Sezen Aksu'dan sonra şimdi de Tarkan'ın "Geçcek" şarkısı dile revan oldu. Müzik sanatı ile ilgili farklı bir yönümüzü dile getirmek istiyorum.

Kim ne söylerse söylesin, şarkılardan aldığımız mesajlar -olumlu ya da olumsuz- onları bir düşünme aleti olarak kullandığımızı gösteriyor. Tabi bu her dönemde böyleydi, böyle de olmaya devam edecektir.

Bugün Türkiye'de ve dünyada müzik, en işlevsel sanatlardan birisi. Dolayısıyla mesaj vermek isteyen mesajını müzikle veriyor. Veya şöyle de diyebiliriz; herkes müzikten kendi almak istediği mesajını alıyor.

Öyleyse eskilerin musikî sanatı dediği müzik dünyası biz Müslümanlar tarafından asla hafife alınmamalıdır. Yani ne demek istiyorum; Allah'ın mesajlarını, İslam'ın mesajlarını tebliğ ederken bu sanatı ustaca kullanalım. Unutmayın ki hayrın, iyiliğin, keyfin, sefanın, cefanın en iyi anlatıldığı kaynaklar Kur'an-i Kerim ve Hz. Peygamber aleyhisselam'ın hadis-i şerifleri ve onun nurlu hayatıdır. Öyleyse bunlar müzikle subliminal mesaj olarak verilebilir.

Geçmiş İslam döneminde müzik yani musikiyle ilgili bazı eksik anlaşılmalar oluşmuştur. Bu eksik anlaşılmalar müziğin haramlığına kadar dayandırılmıştır. Bu konuyla ilgili açıklamalar gerekiyor. İslam alimlerimizin, kanaat önderlerimizin bu alanı boş bırakmama hususunda tavsiyeleri olmalıdır. Çünkü İslam, faydalı bir şeyi haram kılmaz. Dinlediğiniz müzik size hayrı ve iyiliği çağrıştırıyorsa bunun neresi kötü olabilir. Müzik adamına göre şekil değiştiren bir argumandır. Aynı şarkı birinde hayırlı bir şey çağrıştırırken diğerinde kötü ve zararlı şeyler çağrıştırabiliyor.

Şarkılarla düşünen bir toplumuz. Her yerde herkesin elinde telefon, kulaklıklar takılı müzik dinliyor. Hayatımızın neredeyse her anında onunla karşılaşıyoruz. Şarkılar düşüncelerimize etki ediyor. Öyleyse!..

Siz iyi bir insan olursanız dinlediğiniz türkü, şarkı size zarar vermez korkmayın. Bunu kendi hayatımdan da biliyorum. Tabi bunu hâlâ müziğe kendini kapatıp haram gözüyle bakanlar için diyorum.

Benim babam türkü söylemeyi ve dinlemeyi seven bir insandır. Hala da onun türküsüz geçen bir gününe rastlamadım. Hayata gözlerimi açtığımda türküyle açmış olmalıyım ki ben çocukken babam hep türkü söylüyordu. Pilli radyomuz hiç susmadan türkü söyledi. Ben de öyle büyüyordum. O türküler beni bulunduğum küçücük köyün dışına taşıdı, kanat oldu beni devri alem gezdirdi. Ufkum onunla genişledi. Türküler öğretmenim oldu. Sonra babamdan daha farklı alanlara yani sanat müziği, rock ve pop müziği günlerinde yaşadığım için bu dallardan çok severek dinlediğim şarkılar oldu. Bir Barış Manço vazgeçilmezimdi. Sanat müziğini çok severdim. Hasılı kelam müzik benim içimdeki iyilik ve güzellik aşkına hep katkıda bulundu. Hala da fırsat buldukça dinlerim. Ruhuma bir yaşam enerjisi dolduruyor, Allah'ın mahlukatına karşı muhabbet dolduruyor. Allah'ı seven alemi seviyor, Onun yarattığı evreni ve mahlukatını seviyor. Eh Yunus gibi düşünmeye başlıyor; yaratılanı Yaratan'a bağlayıveriyor ve toplayıcı bir düşünceye sahip olunuyor.

Yani şarkıların suçu yok hatta iyileştirici tarafı var. İyileştirici tarafının çoğumuz farkındayızdır. Fakat bunun İslam'ın tebliğ edilebileceği bir sanat olabileceğinin çok da farkında değiliz.

Bugün Allah rızası için çalışan müzisyenler azsa bu alan boş bırakılmış demektir. Gerçekten de öyledir. Sayıları az da olsa onlar varlar ama en azından etkileri daha güçlü olmalıydı.

Hangimizi olumlu etkilemiyor ki kulağımıza geldiğinde: "Geçcek geçcek" sözcükleri. Tınısı güzel. Mesajı da olumlu. O andaki üzüntümüze "geçcek geçcek" diyor. Zaten şarkının diğer sözleri çoğumuzun da umurunda değil, hepimiz "geçcek" kelimesini duyuyoruz sadece. İşte böyle. Şu anda en revaçta olan şarkıdan örnek verdim. Reklam mı oldu? İnşallah niyetimin iyiliğiyle şarkının reklamı da iyilik olur.

Tarkan Geççek Şarkı Sözleri!

"Hep köşeye sıkıştırmadı mı?

Daha önce de sanki

Sırtımızdan vurmadı mı?

Bu kaçıncı darbe ilk değil ki

Düştük evet ama kalkmadık mı?

Biz hep hayata meydan okumadık mı?

Sen ferah tut içini

Biz neleri atlatmadık ki

Geççek geççek elbet bu da geççek

Gör bak umudun gününü gün etçek

Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman

O çiçekten günler çok yakın inan

Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek

Her şeyin sonu var, bu çile de bitçek

Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman

O çiçekten günler çok yakın inan

Dayan, çoğu gitti azı kaldı

Yapma! Güze, kışa boğma yazını

Yakındır sabrın zaferi

Düştük evet ama kalkmadık mı?

Biz hep hayata meydan okumadık mı?

Sen ferah tut içini

Biz neleri atlatmadık ki

Geççek geççek elbet bu da geççek

Gör bak umudun gününü gün etçek

Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman

O çiçekten günler çok yakın inan

Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek

Her şeyin sonu var bu çile de bitçek

Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman

O çiçekten günler çok yakın inan

Çok uzattın vallahi bıktık

Bi durmadın vermedin ki aman

Hadi yeter artık fena bunaldık

Düş babam artık düş yakamızdan

Var bir hayır her şerde dedik

Oturduk bir dolu ders de çıkarttık

Ama yeter artık, anladık tamam

Düş babam artık düş yakamızdan

Beni sorarsan

Ben de iyi değilim pek

Kalmadı eski neşem hiç

Tadım tuzum yok pek

Dar dar dar geliyor

Ruhuma bedenim

Har har yanıyorum

Küle dönmek üzereyim

Bi suyun akışındayım

Bi gidiyorum tersine

Bi arkadaşım ümitle

Bi aram açık kaderle

Lakin sabrın sonu selamettir beklerim

Gün doğmadan neler doğar bilirim"

Puf nokta: Bir "geçcek" sözü de bu sarkıyı dinletiyor ya. Hadi sen de öyle bir kelime seç büyüsüne kapılalım.