Nurhan Bahçe GENÇ
Yüzleşme
Elbet rahatlığın olmadığı bir dünya da yaşamak insanı yoruyor. Bu yorgunluk tabii olarak insanın dayanma katsayısını gererek, çeşitli tepkilere sebep oluyor.
Sosyal yaralarımız, bireysel travmalarımız ve hayatımızı yaşanmaz kılan her şeyin altında bir çok sebepler zinciri olabileceği gibi, karakterimizin, genlerimizin değişmez kodları da etken oluyor. İnanılmaz gen aktarıyoruz, değişmek için çaba göstermeyince , ilkel genlerimizde aktarılıyor. Hata yaptıktan sonra özür dilemenin, tavrı değiştirmeyince bir anlamının olmadığını söyler akil insanlar.
Hep aklımdan geçiririm acaba diğer varlıklara da sorulsa mesela, ağaçlara, suya, havaya, mesela, kuşlara, kedilere, ceylanlara, atlara sorulsaydı, hayatlarındaki olumsuzluklar onları nasıl etkiliyor? Onlarda da haksızlıklar ediliyor, ayrılık, hastalık , ölüm, açlık, çalışıp- çabalama var, sonuçlarını biz farketmesek te onların hayatı da etkileniyor mu? Mesela, raftaki iki fincandan biri kırılsa üzülür mü diğer yarısı, kavga eder mi kıranla? Kendi içlerinde bir çabaları var mı acaba?
Cümle varlık şikayet eder miydi biz insanlar gibi, yoksa onlar varlık sebeplerinin bizden daha çok mu farkındalar. Her nesnenin ruhu var deniyor ya.
İnsan ise ‘Ekşi olan benim ayranım ’ diyemeyen bir varlık .Ben suçluyum, haksızlık benden neşet etti, adil davranmadım diyen kaç kişi çıkar?
Yaşadığımız sorunlarla baş edebilmenin çeşitli yollarını aramak, bütün dünyaya küsemeyeceğimize göre ortamı güzelleştirmek zorundayız. Bu yolculukta elbette elimize ayağımıza diken batacak, taş dokunacak, kanun böyle. Zaman zaman iletişim hataları yapacağız, söz dalaşları, anlama, anlaşılma çabaları, algı hataları, kendi önyargılarımız, bakış açımız gibi bir çok etken yolumuza dikilecektir.
Yaptığımız bu hatalar bazen gerçeği gün yüzüne çıkarır, bazen daha iyi anlaşılmaya sebep olur, bazen insanı düşünmeye sevkeder. ‘Çekiş olmayınca, pekiş olmaz’ derler bizim oralarda. Bulanmayan su durulmazmış. ‘İnsan; hakkında söylenen sözlerden ibarettir’ der bir düşünür. Sözlerimizin arkasında duracağımız kadarını söylemek erdem olsa da, bazen bir bakışımız, bir tavrımız , bir mimiğimiz bile bir incinmenin, bir kırgınlığın sebebi olabilir.
Özelikle bireysel ilişki ve iletişimimizde çözüm ararken başvurduğumuz yollardan biri de’Yüzleşme’ dir.
Yüzleşme asıl itibariyle, psikolojik bir yöntem olmakla birlikte doğru ortam ve doğru kişiyle yapıldığında işe yarar. Adil bir danışman eşliğinde herkes yaşadığı şeyi anlatır, buna hissettiklerini, duygularını, algılarını da katabilir. Kendini gerçekleştirmiş ve hikmet ehli insan, bu işi kavgaya dönüştürmeden, kaosa neden olmadan, amaç sadece gerçeği ve hakkı, haklıyı ortaya çıkarmak maksadıyla yapmalıdır.
Ne yazıkki, hatasını görmeyen- görmek istemeyen, karşılıklı konuşma imkanı vermeyen, iletişim özürlü insanların fazlaca olduğu toplumumzda her an yanlış anlaşılma korkusu yaşıyoruz. Böyle bir düşünce insanı muallakta bırakarak mutsuz ediyor.
Böyle insanlarla iletişimde tavrımız nasıl olacak?
Hassaten narsist/ bu kelimeyi her şeye paravan olarakkullanmayı da sevmemekle beraber maalesef ki bu palyatif dünya her insanda olması normal olan benlik/ özgüven duygusunu bazı tahriklerle kabartıyor. Bazen de öyle zamanoluyor ki karşılıklı konuşmak ve yüzleşmek istiyor insan çaresiz bir şekilde. İnsan en iyi kendisni tanır ve anlatabilir çünkü.
İşte bu yüzleşme gerektiğinde yapılmalı iken, eğer iki tarafı da yoracak ve sürekli içsel bir savunma haline sokacaksa, konu da hukuki bir şey değilse, aile içi problemlerde yarayı kaşımamak gerekir.
Sürekli gündemde tutulan ve konuşulan her söz tazeliğini koruyacaktır. Olumsuza takılma insanda bir çok enerjinin ve iletişimin bozulmasına sebep olacaksa, ‘Ben de ona sorarım, el mi yaman bey mi yaman’ yaklaşımı çoğunlukla meveddet ve muhabbeti bitirme noktasına getiriyor.
İnsanın yanılgılarından biri de her insana aynı davranma basiretsizliğidir. Bu yüzden karşımızdaki insanın hassas ruhukonuyu tekrar gündeme getirmekten inciniyorsa, sözüyle özür dileyemese bile hal ve tavrıyla pişmanlık emmarelerigösteriyorsa, artık geri dönülmemesinin daha sağlıklı olduğunu müşahede ediyoruz.
Hem problemlerin uzamaması hem sevgi ve güvenin zedelenmemesi için eski ve geçmişe ait şeyleri karıştırmak olumsuzu çağırmak olacağından yapılmamalıdır. Burada yapılacak şey hayata kaldığı yerden devam etmektir. Kavgası yapılacak değerli şeylerin peşinden koşmak ve enerjiyi ideal bir hakikat uğruna harcamak anlamlı olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.