Dr.Mehmet BOZKURT

Dr.Mehmet BOZKURT

UMMANDAN BİRKAÇ İNCİ…

 UMMANDAN BİRKAÇ İNCİ…

 

Sevgili Dostlar Kıymetli Okuyucular.

  Ummandan İncilerin AKRA FM de yayınlanan bir program olduğunu çoğunuz biliyorsunuzdur.  Her sabah 07.30 da ve tekrarı akşam 18.00 de başlayan ve 25-30 dk süren son devrin büyük alimlerinden  Mürşidi  Kamilimiz Mehmed Zahid KOTKU Hocaefendimizin kendi sesinden sohbetlerin yayınlandığı bir programın adıdır.1.20110101205154.jpg

Hocamız; Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Hazretlerinin telif ettiği RAMUZ-EL HADİS kitabından hadisler nakleder ve  bu hadisler üzerinde sohbet yaparlardı. Düşünüyorum kendilerini tanıdığım ilk günden irtihaline kadar geçen 8 sene zarfında (1972-1980 yılları arasında) bize hayatımızın her safhasında lazım olacak dersler verdi.  Bunları saymakla bitiremem ama başlıcalarını yazabilirim. En başta İman kardeşlik, cömertlik, diğergamlık, hizmet, siyaset, günahlardan sakındırma, hayırlı amellere teşvik, yardımlaşma, Kuranı öğrenme ve öğretme, yabancı malı kullanmama yerli malı kullanma, yerli sanayiyi teşvik, israftan sakınma, dua ve zikirin önemi, nafile ibadetler ve nafile namazlar,  ailede geçim, nikah ve talak  ana ve babaya itaat,  tevazu ve alçak gönüllülük, iyi ahlaklar ve kötü ahlaklar, büyük ve küçük günahlar ve daha bir çok konuda bizi sohbetleriyle yazdığı kitaplarıyle telkin ve tavsiyeleriyle herşeyi anlattı öğretti. İslama dair anlatmadığı bir konu kalmadı. Hocamızın esas özelliği Peygamberimizin sünnetine sımsıkı sarılması idi. Veresetül enbiya yani Peygamber varisi olan alimler Peygamberimizin yolundan giderek sevenlerine örnek olmuşlardır. 

20 asırdan 21 inci asıra geçişte millet olarak dindarlaşma gittikçe artıyor ancak  dini yaşama ve manevi seviye gittikçe düşüyor.  Eskiden cemaatlaşma ön planda iken şimdi bireyselleşme ve benlik daha ön plana çıkmaya başladı. Refah ve konforun ve biraz da zenginleşmenin sonucu dünyayı sevme ve dünyevileşme hastalığına  karşı Hocaefendinin hayatın her safhası her yönü için vaazları tavsiyeleri telkinleri öğütleri her hastalığa uygun bir ilaç gibiydi. Yazmış olduğu 5 ciltlik Tasavvufi Ahlak Kitapları Ankarada bulunduğum bir ara en çok satan kitap olduğunu HacıBayramdaki bir kitapçıdan  duymuştum.

Size bu yazımda Hocamızın üzerinde çok durduğu bir Hadisi Şerifi nakletmek istiyorum. Hadis-i Şerif te Efendimiz SAS  mealen:

‘’Siz Cennete giremezsiniz iman etmedikçe;

Siz iman etmiş olmazsınız birbirinizi sevmedikçe;

 

   2.20110101205617.jpg    Siz birbirinizi sevmiş olmazsınız birbirinize selam ve taam( yemek)

vermedikçe’’

Buyuruyor.  Yani bu Hadisi Şerife göre birbirine selam veren ve yemek ikram eden cennete girebilecek. Cennete girmek bu kadar basit mi? Evet. Burada mantık şudur: Birbirini seven insanların bulunduğu bir topluluk birbirine sımsıkı bağlanır. Fertler arasında sıkı bir dayanışma ve yardımlaşma meydana gelir. Maddi ve manevi bağlar kuvvetlenir. Rahmet o topluluk veya millet üzerine iner. Böyle bir toplumun fertleri Allah için birbirlerini sevdiğinden Allah da onları sever ve onları cennetle mükafatlandırır. Veya tersinden ifade edeyim. Allahın rahmeti cemaat üzerine olduğundan cemaat olmak için fertlerin birbiri ile bağlarının irtibatlarının kuvvetli olması lazımdır. Bunun ilk adımı aralarında selamlaşma ve birbirine ikram etmek ikinci adım aralarında sevgi ve muhabbetin kuvvetli olması üçüncü safhada imanın kuvvetlenmesi ve nihayet bunun neticesi  bu iman ile cenneti kazanmaktır.

Bir de bunun tersini düşünün. Bugün darbecilerin yapmak istedikleri toplumda kaos oluşturmak için sünni alevi dindar laik Kürt Türk çatışması çıkarmak istemiyorlarmı? Etnik kimlik ve mezhep kışkırtıcılığı yapmıyorlarmı? Yukarıda açıkladığımız hadise göre birbiri ile irtibatı kuvvetli toplumda böyle bir ayrıştırma böyle bir tahrik olabilirmi? Birbirini sevmeyen toplumlar tahrik edilirse kan gövdeyi götürür. İşte Hadisi Şerifin ana teması budur. Böyle kötülüklerin önüne geçmektir. Zaten onlar da bu nedenle İrtica diyerek din düşmanlığı yapıyorlar.

Hocamız kardeşlik üzerinde o kadar çok dururdu ki, kardeşliğe o kadar önem verirdi ki bunu ifadeye gücüm yetmiyor. ‘’Kardeş gel dediği zaman nereye diye sorulmaz, gidilir’’ Kardaş arkadaşlık Pekey demekle kaimdir.’’ ‘’ Bir müslüman nafile oruç tutar. Öğleden önce kardeşi ona yemek ikram ederse  onun hatırı için  oruç olduğunu söylemeksizin kardeşinin davetine icabet eder ve o orucu bozarsa bin oruc sevabı kazanır. O orucu da kaza ederek tutarsa ikibin oruç sevabı kazanır. Böylece kardeşinin hatırını kırmayıp yerine getirdiğinden bir oruç karşılığı üçbin oruç sevabı kazanmış olur.  

Hocamızın ikram konusunda bir tavsiyesi şudur: ‘’Misafir geldiği zaman aç olup olmadığı sorulmaz. Tepside yemeğini hazırla önüne koy.  Aç ise yer.  Sorarsan açım diyemez.’’ Buyurmuşlardı. Misafire ikramdaki bu incelik çok önemlidir. Size daha önceki bir yazımda  irtihal etmeden önce son gece derin uykudan bir ara uyanıp ev halkına ziyaretinde bulunan biz doktorlara yemek ikram etmelerini söylediğini yazmıştım.  Dostlar bu yazıya haftaya devam edeceğim inşaAllah. Bu arada Mekkenin Fethinin Yıl Dönümü(Dün yani 31 Aralık)nün hepimiz için kutlu olmasını diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.