Varsayımlar Bizim Olmalı!

Bilimsel Düşünce kabul edilmiş öncüllerden (Varsayım) hareket eder.

Bunların belirlenmesinde kaynak kabul edilecek bir ‘İdeoloji’ye ihtiyaç vardır.

Bir önceki yazımızda herşey iki temel görüş etrafında dönmektedir demiştik.

Biri Hakkı üstün tutan, diğeri de Batılı önceleyen anlayış.

Varsayım olarak biz, birinci görüşü esas alacak ve her ne konuda olursa olsun, değerlendirmelerimizi buna göre yapmaya çalışacağız.

Fakat bu, Batı uygarlıklarını tamamen red anlamına gelmemeli.

Hakkı üstün tutan görüşün anlaşılması için mutlaka karşılaştırmalar da yapılmak durumundadır.

Sosyal Değişme ya devrim ve ihtilalle eskiyi yıkarak veya düzelterek olur, ya da inkılap ve ıslahatla gerçekleştirilir.

Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra dünya üzerinde sadra şifa olacak bir gelişme olmadığı için insanlık halen kan ağlamakta ve hem Doğu hem de Batı’da içine düşülmüş bu felaketlerden bizi çıkaracak bir kurtuluş yolu gözlenmektedir.

Gece ve Gündüz gibi Uygarlıklar da birbirlerini izlemektedir.

Gerek Sosyalizm gerekse Kapitalizm bu kan ve gözyaşını dindiremezeceğinden, bize düşen beklemek değil, aksine yapılabilecek şeyleri tesbit ve çöküşün altında kalmadan bir alternatif üretmeye çalışmaktır.

Bunu yaparken de hareket noktamız insan olmalıdır.

İnsanı kavramak, varsayımlarımızı ona bina etme imkanı verecek ve kurulacak düzenin insanı refah toplumuna götüren bir düzen olması sağlanacaktır.

Gayret bizden ...

Önceki ve Sonraki Yazılar