
Lütfi AYHAN
ZULMÜN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ BİLİM (Mİ?)
(Bu yazıyı okumadan veya okuduktan sonra mutlaka şu yazılara da göz atmalısınız: /Bu istek bile beni zulme ortak ediyor. /
a-Ersin Çelik: ‘Taksicinin oğlu Mustafa: Katil CEO!’;
b-Barış Özcan: ‘Ölüm Taciri Öldü! Nobel Ödüllerinin Şaşırtıcısı hikayesi)
Rabbimiz ezelde mahlukatı yaratırken insanlara diğer tüm varlıklardan farklı olarak akıl denen bir nimet vermiş. Bu nimet insanı diğer varlıklardan üstün kılarken aynı zamanda ona çok büyük bir sorumluluk da yüklemiş. Bu nimet sayesinde insanoğlu canlı cansız tüm varlığa hükmediyor. Koca okyanuslar, yüce dağlar, ıssız çöller, toprak, su, hava, ateş, hayvanat, nebatat, fizik, kimya, tarih, bilim… Onun hizmetine veriliyor. Allah İnsana bu nimet ile (yani akılla) en büyük iyiliklere de, en büyük kötülüklere de; en iyi işlere de, en kötü eylemlere de imza atma tercihini (cüzi iradeyi) veriyor.
NOBEL’iN İBRETLİK HAYATI
Dinamiti bulan Nobel, atom bombasını bulan Robert Oppenheimer, topu, tüfeği, barutu, tankı, füzeyi, mayını, Nükleer silahları …Daha birçok savaş aletini/aracını bulan insanlar bu buluşlarını akılları sayesinde (bilimi kullanarak) yaptılar. Varlığı, yaratılış gayesini, insanı, Allah’ı, ahireti, cenneti, cehennemi, günahı, sevabı, iyiyi, kötüyü…Hakiki mahiyetleri ile bilmeyen insanların ellerine güç geçince neler yapabileceğini hem tarihte (en yakını II. Dünya savaşı) gördük ve yaşadık hem de günümüzde başta Gazze olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinde görüp yaşamaktayız.
Bilim ve akıl imanın, ahlakın, vicdanın, fıtratın kontrolünden çıktı mı tam bir zulüm aracı oluyorlar. Bu sebepten İslam alimleri ilimle/bilimle ahlak ve vicdan arasında bir bağ kurmuşlardır. Buna yüzlerce misal var lakin en bilineni, bizlere en yakın olanı dedemiz Yunus Emre’nin şu mısralarında görünür:
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır
.
Okumaktan murat ne
Kişi Hak’kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir
.
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere yelmektir
.
Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
.
(Bu mısraların şerhi iyi yapılınca mana daha iyi anlaşılır. Mesela; “dört kitabın manası bellidir bir elifte” demek; tüm dinlerin amacı insana Allah’ı tanıtmak, bildirmektir. Allah lafzının ilk harfi Eliftir. Yani Elif=Allah) Bu anlayıştır ki İslam kültüründe, ilim (bilim) sahipleri bu nimetin kötülere geçmesini istemezler. O’nlar, kötülere, ahlaksızlara, vicdansızlara bu aracı vermekten hep kaçınmışlardır.
GÜÇ KÖTÜDE OLUNCA
Üç yüzyıla yakındır ahlaktan, vicdandan, merhametten, iyilikten, hakikatten… Uzak olan batı, başta bilim olmak üzere birkaç aracı daha kullanarak gücü ve dünya hakimiyetini elde etmiştir. Bilhassa bilim ve teknolojide elde ettiği üstünlük sayesinde tüm insanlığı kendine esir etmiş, Allah’ın kardeş saydığı âdem oğullarını kendine köle yapmıştır. Tabi fıtrata, yaratılış gayesine, Allah’ın çizdiği sınırlara zıt olan bu durum, batılı zalimlerin, batılı despotların, batılı katillerin sadece düşmanlarına zarar vermekle bırakmamış, birbirlerini de yemelerine, birbirlerine de zulmetmelerine sebep olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Buna en büyük misal II. Dünya savaşıdır. Bu savaşta ölen asker sivil kadın çoluk çocuk sayısı 50 milyondan fazladır ve bunların kahir ekseriyeti batılıdır. (şu anda devam etmekte olan Rusya Ukrayna savaşı da, çıkması muhtemel ABD-ÇİN savaşı da tezimize bir misaldir) Çünkü zülüm ile hiç kimse abad olmaz.
“BİLMEDEN ZULME ORTAK MI OLUYORUZ? “
“ELİ KANLI MUSTAFA”
Tüm bu yazdıklarıma en çarpıcı misal İsrail’in şu anda Gazze’de yaptığı ve yapmaya devam ettiği zulümdür. Nasıl mı? Şöyle. İletişim teknolojisi öyle bir noktaya geldi ki artık elimizdeki cep telefonları birer savaşı aracı oldu. Cep telefonu kullanan herkes eğer (çoğu batılı şirketlere ait) medya araçlarını (Whatsap, Amazon, Microsoft Azure, Facebook, x, İnstgram…) kullanıyorsa onlara sağladığı verilerle (bu veriler, konuşmalar, mailler, videolar…) yardımcı olmuş oluyor.
Yeni Şafak Yazarı Ersin Çelik bunu şöyle açıklıyor; “İsrail, Gazzeliler’i yapay zeka analizleri ile yok ediyor. Kanıtları da var. Associated Press, İsrail ordusunun "kitlesel gözetleme" yoluyla Gazze’den toplanan telefon görüşmeleri, yazılı ve sesli mesajları metne dönüştürmek ve derlemek için Microsoft Azure kullandığını daha geçenlerde yazdı. Basit bir şekilde anlatmak gerekirse; Gazze’de birbirlerine yol tarifi veren insanların konuşmaları dahil herkesin her türlü verisi kayıt altına alınıyor ve Microsoft Azure bu devasa metin yığınlarının içinden terim aramaları yaparak sonuçları “kişilerle eşleştirip”, konumlarını da İsrail ordusuna bildiriyor.
Not: “Eli kanlı Mustafa” Suriyeli ve Microsoft AI’ nın Ceosu imiş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.