Seçkin İSLAMOĞLU

Seçkin İSLAMOĞLU

AK Parti Eleştirisi (Su, Telefon, Doğalgaz vs)

SÖZÜN ÖZÜ (KISA KISA) - 17

 

Allah’ın Suyunu Kullarından Esirgemek Hangi İnsafa Sığar?

 

İstanbul’da son yağışlarla birlikte barajlar doldu ve İSKİ 3 barajın kapaklarını açarak suları boşa akıtıyor.

İsmi “Adalet” olan bir partinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, suyu halka veya kamu kurumlarına bedava kullandırmak veya su fiyatlarını düşürmek (yaptığı zamları geri almak) yerine suyu boşa akıtıyor!

İşte kapitalist zihniyet budur, işte sisteme yamanmak budur.

Allah’ın suyunu halka bedava veya uygun koşullarda sunmak yerine boşa akıtmak, nasıl bir mantıktır, bir müslüman nasıl böyle bir mantığa sahip olabilir? (İslam’da israf haramdır.)

Yazıktır beyler yazık, sizi Ergenekoncular değil fakat bu zulümleriniz bitirecek. Boşa akıttığınız su sizin suyunuz değil, bu milletin hakkı!..

(Elbette dolan barajlar taşkın tehlikesine karşı boşaltılacaktır fakat doluluk bu dereceye ulaşınca su bedava halkın kullanımına sunulursa su tüketimi artacağından baraj doluluk oranları da azalacak ve taşkın tehlikesi ortadan kalkacaktır.

Suyun bol olduğu zamanlarda vatandaşın kolay kullanımına imkan tanınırsa, vatandaş evinin önünü, pencerelerini, halılarını, arabasını falan rahatça yıkar, bahçesindeki bitkileri rahatça sular.

Yine okul, cami, hastane gibi resmi veya kamu hizmeti veren kurumların suyu bir süre bedava kullanımına imkan tanınarak, oraların baştan aşağı temizlenmesi sağlanabilir.

Kısacası, bol suyu boşa akıtmak değil birçok alanda temizlik için kullan(dır)mak veya ihtiyaç sahibi başka bölgelere aktarmak gerekir.)

 

Doğalgazı Millete Kullandırmak Yerine Boşa Para Ödemek Adalet midir?

 

Türkiye taahhüt edip de kullan(a)madığı doğalgaz için 1 milyar dolar ödeme yapacakmış.

Evet, Ak Parti doğalgaza zam yaparak gelir elde edeceğini sanıyordu fakat bu zamlar ters tepti, vatandaş doğalgaz kullanımını kıstı ve tüketim miktarı azaldı.

Ayrıca Botaş’ın depolama tesislerinin yetersiz olması sebebiyle taahhüt edilip de alınamayan gaz nedeniyle 1 milyar dolar, geçen seneki aynı durumla birlikte 1,5 milyar dolar boşuna ödeme yapılmış olacak.

Tekrar aynı konuya geliyorum, isminde “Adalet” ve “Kalkınma” kelimeleri olan AK Parti, maalesef bu tür yakışıksız icraatlarıyla çok büyük hata etmektedir, tamamen kapitalist bir mantıkla, doğalgazı halkına uygun koşullarda sunmak yerine dışarıya boşuna yüklü paralar ödemektedir.

Halbuki bu parayı dışarı ödememek için fiyatlarda indirim yapılıp veya bir süre bedava kullandırılıp taahhüt edilen miktar kadar tüketime ulaşılarak, en azından para boşa harcanmış olmazdı. (veya ilgili ülkelerle görüşülerek hesaba dahil edilen fiyat kadar gaz alınıp uygun koşullarda halka kullandırılmalıdır ve bu tür koşullar da ortadan kaldırılmalıdır)

Düşünebiliyor musunuz, devlet parayı kendi halkına değil yabancı bir devlete yediriyor; olacak iş mi?!

Sonra da Başbakan, hem de Botaş geçen sene 5 milyar TL kazanç elde etmişken, “Şubat ayında zam yok, fiyatlar dışarıya göre belirleniyor, bu duruma katlanıyoruz!” diyor.

El-insaf sayın Erdoğan, el-insaf! Neye katlanıyorsunuz siz? Katlanan vatandaş, adaletinizden mahrum olan vatandaş, kalkınmasına darbe vurduğunuz vatandaş!

İktidarınız 7 seneyi bitirmiş, 8. senesine girmiş; bu tür harcamaları kısıp da halkı rahat ettirmek yerine zam yağmuruna tutuyorsunuz, sonra da katlanıyoruz diyorsunuz.

Hayır katlanan siz değilsiniz, siz doğalgaz faturası düşük gelsin diye düğmeyi kısıp üşümüyorsunuz, bu halktan pekçoğu üşüyor, sizin halkınız üşüyor, bu açıdan derman olmak yerine dert olduğunuz halkınız üşüyor!

Tekraren, sizi Ergenekoncular değil fakat bu tür halktan uzak ve yabancılaşmış icraatlarınız bitirecek.

Artık kendinize bir çekidüzen verin, biraz özeleştiri yapın, kendinizi halkın yerine koyup empati yapın.

Daha ne diyeyim! Katlanıyormuş!..

“Utanıyorum!” desen neyse, utanmadan konuşuyorsunuz, utanmadan konuşabildiğiniz için o sözünüze de inanılmaz ya!.. Evet, utanmanız gereken yerde, utanıp da susmanız gereken yerde konuşuyorsunuz, bir de üste çıkmaya çalışıp katlanıyoruz diyorsunuz!

Sen bu musun sayın Erdoğan? Sen halka doğalgazı ucuza kullandırma imkanı varken bunu yapmayıp da milletini donduran, bir de üstüne “Yeni zam yapmamak için katlanıyoruz!” diyecek adam mısın?

Yakışmıyor, hiç yakışmıyor.

Not: Yeni bir habere göre, yapılan görüşmeler sonucu Rusya doğalgaz fiyatında %6 indirim yapmış, ayrıca “al ya da öde” yükümlülüğü epey azaltılmış; demek ki isteyince oluyormuş, sırf bu %6 indirim bile Türkiye ekonomisini 400 milyon dolarlık yükten kurtaracakmış. İşte yapılması gereken budur. Tabii maliyetlerdeki bu indirimleri vatandaşa da indirim olarak yansıtmak lazım, “Zam yapmıyoruz, katlanıyoruz!” türü sözde açıklamalarla milleti avutmamak lazım.

 

Erdoğan’ın Görmezden Geldiği Bazı Zulümler

 

Madem bu konuya girdik, birkaç noktaya daha değinelim.

Mesela Telekom’un sabit telefon hatlarından aldığı sabit ücret nedir? Yıllardır bu şekilde vatandaşın cebi boşaltılmaktadır, sabit telefonunu hiç kullanmayan, sabit telefonu ile hiç konuşmayan insanlardan bile her ay 10-15 TL sabit ücret alınmaktadır.

Acaba sayın Başbakan veya ilgili bakan veya Ak Parti’nin diğer yetkilileri buna neden çare bulmuyorlar? Neden vatandaşın yanında yer alıp da bu haksızlığa engel olmuyorlar? Bu fakir milletin her ay 15, her sene 180 TL parasını bir şirketin kasasına akıtmaya ne hakkınız var?

“Sabit giderler, masraflar, şunlar bunlar” diye hikaye anlatmayın; bir üründe her zaman onun maliyeti de yüklüdür, yani sabit ücret uygulaması tam bir saçmalıktır. Hem hadi bunun alınması gerekiyorsa örneğin senede 12 TL al, neden ayda 15 TL alıyorsun?..

Mesela İhlas Finans konusu ve İhlas’ın mağdur ettiği yüzbinler, aileleriyle milyonlar. Bunların da durumuna neden çözüm üretmiyorsunuz? İmarzedeler veya Tekel İşçileri kadar onların sesi çıkmıyor diye neden onları ilgili şirketin insafına terk ettiniz?..

Sonra yurtdışındaki holdingzede vatandaşlarımıza “Parayı yatırırken bana mı sordunuz?” demek ne oluyor? Yakışıyor mu size bu tavırlar? Sizin makamınız çözüm üretmek makamıdır, insanları tersleyip de dertleriyle başbaşa bırakmak değil…

Mesela bedelli askerlik konusu; ne zaman Milli Savunma Bakanı’na bu konu sorulsa “Öyle bir çalışmamız yok, Genelkurmay’dan talep gelmesi lazım!” diyor ve birlikte milyonların talebini hiçe sayıyorsunuz. Askerlik hizmetinde farklı alternatifler getirmiyorsunuz, süreyi kısaltmıyorsunuz, polisleri askerlikten muaf tutmuyorsunuz, vicdani red hakkını tanımıyorsunuz, yurtdışındakilere verdiğiniz dövizli askerlik hakkını yurtiçindekilere çok görüyorsunuz, profesyonel orduya geçmiyorsunuz…

Mesela bir işyeri hiç kazanç elde etmese bile ondan KDV veya geçici vergi alınıyor, bunu ödeyemeyip borçlanana da gecikme zammı uygulanıyor. Yine bazı faturalar iş yerlerine daha pahalı kesiliyor. Ayrıca başkasının işinde çalışan birisi 20 senede emekli olabilirken, kendi işini yapan bir esnaf 25 senede emekli olabiliyor. Tüm bunlar girişimcilere “İş yapmayın!” demektir. Tam tersine devletin işyeri açmayı, iş yapmayı kolaylaştırması ve sadece kazanç üzerinden vergi alması gerekirken, bu tür insafsız uygulamalar ekonomiye ve işsizliğin azaltılmasına darbe vurmaktadır…

“Dicle’nin kenarında kaybolan koyunun hesabını vermekten çekinen” bir geleneğin temsilcisi olması gereken siz, kapitalist sistemin zulüm aracı mı olacaksınız? Millete dağıtmak yerine milletten mi toplayacaksınız? Oy isterken verdiğiniz sözleri, bulunduğunuz vaatleri unutacak mısınız? Ve tüm bunlara rağmen utanmadan gelecek seçimlerde yine oy mu isteyeceksiniz? Eğer öyleyse, tüm bunlar neyin bedeli sayın Erdoğan; makam uğruna bu kadar kendine ve özdeğerlerine yabancılaşmaya değer mi? Acilen özeleştiri yapıp, bu tür hatalardan vazgeçin, milletin sırtına yük olmayın, milletin sırtındaki yükü hafifletin; her alanda!..

 

* * *

 

Kuran Meali

 

« Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler. » (Fâtır, 35/29)

 

Hâdis-i Şerif

 

“Din (Allah için, kitabı için, Resûlü için, müslümanların imamları/yöneticileri ve hepsi için) nasihatten ibarettir.”

 

(Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî)

 

Seçkin'ce

 

“Saygı duyulmak için saygın/saygılı olmak gerekir.”

 

www.dunyaislamgunu.org - www.worldislamday.org - www.seckinislamicebooks.com

 

“Dünya İslam Günü” Toplantısı’na sponsor olmak için:

seckinislamoglu@yahoo.com (maddi bir beklentimiz yoktur)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum