Allah’ı Sevmenin Belgesi Nedir?

Bu gece Mevlid Kandili… Âlemlere sefa, gönüllere şifa, dertlere deva olan son peygamber, son nebi Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) dünyaya teşrifinin 1500. yıl dönümü. Her şeyin sahibi, ilmi, kudreti ve mülkü sınırsız olan Rabbimiz, kitabında


“Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, 107) buyurarak, Son Elçi’nin doğumunu bize hatırlatır. Yine Kur’ân’da:


“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân, 31) ayetiyle, Allah’ı sevmenin ölçüsünün Peygamber’e uymak olduğu açıkça ortaya konmuştur.

PEYGAMBERİMİZE UYMAK NASIL OLUR?


Her şeyden önce, Rabbimizin Cebrail aracılığıyla ona indirdiği Kur’ân’a öğrenip bilip uymakla… Ardından ise Peygamberimizin sünnetine bağlılıkla… Sevgi ve bağlılık da ancak sahih bilgiyle mümkündür. Bu bilgiye ulaşmanın yolu ilimden ve samimiyetten geçer. Allah’a şükür ki Rabbimiz, son kitabını ve dinini kıyamete kadar koruyarak bize ulaştırmıştır. Fedakâr sahabe efendilerimiz, büyük imamlarımız ve cefakâr İslâm âlimleri, dini ve ona ait bilgileri titizlikle derleyip toparlamış, bize getirip ümmete emanet etmişlerdir.

Bize düşen, öncelikle itikadî bilgileri sağlam şekilde öğrenmek, ardından ibadet ve ahlâk bilgilerini öğrenip uygulamaktır. İşte bu gece vesilesiyle, Peygamberimiz ve onun hayatı hakkında; Kur’ân’dan, hadislerden, siyer kitaplarından ve güvenilir ilmi kaynaklardan okuyup öğrenmek en büyük görevimizdir.

TÜRKLER EN ÇOK MEVLİT YAZAN MİLLET

Tarih boyunca İslâm ümmeti içinde Peygamber sevgisi ve bağlılığında, biz Türkler (Anadolu ve Balkanlar’daki Müslüman topluluklarla birlikte) daima ön safta yer aldık. Peygamberimiz için yazılan mevlidlerin, şiirlerin önemli bir kısmı milletimize aittir. Bu alanda akla gelen ilk isimlerden bazıları: Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi, “Su Kasidesi”nin şairi Fuzûlî, gönül erenlerinden Yunus Emre, Ahmedî, Mevlânâ, Nâbî, modern dönemden Ârif Nihat Asya ve Nurullah Genç…

Şimdi bu büyük şairlerin gönül pınarlarından çağlayan temiz, duru, sevgi ve samimiyet dolu damlalardan birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum:

1. Süleyman Çelebi (Mevlid’ten):


“Amine hatun Muhammed annesi,
Ol sadeften doğdu ol dür danesi.
Çünki Abdullah’dan oldu hâmile,
Vakt erişti hefte vü eyyâm ile…”

2- Yunus Emre:

a- ‘Canım kurban olsun senin yoluna

Adı güzel kendi güzel Muhammed

Şefaat eyle sen kemter kuluna

Adı güzel kendi güzel Muhammed...’

b- “…Bir kez yüzünü gören ömrünce unutmaya

Tesbihi sen olasın ol ayruk din tutmaya....

Sekiz Uçmak hurisi bezenip gelir ise

Senin sevginden gayri gönlüm kabul etmeye

Ben seni sevdiğime Bahai derler ise

İki Cihan mülkünü verip baha bitmeye… “

3-Nâbî (Terkîb-i Bend’den):


“Sakın terk-i edebden kûy-i mahbûb-i Hudâ’dır bu;
Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ’dır bu.”

4-Fuzûlî (Su Kasidesi’nden):


“Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su,
Kim bu denlü tutuşan odlara kılmaz çâre su.”

5- Arif Nihat Asya

“…Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;
İki dünyada aziz ümmet,
MUHAMMED ümmetiydi.

Konsun yine pervazlara
Güvercinler;
"Hu hu"lara karışsın
Aminler..
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

Şimdi SENİ ananlar, anıyor ağlar gibi..

Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın,
Yoksulların sahibi.
Nerde kaldın ey RESUL,
Nerde kaldın ey NEBİ?

Günler, ne günlerdi, ya Muhammed;
Çağlar ne çağlardı:
Daha dünyaya gelmeden
Müminlerin vardı..
Ve bir gün ki gaflet
Çöller kadardı,

6- Nurullah Genç :

“…Hasretin alev alev içime bir an düştü,
Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü,
Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde,
Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü.

İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin,
Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla,
Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin,
Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla,
Evlerin arasına dikilir yeşil bayrak,
Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak…”

Bu dizeler, asırlardır ümmetin gönlünde Hz. Peygamber sevgisinin nasıl bir ateş olduğunu göstermektedir.

Netice olarak şunu söylemek gerek, Allah’ı sevmenin belgesi, O’nun Habibi’ne uymaktır. Bu gece vesilesiyle hem sevgimizi tazelemek hem de bu sevgiyi bilgi, amel ve ahlâkla taçlandırmak boynumuzun borcudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.