Allahım Aklıma Mukayyet Ol

Bize ikram edilen bütün nimetler için daimi şükür borcumuz vardır. Sahip olduğumuz ve karşılığında hiçbir şey vermediğimiz nimetleri saymaktan bile aciziz.

Hasta ziyaretleri, kabir ziyaretleri, hapishane ziyaretleri bize o kadar çok şey söyler, öyle şeyler öğretir ki!

Yönetmenliğini Yeşim Ustaoğlu’nun yaptığı ve geçtiğimiz yıllarda vizyona girişiyle birlikte adından sıkça zikrettiren Pandoranın Kutusu filmini izlediğinizde akıl sağlığınızın yerinde olmasına şükrettiğiniz gibi, akrabalarınızın, çevrenizde bulunan yaşlıların temel ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayabiliyor olmasına, akıl sağlıklarının yerinde olmasına bin bir şükürler edersiniz.

Hapishane ziyareti yaptığınızda ya da herhangi bir sebepten, kısa süreliğine de olsa özgürlüğünüzü yitirdiğinizde alıp başınızı gidebilme hürriyetinizin varlığına şükredersiniz.

Vatani görevinizi yapmak üzere haki elbiseleri giydiğinizde, nizamiyenin dışındaki sivillerin rengarenk giysileri ve serazat oluşlarını gıpta ile izler, “hey özgürlük” dersiniz.

Lise son sınıfta felsefe öğretmenimiz her daim ezber bozan üslubuyla bir gün şu soruyu sormuştu bizlere, “İçinizde akıl sağlığı yerinde olduğu için Allah’a şükür secdesi yapanınız var mı?”

Böyle bir şeyi daha önce düşünen, akleden yoktu.

Ama her birimiz akli muvazenesini kaybetmiş biri ile karşılaştırdığımızda ya da akılsızca yapılmış işlere şahit olduğumuzda, adeta elimizi başımıza götürüp aklımızın hala yerinde olduğunu hissettikten sonra, “Allahım sen aklıma mukayyet ol!” deriz.

Aklı başında olmayanların dini ve hukuki mükellefiyetleri yoktur. Bu bile aklın ne büyük mazhariyet olduğunun açık delilidir.

Kerkük’ten Türkiye’ye Deniz Feneri’nin misafiri olarak gelen ve birkaç günlük İstanbul gezisinden sonra gözyaşları içinde memleketine dönerken, “Türkiye’yi, İstanbul’u nasıl buldun, burada seni en çok etkileyen nedir?” sorusuna muhatap olan 12 yaşlarındaki Hacer, “Türkiye çok güzel. En çok özgürlüğünüz etkiledi beni” demişti.

Nimetlerin kıymeti bilinirse artırılır. Kadri bilinecek ve meşru ölçülerde, meşru yollarda kullanılacak.

Son yıllarda internet sitelerindeki haber ve yazıların altına yorum yaparken bazı akıl sahiplerinin kullandığı dil, ihtiyaç duymadığı mantık ve gereğince kullanma gereği hissedilmeyen aklı düşündüğümde üzülüyorum.

Bu yorumları yapanların çoğunun akıl sağlığı yerinde ama zahmet etmek, merak etmek, okumak, bilgi sahibi olduktan sonra bir konuda yorum yapma hakkını kullanmak gibi bir dertleri olmadığı anlaşılıyor.

En çok da akıl, mantık ve izandan yoksun bir yorumu okuduğumda ecdadın meşhur duasını tekrarlamak gelir içimden, “Allahım sen aklıma mukayyet ol!”

gumuslale@gmail.com

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum