Somali Günlükleri : Ve Yolculuk Başladı

Kıymetli Dostlar

Somali deki günlerimi kaleme aldığım, ibret, heyecan, hüzün-sevinç her türlü zıtlıkların birlikte yaşandığı, imkansızlıklar içinde mutlaka bir imkanın bulunabileceğini gösteren, okuyanlara fayda sağlayacağını ümit ettiğim, bir anlamda küçük seyahatnamem şeklindeki Somali günlüklerimi yazmayı sürdürüyorum

Ve Yolculuk Başladı

Her yolculuk, insanın içinde gizli kalmış yönleri ortaya çıkarır. Bazen valizine koydukların, bazen de koyamadıkların senin gerçek yol arkadaşındır. Somali’ye doğru çıktığım bu uzun yolculukta heybeme gümrüğe tabi olmayan üç hazine koydum: kardeşlik, doğruluk ve sabır.

Bu yalnızca bir görev seyahati değildi. Hayatımı değiştirecek, bana yeni bir bakış kazandıracak bir yolculuğa çıkıyordum. Bildiklerimin yetmediği, bilmedikleriminse sınav olacağı bir yolculuk…

---

Heybemdeki Üç Hazine

Somali görevlendirmem için uzun bir hazırlık süreci tamamlandı. Ancak danışabileceğim, bana deneyim aktaracak kimseyi bulamadım. Dünyanın dört bir yanına giden yolcuların blogları, grupları, rehberleri vardı ama Somali için neredeyse hiçbir şey yoktu.

Zihnimde Somali deyince yalnızca 2011 yılı canlanıyordu. O yıl Türk devletinin zirvesi Mogadişu’ya gitmiş, dünya gündeminde Somali yeniden tartışılmıştı. O ziyaret, ülkenin kaderinde bir kırılma noktası olmuştu.

Her şey hızla gelişiyor, Türkiye-Somali kardeşliği Afrika’nın kalıplarını yıkıyordu. “Kazan-kazan” ilkesiyle yürütülen işbirliği; adalet, merhamet ve iyilik olarak halkların kalbine dokunuyordu. Modern dünyanın beklentilerini altüst eden yeni bir hareketin doğuşuna tanıklık ediyorduk.

Ve ben, işte bu dönemde, buzdağının yalnızca görünen kısmı olan Mogadişu değil, kimsenin adını dahi duymadığı Buhoodle kasabasına doğru yola çıkıyordum.

--

Üç İlke ile Yola Çıkmak

Heybeme koyduğum üç şey, bana hem yol gösterecek hem de yeni bir hayat paradigması sunacaktı:

1. Ancak müminler kardeştir.

2. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.

3. Allah sabredenlerle beraberdir.

Somali halkı benim din kardeşimdi. Dosdoğru olursam onlara adil, merhametli bir iklim sunabilirdim. Bu topraklarda sabır, benim için yalnızca tahammül değil, bir direniş ateşi olacaktı.

Mogadişu ve Ötesi

Yola çıkmadan önce Somali hakkında izlediğim tek şey, açılacak bir okul için hazırlanan kısa bir tanıtım filmiydi. Uzun ve meşakkatli yolculuk, umutla gülümseyen çocuklar, dua eden insanlar… Gözümde kalan tek şey buydu.

Ve yolculuk günü geldi. Etiyopya aktarmalı uçağa bindim. Gideceğim bölge, kendi içinde özerklik ilan etmiş, dünyanın resmen tanımadığı Somaliland’tı. Hedefim: Hargeysa üzerinden Buhoodle.

Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ilk kez yurtdışı terminalinden geçerken içimden şu cümle geçti: “Yıllardır önünden geçiyordum, acaba bir gün ben de buradan geçebilir miyim?” İşte o gün gelmişti.

Hargeysa’da İlk Adımlar

Hargeysa’ya vardığımda beni Türkiye’de okumuş, Türkçe bilen Sharmarke karşıladı. Pasaport kontrolünden geçerken bambaşka bir dünyaya adım attığımı hissettim.

İnen yolcular arasında tek Türk bendim. Görevlilerin yaklaşımı da farklıydı. Türk olmanın, Türkiye’den gelmenin bu kadar pozitif bir ayrıcalık olacağını düşünmemiştim.

Otele geçtiğimde merak ve soru işaretleri içimi dolduruyordu. Tam o sırada ezan okundu. Makamsız, sade bir ses... Ardından hoparlörlerden imamın sesi, tekbirler, kametler yayıldı. Sanki bütün şehir aynı anda tek bir imamın arkasında namaza durmuş gibiydi. Ama farklı camilerin sesleri birbirine karışıyor, adeta şehrin tamamı kulaklarımda yankılanıyordu.

Unutulmaz Bir İlk Gece

Kaldığım otel çok sadeydi. Odamda yalnızca bir yatak ve dolap vardı. Duvara monte küçük bir rafın üzerine telefonumu şarja koymak isterken yer bulamadım. Üst üste dizdiğim cihazlar kaydı, telefonum beton zemine düştü ve ekranı kırıldı. Ama çalışıyordu, “şükür” dedim.

Sharmarke geldi, akşam yemeğini koridorda küçük bir sehpanın üzerinde yedik: rafadan yumurta, “ancero” adı verilen ince ekmek ve şekerli çay.

Ertesi sabah, asker nezaretinde Buhoodle’ye doğru yola çıkacaktık. Çünkü yabancıların şehir dışına tek başına çıkmasına izin verilmiyordu. Bavulumu kapının önüne koyduğumda, içimden şu geçti:

“Artık geri dönüş yok. Yeni bir hayat başlıyor.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum