Ahmet Kaya’nın mezarı getirilsin!

Ülkesini, ülkesinde yaşayan herkesi başka bir sevgiyle sevdi. Kaliteli bir sanatçıydı. Delikanlıydı. Sözünü kimseden esirgemeyen gerçek bir demokrattı. İddia edildiği gibi bölücülükle, kavgayla, şiddetle asla işi olmadı Ahmet Kaya’nın. 1998’de bir milletvekiline hitaben;”Kimse inançlarından dolayı baskı altına alınmasın, bilim öğrenmek için üniversiteye gelen öğrenciler niçin coplanıyorlar? Neden saçlarından tutularak sürükleniyorlar? Halkı yüzde 99 Müslüman olan bir ülkede Müslümanlara karşı uygulanan bu baskıların haklılığını ve yasallığını kimse savunamaz. Ben, inanca saygıyı, düşünceye özgürlüğü savunuyorum. Siz neden savunmuyorsunuz? Sizler Meclis'te sohbet etmekten başka bir iş yapmıyorsunuz. Sokak anneleri ile başörtülü öğrenciler, saçlarından tutularak coplanıyorlar, siz ise sadece seyrediyorsunuz. Televizyonlardaki bu görüntüler sizi rahatsız etmiyor mu? Sizin attığınız bu nutuklar milleti bıktırdı. Buna bir son verin. Bu görüntüler sizi rahatsız etmiyorsa sohbetlerinize devam edin ve televizyonlarınızı çekirdeklerinizi çıtlatarak seyretmeyi sürdürün. Sizler rahatınıza bakın, hiçbir şeye karışmayın. Bu ülkenin bölünmesine bizler izin vermeyiz" demişti. Bu konuşmadan sonra medya kasıtlı olarak Ahmet Kaya’yı karalama kampanyası başlattı.

Magazin Gazetecileri Derneğinde yaptığı konuşma ise medya açısından deyim yerindeyse bardağı taşıran son damla olmuştu. Ahmet Kaya başörtüsünü savunuyor, düşünceye özgürlük diyor yetmezmiş gibi birde Kürt asıllı olduğu için anadilinde şarkı besteleyip klip çekmek istiyordu! Türkiye gibi bir ülkede affedilir gibi değildi yaptıkları. Çok olmaya başlamıştı artık. Türk basını neredeyse çıldırmak üzereydi o aralar. Ahmet Kaya’nın hain, bölücü, art niyetli bir sahtekâr olduğuna dair yığınlarca haber yapılıyordu. Basının bu denli kasıtlı karalama haberlerinin de etkisiyle beyinleri sulanmış üç-beş tane ırkçı sözde sanatçı bu kaliteli insanı büyük bir öfkeyle yuhaladılar. Kuşkusuz bu, ırkçılığın, beyinsizliğin, bilgisizliğin ne kadar tiksindirici bir şey olduğunu bizlere göstermişti. Hala Ahmet Kaya’nın mezarının Türkiye’ye getirilecek olmasından dolayı büyük bir öfke içersindeler. Faşistlik aynı zamanda ciddi bir ruh hastalığıdır bu kesim bu hastalıktan asla kendisini kurtaramayacaktır. Ahmet Kaya gibi muhalif bir sanatçıyı hazmedemeyen bu ülkenin faşist ruhlu sanatçıları onu göz göre ölüme yolladılar. Şimdi de mezarına küfrediyorlar.

Bir sanatçı düşünün Allah vergisi muhteşem bir sesle mükemmel şarkılar besteliyor. Aynı zamanda içinde ahlakı, erdemi, insanlığı ve sevgiyi barındırıyor. Bu ülkenin ezilenlerinden, dışlanmışlarından ve hakkı gasp edilenlerinden yana onurlu bir tavır ortaya koyuyor. Başta anadili olmak üzere her türlü yasağa baş kaldırıyor. Bir tek özlemi var. Kendi dilinde bir aşk şarkısı söylemek! Neredeyse ömrünü veriyor buna. Ama söyleyemeden ölüp gidiyor. Bu gerçekten burada yaşayan insanlar adına utanılacak bir şey. Bir takım hasta ruhlu beyinsiz sanatçının yanlı ve faşist medyanın da gazıyla linç girişimine maruz bırakılıyor. Bu ülkenin sanatçısından, ev hanımına, eğitimcisinden, simitçisine sokakta oynayan çocuklarına kadar herkesi tek tipleştiren bir ideolojinin kurbanı olmuştur Ahmet Kaya. Binlerce insanın bu uğurda kurban verildiği bir ülkede artık birçok şeyin değiştiğini, değişmekte olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin bugün yirmi dört saat Kürtçe yayın yapan bir devlet kanalımız var. Gönül isterdi ki Ahmet Kaya o güzel sesiyle Şeş TV’de Kürtçe şarkılarını söylesin. Ama maalesef aramızda değil.

Bir ara Kültür Bakanlığının Ahmet Kaya’nın mezarını Türkiye’ye getirme girişimi söz konusuydu. Çok yerinde bir karardı bu. Çünkü bu ülkenin Ahmet Kaya’ya bir özür borcu vardır. Artık Türkiye eski Türkiye değildir. Umarız bundan böyle ülkemizde hiçbir sanatçı “ dövülmüşüm sövülmüşüm kovulmuşum ben kendi öz yurdumdan” gibi sözlerle içli şarkılar söylemez. Buna dair ciddi umutlarımız olduğunu söyleyebilirim. Bir takım hasta ruhlu insanların varlığına rağmen...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum