zaman kaybı, iş gücü kaybı ve kullandığımız ilaçlara ödediğimiz bedel ve ilaçların da yan etkilerinin farkında olmayız. Bu alışkanlıklarımızın sonuçları ileri yaşlarda diyabet, hipertansiyon kalp yetmezliği başta olmak üzere birçok hastalığa maruz kalmaktır.
Sağlık ve Yemek alışkanlıklarımızdaki yanlışlarımız:
1. Günde üç öğün yemek doğru değildir.
2. Tıka basa yemek doğru değildir.
3. Acıkmadan yemek keza yanlıştır.
4. Abur cubur yemek doğru değildir. Özellikle çocuklarımızın böyle bir alışkanlığı var.
5. Fastfood veya ayaküstü hızlı yemek doğru değildir.
6. Kolalı ve gazlı içeceklerden yüksek kalorileri nedeniyle sakınılmalıdır. Bir bardak kolada 8 adet kesme şekere eşdeğer kalori var.
7. TV seyrederken yemek yanlıştır. Çünkü çok yemeye neden olur.
8. Gece geç vakit yemek mideyi yoracağından zararlıdır.
9. Hanımların kendi aralarındaki toplantılarında yaptıkları pasta börek çörek ikramları sonuç itibariyle kilo aldıran alışkanlıklardır.
10. Tatlıya düşkünlük de yanlıştır. Tatlının vücudumuzdaki etkisi; nemin demirde paslanmaya yol açması gibidir. Vücudumuz ihtiyacı olan şekeri aldığımız gıdalardan sentez yoluyla kendisi üretmektedir.
11. Zayıflamak isteyenlerin ekmeği azaltması gerekir. Ekmek önce doyurur sonra acıktırır.
12. Üç beyazdan(fazlasından) sakınılmalıdır: Un tuz ve şeker.
13. ‘’İster zengin ol ister fukara; Yemekten sonra yak bir sigara’’ Böyle bir deyimle ifade edilen kötü bir alışkanlık da yaygın maalesef.
14. Yemekten hemen sonra meyve yemek doğru değildir. Doğrusu yemekten 2 saat önce veya sonra yemektir. ("Yemekle birlikte tüketilen meyve, fermante oluyor asit ve gaz üretimi ile midede şişkinliğe neden oluyor, yiyen kişiye rahatsızlık veriyor. Midede bir nevi alkol oluşuyor. Ancak bu dışarıdan alınan alkolle aynı değildir. Bu durum yenen gıdaları besin olmaktan çıkarıyor, vücuda yük haline getiriyor. Yani besinler gıda maddesi özelliğini kaybediyor. Ayrıca meyvenin vücuda sağladığı yararlar da azalmış oluyor. Meyvenin vücuda yararlı olabilmesinin en garanti yolu, açken tüketmektir. Karaciğer başta olmak üzere ilgili tüm organlara, bu asit ve gazı yok edebilmek için normalden daha fazla yük biniyor.'
15. Zayıflamak için rastgele kullanılan bitki çayları fayda değil zarar verir. Bunun için yapılan masraflar da boşunadır. Sağlık Bakanlığı bu konuda devamlı vatandaşları uyarıyor.
16. Zayıflamak için mucize bir yol yoktur. İrade olmaksızın, eforlu yürüyüş yapmaksızın zayıflamak mümkün değildir. Diyetisyenler veya uzmanlar muhakkak yürüyüş önermektedirler.
17. Yakın mesafede yürüyüş tercih edilmelidir. Kısa mesafelere araba ile gitmek doğru değildir. Yürüyüş kasları ve kalbi çalıştırır.
18. Bisiklet kültürümüz yok sayılır. Hollanda’da yaşlı kadını bisiklet kullanırken gördüm. Ev hanımı genç kadın çocuğunu kreşe bisikletle götürüyor, marketten alışveriş yaparken bisikletle gidip geliyordu. Yollarda bisikletliler için ayrılmış yol vardı. Amsterdam’ın merkezi yerinde geniş bir bisiklet parkı vardı. Bizde yeni yapılan sitelerde kentlerde bile bisiklet yolu ayrılmaz. Kadınların kızların bisiklete binmesi örf olarak da kültür olarak da yoktur. Bisiklet hem sağlık yönünden faydalı, hem benzin tasarrufu nedeniyle ekonomiktir.
19. Polislerde karaciğer yağlanması olmayanı çok az gördüm. Polisler beden olarak devamlı hareket halinde olduğu halde düzensiz ve kuvvetli yemek yediklerinden karaciğer yağlanması sık ortaya çıkıyor.
20. Kadınlar menopoza girdikten sonra östrojen hormonu salgılanmadığı için zayıflayamamaktadır.
21. Müşahede ettiğim kadın hastaların çoğunluğu diyebilirim ki obez, hantal ve buna bağlı olarak vücutça deformedir. Bazıları ileri derecede obezdir. Ne yemek alışkanlıklarını düzeltecek (aldıkları kaloriyi azaltacak) diyet yapacak gayret ve iradeleri var, ne de ilaçların faydası var. Menopoza girdikten sonra zaten zayıflama çok zor. Erkeklerde de benzeri durum söz konusudur. Kadın olsun erkek olsun kendine doğrusu hiç dikkat etmiyor. Bu çok büyük bir sağlık sorunudur. Eşler arası ahengi bozar, eşler birbirini mutlu edemez duruma gelir.
22. Orta yaşlarda vücut metabolizması yavaşlamakta ve buna bağlı olarak alınan kaloriler yakılamamakta ve bireyler şişmanlamaya başlamaktadır.
23. Orta yaşlarda obeziteye bir de kas ve eklem rahatsızlıkları romatizmal şikayetler diz ve eklem kireçlenmeleri de eklenince hareket imkanı da kısıtlanmış olur. Hareketsizlik obeziteyi tetiklemekte, obezite de diyabete hipertansiyona yol açmaktadır. Kullanılan ilaçların da çoğu mide barsak şikayetlerine yol açtığından mide barsak şikayetleri de ortaya çıkar.
24. Ne için olursa olsun kullandığımız bütün ilaçların yan tesirleri vardır, karaciğerde toksik etki yapar, bazıları böbreklere bazıları sinir sistemimize zarar verir. Bu nedenle ilaç kullanımında da dikkatli olunmalı, rastgele ilaç kullanmamalı, hekim tavsiyesine muhakkak uyulmalıdır.
25. Bugün özellikle çocuklar ve gençlerde bilgisayar ve internet bağımlılığı da hareketsizliğe asosyalliğe ve neticede kilo almaya yol açmaktadır.
Bütün bu saydıklarım günlük yaşamımızda sıklıkla rastladığımız sorunlardır. Bunlar öyle tavsiye ile tedavi ile düzelecek hususlar değil maalesef. Ancak bu sorunların tedavisi çözümü yok mu? Var elbette. İnşallah Gelecek haftaki bölümde okuyacaksınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.