Amerika Sevdası

Türk siyaset tarihinde bütün iktidar partisi önderleri Amerika'nın yolunu tutmuşlardır. Amerika ile her zaman özel ilişkileri olmuştur. Acaba onların büyük çoğunlukla tek başlarına iktidar olmaları mı Amerika ile özel ilişkiler geliştirmelerine sebeb olmuştur yoksa Amerika ile özel ilişkileri mı onları iktidar yapmıştır diye bir soru sormak makul olsa gerek. Menderes'in ABD'de Bilderberglere katılması mı Menderesi iktidar yapmıştır yoksa iktidar olmasımı onun yolunu oraya çevirmiştir Allahu alem. Demirel keza, ABD kökenli Fulbright bursu ile seçimlerden önce Amrikanın adayı diye lanse edilmiştir. Çiller'in Yılmaz'ın Ecevit'in yolu hem ABD ile hem de bilderbergler ile her zaman kesişmiştir. Özal da geri durmamıştır. Onlar gürlemeden yağmıştır. Bir verip üç almanın hesabını yapmıştır.

Türk siyasetinin bu Amerikan çizgisi bayağı renkli dostlar. Acaba Babacan'in bakan olup bilderberglere katılmadan önce ABD'de ilişkiler nasıldı diye de bir soru sorulabilir. Genel kurmay başkanları bile oraya bakarak ihtilal yapmışlardır. Oraya bakarak nato pazarlıkları yapmışlar. Bizim çocuklar işi başardı diye kendilerinden söz ettirmişlerdir. Erbakan Hoca da gidecekti ABD'ye. Önce D8'leri biraz palazlandırıp önce Almanya'ya sonra da ABD'ye gidecekti. Size herhangi bir kaynak gösteremem ama Hoca'nın niyetinin böyle olduğuna inanıyorum. Hoca'nın gidişi biraz farklı olacaktı. Ama gidecekti. Belki de bu gidiş farklı olmasından dolayı gerçekleşemedi.

Sıradan bir milletvekiline rastladım bir tarihte buralarda. Bir grup ile bir program gereği ziyarete gelmişler. Buralara geldiğinden gelebildiğinden dolayı bakan olmayı umuyordu. En azından bunun muhabbetini yapıyorlardı. Fehmi Koru gibi tipler bile Bilderberglerden arkadaşı Bilkent üniversitesi profesörleri ile buralara Think Tank kuruluşlarında karşılıklı tebliğ sunarlar sonra da Washington mahrecli yazilar yazarlar. Boylece daha da artar itibarları.

Sıradan profesörler bile çocuklar ben Amerika'dayken diye caka satarlar bizim ülkemizde. Nice Allah'in kulu müslümanlar aynı çakayla çıkarlar karşımıza. Bir tarihte köyümde anne babamı ziyaret ediyordum. Bir cemaatten köye buğday toplamaya geldiler. Babamın ambarından bir kaç çuval buğday verdim bunlara. Adam nereden duyduysa benim Amerika'da olduğumu duymuş. Gel dedi seni benim yanımda gezdireyim. Sen yanımda olunca neler yaparız neler dedi. Fessubhanallah. Beni yanında showmen olarak dolaştıracak. Onlara dedim şimdi arabanızı çekin babamın avlusundan ve beni yalnız bırakın.

Hasılı Amerika'ya gitmenin özel bir anlamı vardır bizim siyasal tarihimizde.

Türk Siyasal tahininde durum bu olduğu halde Türk İslam tarihinde manzara farklıdır. Hiç bir cemaat önderi Amerika'nın yolunu tutmamıştır bir istisnası durumda. Bediüzzaman Van'daki mağarasına sığınmıştır Ankara'nin şerrinden. Bir ara Şam'a gitmiştir. Orada o ünlü Hutbeyi Samiyeyi eda etmiştir. Ondan önce Mehmet Akif Ankara'nin şerrinden Mısıra gitmiştir. Es'ad Coşan Hocaefendi Avusturalya'ya gitmiştir Ankara'nın şerrinden korunmak için oralarda Hakka vuslat olmuştur.

Bu durumun istisnası Hoca Efendi'dir. Hoca Efendi “Amerika'ya gitmiştir”. Hem de o bilinen anlamına rağmen. Ve milletler arası bir cemaat durumuna gelmiştir. Acaba cemaatin büyüklüğü mü Amerika ile yolları kesiştirmiştir yoksa Amerika ile ilişkiler mi büyük bir cemaat yaratmıştır. Bu anlamda birileri bizim çocuklar, nur cemaati mücahidleri aslanlar gibi mücadele ediyorlar diye bir yerleri bilgilendiriyorlar mı acaba bizim çocuklar işi başardı der gibi? Böyle kuşkuların böyle büyük bir cemaat üzerinden kaldırmanın yolu Hoca Efendinin bir an önce Amerika'yi terketmesidir. Yoksa bu lekeyi anlından temizleyemez.

Muhammed Aleyhisselam hanımıyla karanlıkta iken ashabından birileri onu görmüşler. Onları yanına çağırmıs. Onlara demiş ki, sakın yanlış anlamayın. Bu yanımdaki eşim Aişe'dir. Ashab demiş ki, Ya Resulullah böyle bir açıklamaya gerek yok. Biz seni zaten biliyoruz. Nebi Aleyhisselam onlara demiş ki, bilmenizde yarar var yoksa şeytan damarlarınızdaki kanda dolaşır.

Evet müslüman kesimin damarlarındaki kanda şeytanın dolaşmasına mani olmanın en güzel yolu Hoca Efendinin bir an önce ABD'yi terketmesidir. Zararı yok Türkiye'ye dönmesin. Bir afrika ülkesine falan gitsin ama gitsin. Yoksa bazı yobazların Hoca gelecek İran gibi olacağız yaygaralarnı kim gale alır ki. Eğer gale alan varsa bu daha akıllıca ise bir Afrika ülkesine gitsin. Uçak bileti benden.

Hem gitse ne olur gitmese ne olur. Laf başı geldi gündemi değerlendiriyoruz. Siz de değerlendirin. Herşeyin üstünde hakim olan Allah'tır. Butun işler eninde sonunda ona varır. Madem O var, herşey var. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum