Meltem KAVAK
VİCDANLARIMIZ NEREYE SAKLANDI
Her geçen gün bir sonraki günün aksine işliyor. Merhamet üstüne yetiştirdiğimiz evlatlarımız adına bugün korku ile geleceklerinden şüphe duyacağımı hiç düşünmezdim. Bazen çocuklarda açtığım vicdan yarasından çok korkarım. Ya açtığım o yaralara tuz basarlarsa! Son zamanlarda merhametli evlat yetiştirdiğim adına üzülüyorum diyebilirim.
Düşünün bir çocuğu pamuk gibi yapıyorsunuz sonra ezecekler, üzecekler diye katılaşması için uğraşıyorsunuz. İnanın katılaşmasını sağlamak bu saatten sonra daha zor oluyor. Herkesin her sözüne kanmamak adına seminerler düzenlense kimler gider acaba? Ben söyleyeyim Türkiye’nin yüzde sekseni net katılır diğerleri beni kimse kandıramaz der. İlk telefonda dolandırılan kısımdır. Toplum olarak çok bozulduk. Dolandırıcılar etrafta kol geziyor, her an her dakika dolandırılmadan yatağa gitmek zor oldu.
Aile içinde dolandırılmaktan tutun, mahallede, sözde dost meclisinde, telefonda, sosyal aktivitelerimizde her an her yerdeler. Biz nasıl bu hale geldik? İnanmadan yaşayamaz insan. Güvensizlik insanların yaşamlarını idame etmelerinde büyük yer kaplar, mutlu evlilikler, sosyalleşmelerimizin temeli inanmaktan geçmez mi?
Hayırda yarışmak mı şer olan işlere yönelmek mi diye bir platform oluştursak kaç kişi hayrı seçer. Bizler büyüklerimizi kendimize örnek olarak alırız. Bugünün çocukları ellerindeki tablette izledikleri kimseleri kendilerine idol olarak belirliyorlar. Neden biz anne, babalar onlara cazibeli gelmiyoruz, hiç düşündünüz mü? Pırıltılı hayat yaşamak için gökkuşağı etrafında gezinmenize gerek yok. O gökkuşağının renklerini yaşamanız size yeterli.
Yalandan, sahte yapmacık insanlardan uzak durun! Öyle ki makyaj yapan insanlar bile bana sahte geliyor. Doğal yaşamı tercih edin, çocuklarınızda doğal olsun lütfen. Minicik çocuklara makyaj masası alan ebeveynler mutluluk o makyaj masasında mı gizli?
Mutsuz çocuklar yetiştiriyoruz. Mutsuz çocukların ebeveynleri antidepresan kullanıyor. Neden Türkiye de iki yetişkinden biri antidepresan haplarına muhtaç oldu? Son on yılda bu oran %50 artmış verilere göre. Dünya genelinde Türkiye 22. Sırada bu biraz bizi rahatlatıyor. Müslüman toplum neden kendini yenileyemiyor hiç düşündük mü? Bu ilaçlardan kimler kârlı çıkıyor?
Kolaya kaçan insan olduk, al iç iyileş. Aslında tüm meslek kolları birbiri ile bağları iç içe. Bana göre Psikologlarla din işleri iç içe birlikte çalışmaktan gocunmamaları gerekir. Madem amaç topluma hizmet, neden birlik beraberlik olmuyor. Psikologların dini kimliği olmazmış. Neden olmasın? İsteyen istediğine gider, herkesin çalışma şekli farklı olmalıdır. İlaçlarla ayakta duran topluma döndük.
Şeker, tansiyon, kolesterol, antidepresan sayısız hastalıkları ömür boyu bizlere bağlı etmediler mi? Tıp geliştikçe hastalıklar arttı, ilaç sayıları yükseldi. İnsanlar yarım yamalak bir hayatın içinde yaşıyor.
İlaçlara bağımlı olarak yaşayan insanların, bağımlı insanlardan farkları kaldı mı? Ruhu ve fiziki olarak evlatlarımızı nasıl eğitelim bilemiyorum. Merhametli evlatların gelecekteki toplumlarda yaşarken çok zorlanacakları kanaatine vardım. Bağımlı ve yalancı bir gelecek bekliyor tüm gençliği.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.