Bilgin ERDOĞAN

Bilgin ERDOĞAN

AMERİKA'DA İSLAM ve MÜSLÜMANLAR

 

Amerika, 8-12 milyon civarında müslümanın yaşadığı bir ülke.Her yıl 500-600 kadar artış gösteren İslam Cemiyeti ve camisiyle İslam bu kıtada yükselen bir değer.Tam tedrisatlı diyebileceğimiz 200 kadar İslami okul var.Aslında potansiyel çok daha fazla. Yahudiler’in %80’i çocuklarını Yahudi tedrisati veren okullarına gönderirken bu oran müslümanlarda % 5 civarı.

Her yıl yaklaşık 30 bin kadar Amerikalı hayatlarını değiştirerek müslüman oluyor. Bunların %60’i Afro-Amerikan yani siyahi kardeşlerimiz. %25’i Beyaz Amerikalı müslümanlar  % 10 işe Latin Amerikalı müslümanlar. Hapishanelerde müslüman olma oranı ise oldukça fazla.Hatta diyebiliriz ki müslümanların çoğu duvarların arkasında İslam ile şerefleniyorlar.2015 istatistiklerine göre Amerikan hapishanelerinde yaklaşık 300 bin kadar kayıtlı müslüman var.

 

12 yıldır Amerikan hapishanelerinde dini-rehber olarak çalışıyorum.116 kişi’nin şehadetine vesile olmak nasip oldu.İnsanlar duvarların arkasında kendileriyle başbaşa kalıyorlar ve düşünmeye vakitleri oluyor. Tevhid ise cazip bir mesaj olduğundan İslamla şereflenmeleri daha kolay oluyor.Sisteme kızgınlıkları ve İslam’ın dünya sistemine meydan okuma potansiyeli olan tek büyük inanç sistemi olmasıda onları İslam dinine inanmaya psikolojikmen motive ettiği kanaatini taşıyorum.

Amerika da İslam’ın tarihi zannedilenden çok öncelere gidiyor. El Mesudi’nin (896-956) “ Muruc  ez Zeheb ve Ma’adin el Cevher” (Altın Bozkırlar) isimli eserine göre Kordoba emirlerinden Abdullah İbni Muhammed döneminde Haşhaş İbni Muhammed isimli bir kaptan 889 yılında Atlantik Okyanusunu geçerek daha önce bilinmeyen bir bölgeye eriştiği ve mücevherlerle geri döndüğü belirtiliyor.

El İdrisi (1099-1116) Nüzhat el Müştak isimli esrinde bir grup müslüman gemicinin Atlantiği geçtiği ifade ediliyor

Ebubekir İbni Ömer : isimli bir müslüman tarihçiye göre İbni Faruk isimli Granadalı bir müslüman kaptanın Kadesten yelken açarak Kanarya adalarına vardığı sonra Batı istikametinde giderek Küba taraflarına vardığı kayıtlıdır.

Melik Ebu Yakup Es Sidi isimli bir tarihçiye göre Zeyn Edinne Ali isimli bir gemicinin Karaib denizinde Yeşil Adaya kadar gittiği geçer.

Mali Sultanı KANKAN MUSA’nın (1312-1337) kardeşi Ebubekir’in Atlantik Okyanusuna yaptığı keşiflerden bahsedilirken yapılan tasvirlerden Ebubekir’in Mexico körfezine vardığı anlaşılıyor.

(Bknz: Basil Davidson; Lost Cities of Africa (1952)

Harvard Professor, Leo Wiener; Africa & Discovery of America (1922)

Abdül Hakim Quick; Deeper Roots, Müslim in America & Caribbean (1996)

M. Hamidullah; Müslim Discovery of America Before Columbus)

Kadim tarih kitaplarında geçen bu iddiaların arkeolojik ve antropolojik delillerinin olması müslümanların izlerinin Amerika kıtasında çok eski dönemlere kadar gittiğini ispat ediyor.Mesela Harvard profesörlerinden Barry Fell isimli bilim adamı “Saga America” (1980) isimli kitabında Colombustan çok önce müslümanların Kuzey ve Batı Afrika’dan geldiğine dair arkeolojik delillerden bahsediyor. Kufi Arapçasına ait bulduğu yazıtlar bu teoriyi ispat ediyor.

Ivan Von Sertima isimli araştırmacı ise “They came before Colombus” isimli eserinde eski zamanda Afrikalılar ve Kızılderililer arasında temas olduğu ve 12 ile 13 asır Çin dokümanlarında Müslümanların Atlantiğin ötesinde ticari seferlerinden bahsediliyor.

Kolombus 1492’de Amerika’ya geldiğinde yanında Portekizli müslüman gemicilerin olduğunu Harvard profesörlerinden Wiener “Africa and Discovery of America” isimli kitabında kaydediyor.Bu kitapta Kolombusun Karaiblerden ve Orta ve Güney Amerikada, Batı orijinli müslümanlardan haberi olduğu yazıyor. Yine bu kitapta Colombus 21 Ekim 1492 tarihli seyahat notunda Küba sahilinde Kur’andan Arapça yazıların olduğu bir cami gördüğünü ifade ediyor.

1492 yılında Müslümanların İspanyadaki son kalesi Granada Katolikler tarafından işgal edilince Müslümanlar ve Yahudiler bu bölgeden ayrılmak zorunda kalıyorlar.

Kimileri Kanarya adalarına ve Kuzey Afrikaya gelirken kimisi Atlantik okyanusunu geçerek Orta ve Güney Amerikaya geliyorlar.1539 yılında V. Charles müslümanların Amerikaya göçünü yasaklıyor ve bu tarihten sonra Müslüman göçü kısmen azalıyor.

Kolombus sonrası müslümanlara Melungeons (Meluncan) lar örnek verilebiliyor. Çünki bazı araştırmacılara göre 1600 yılların başından itibaren varlıklarına şahit olunan Meluncan isimli etnik yapının müslüman olduğu iddia ediliyor.

Brent Kennedy gibi bu konuda araştırma yapan kimselere göre bugün Meluncanların DNA testlerinden onların Fas, Cezayir ve özellikle Türk oldukları iddia ediliyor. Hatta bazı tarihçiler onların 1571 de İnebahtı Deniz savaşında mahkum edilen kürek mahkumu kimseler olduğunu iddia ediyorlar.

Bilindiği gibi köle ticareti 1620 lerden ama özellikle 1680 den sonra hızlanır.20 milyon Afrikalı gemilere konur ve yüzde 30’u yolda olur veya öldürülür.Çoğunluğu Batı Afrikadan gelen bu kölelerin yüzde 30 u müslümandır.Mesela Alex Halley’in romanından tanıdığımız Kunta Kinte Gambialı bir  müslümandır.(1750-822)

18 ve 19 yüzyılda Chattel Slavery (Menkul Kölelik) denilen bir sistemin uygulandığını görüyoruz. Yani çocuklar ailelerinden zorla ayrılarak başka inançlara mensup iseler Hristiyanlaştırılıyor. Müslüman ailelerin onbinlerce çocuğu bu aşamada Hristiyanlaştırılarak kimlikleri unutturuluyor.1807’de ise Amerikada köle ticareti yasaklanıyor ve 1865’de tamamen resmi anlamda yasaklanıyor. Bu dönemden sonra Amerika kıtasına müslüman göçmenlerin geldiğini görüyoruz.

İlk göç dalgası diyebileceğimiz bu dönemde yani 1880 sonrası, Orta Doğu’dan Bilad-ı Şam denilen bölgeden,Lübnan,Suriye,Filistin,Ürdün taraflarından önemli sayıda Müslüman ve Hristiyan Arap bölgeye göç ediyor.(1889-1911 arası yaklaşık 90 bin kişi)

1908 yıllarında ise çoğunluk Arnavutluk olmak üzere Balkan taraflarından göç ediliyor.Bu dönemde göç edenler daha çok Kuzey Dakotaya yerleşiyorlar çünki Federal Hükümet büyük oranda yeni göçmenlere arazi veriyor.1929’da Kuzey Dakotada ilk mescit açılıyor ancak bu mescit 1978’de tahrip ediliyor.

İkinci göç dalgası ise I. Dünya savaşından sonra oluyor. Bu dönemde gelenler daha çok Amerika’nın Midwest dediğimiz Orta kısmına yerleşiyorlar. Detroit ve Michigan tarafında müslüman yoğunluğun fabrika ve tersane gibi işlerde çalıştığını görüyoruz.

Dünya savaşı sonrası Polonya ve Litvanya tarafından Tatarlar Amerika’ya göç ediyorlar. 1907 yılında American Muhammed Society kuruyorlar. Tatarlar tarafından 1926 yılında mescid açılıyor.Arnavutlar ise Maine de 1915 yılında Connecticut ta 1919’da mescit açıyorlar.

1953 yılında Amerika yeni bir Göçmenlik Yasasıyla kapısını bir çok ülkeye açıyor ve özellikle bu dönemde müslüman ülkelerden özellikle tahsilli bir çok müslüman Amerikaya göç ediyor.

1949’da Arnavutlar İmam Vehbi İsmail gayretiyle Detroitte Arnavut-Amerikan Cemiyetini kuryorlar.

 

1900 lu yılların başından beri Amerikaya gelen Bosnalılar 1955 yılında Bosna-Amerikan Kültürel Derneğini açıyorlar 1957 yılında Müslüman ülkelerin mimarisine uygun ilk İslami Merkez dönemin Cumhurbaşkanı Eisenhower’in açılış konuşmasıyla Washington da açılıyor.

 

1954’de ilk defa Amerika çapında bir İslami Teşkilat FIA (The Federation of Islamic Associations) 1962-1982 yılları arasında Darül İslam 1963 yılında ilk defa Muslim Student Association (Müslüman Öğrenciler birliği)1971’de İslamic Cirçle of North America1972’de Amerikan Sosyal Bilimciler Derneği 1982’de İSLAMİC SOCİETY OF NORTH AMERİCA İSNA1988’de Müslim Public Affairs Council 1994 yılında CAİR ( COUNCİL OF AMERİCAN İSLAMİC RELATİONS) 1996’da Zaytuna Institue gibi dernekler kuruluyor. Bunların dışında irili ufaklı bir çok İslami dernek Amerikada faaliyet göstermeye başlıyor.

 

Amerikada İslami şahsiyetler

Muhammed Alexandre Russel Webb,1846 yılında doğan Amerika’nın ilk önemli beyaz muhtedisi diyebileceğimiz önemli bir isim. Kendisi Filipinlerde Büyükelçi iken müslüman oluyor 1893 te The Moslem World isimli bir dergi çıkarıyor Osmanlıya ve Hint Alt kıtasına oradaki müslümanlardan destek almak için ziyaretleri ve ilişkileri oluyor. The Spirit of Islamic Law (İslam Hukuku’nun Ruhu) isimli kitabı var.Amerikadaki İslami konuşurken onun ismini atlamak doğru olmaz. Zira Amerikadaki İslami yayma gayreti taşıyan ve devlet ricalinden önemli kimselerin bizzat tanıdığı önemli bir müslüman.

 

Elijah Muhammed (1897 - 25 Şubat 1975)  işe heretik İslam’ın önde gelen önemli bir ismi. Nation of Islam (İslam Ulusu) isimli siyahi örgütlenmenin lideri.Takipçileri kendisinin peygamber olduğunu siyahların üstün ırk olduğu düşüncesi ve beyaz ırkın şeytanlığını kabul ediyor. Yıllarca aşağılanan ve tahkir edilen siyahilerin İslam patenti altında tepkisel bir hareketi.Fard Muhammed isimli bir zatın içine )haşa) Allah’ın hulül ettiğine inanıyorlar.Aralık ayında oruç tutuyorlar. Malcolm X evvela bu sapkın tarikatın mensubu.Daha sonra Hacca gittikten sonra gerçek İslam ile tanışıyor.

 

Warith Deen Mohammed (1933-2008) Babası Elija’dan sonra hareketin başına geçen ve babasının gerçek İslami temsil etmediğini ifade ederek yüzbinlerce müslümanın şehadetine vesile olan isim.Bugün siyahi müslümanların çoğu bu ismin takipçisi. Gerek boksör Muhammad Ali gerekse Malcolm X’in fikir babası Warith Deen Muhammad.

 

Malcolm X (1925-1965) işe özellikle yakın dönem Amerika İslam tarihinde en önemli isimlerden birisi. Oldukça etkili bir isim. NOİ militanlarınca öldürülen ve arksasında bazı derin güçlerin olduğu bir cinayetin mağduru.Nasıl ki Metin Yüksel Türkiye’de bazı ırkçı militanlarca şehid edildiyese Malcolm X te yine arkasında derin devletin olduğu bazı militanlarca şehid edildi.

 

Louis Farrakhan (1933) ise Elijah Muhammad vefat ettikten sonra onun yerine geçen Nation of Islam (İslam Ulusu) isimli heretik siyahi örgütlenmenin lideri.Warith Deen Muhammed’in daha sahih kaynaklara dayanan İslami çizgisine muhalefet edip liderimiz Elijah Muhammad bize bunu öğretmedi diyerek İslam Ulusu isimli siyahi heretic örgütlenmeyi yeniden canlandıran isim.Bazı söylemleri nispeten gerçek İslami öğretilere yakın olsada tam olarak o batıl çizgiden kurtulduğunu kabul edemeyeceğimiz bir isim. Ancak İslam Ulusu isimli örgüt bugün Farakhan çizgisi tespit edebildiğim kadarıyla 5-6 farklı fraksiyona ayrılıyor.  Farakhanı sünni dünyaya yakınlaşmakla suçluyorlar. Bunlar Muhammed’s Temple of Islam ve United Nation of Islam gibi siyahi gruplar.Mesela Louis Farakhan Ramazan ayında tüm İslam dünyasıyla beraber oruç tutmak taraftarı iken United Nation of Islam ve Muhammad’s Temple of Islam tıpkı Elijah Muhammed’in öğrettiği gibi Aralık ayında oruç tutmaya sadık kalmayı yeğliyorlar.

 

Ahmed Deedat (1918-2005) Özellikle Tevrat ve İncili çok iyi bilen ve yaptığı çalışmalarla bir çok Amerikan Müslümanları arasında çok iyi tanınan mühim bir isim. Aslen Hindistanlı.Tıpkı Allah resulü döneminde bazı sahabilerin İncil ve Tevratı çok iyi bildikleri için Yahudi ve Hristiyan kökenli kimseleri köşeye sıkıştırdıkları gibi Ahmed Deedat’ta Amerikada Hristiyanlarca lider kabul edilen isimlerle yapmış olduğu munzaralarla tanınmakta.

 

Sıraj Wahhaj (1950) Amerikada İslam başlığı altında atlayamacağımız bir isim. Eski bir İslam Ulusu takipçisi olan ve daha sonra tıpkı Malcolm gibi gerçek İslami tanıyanlardan.Sıraj Wahhaj senenin çoğu zamanı evinin dışında konferanslarda vaktini geçiren mühim bir isim.Binlerce insanın şehadetine vesile olan güçlü bir hatip ve Ahmet Deedat’ın eski talebesi olarak biliniyor.

Yusuf Estes, (1944) 1991 yılında Hristiyan bir rahip iken İslam ile şereflenen bir başka önemli isim. Verdiği seminerlerle ve espirili konuşmalarıyla binlerce müslümana ışık olan önemli bir zat.İncil ve Tevrata hakim olduğu için Hristiyanların İslama kulak kabartmasına vesile oluyor. Küçük çaplıda olsa yayın organları ve televizyon kanalı var.Yusuf Estes Amerikada İslam başlığı altında atlayamacağımız önemli bir isim.

 

Hamza Yusuf, 1960 yılında Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde doğdu. Katolik bir babayla Ortodoks Hristiyan bir annenin oğlu olan Hamza Yusuf daha 17 yasındayken İslamiyet’i seçti. Müslüman olduktan sonra uzun yıllar İslam Coğrafyasının birçok noktasında Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkan Yardımcılığı da yapmış olan Şeyh Abdullah bin Beyye gibi alimlerden ilim tahsil etti. 1996 yılından beri kurucusu olduğu Amerika’nın ilk İslami yükseköğretim kurumu olan Zaytuna Enstitüsü’nde eğitmenlik görevini yürütmektedir. Dünyanın birçok yerinde sohbetler veren Hamza Yusuf, Eylül 2014’te Malezya’da vermiş olduğu bir sohbette Müslümanların sorunlarına tek çözümün küresel bir tevbeyle Allah’a yönelmek olduğunu dile getirmiştir. Aşağıdaki yazı Hamza Yusuf’la yapılan bir söyleşinin derlenip Türkçeye çevrilmesiyle hazırlanmıştır.Hamza Amerikada İslam deyince akla gelen önemli bir profilidr.

 

Numan Ali Han, 1978 doğumlu olan Numan Ali Han, Pakistan asıllı olup Amerikadaki müslümanların dikkatle takip ettiği bir isim. Akıcı anlatımı ve Kur’an referanslarıyla özellikle gençlerin ilgisini çeken mühim bir isim. Kendisini Kur’an talebesi olarak tarif etmeside önemli bir ayrıntı.

 

Ingrid Mattson, 1963 yılında doğan ve genç yaşlarda İslam ile şereflenen Prof  Dr. İngrid Matsson İslam Hukuku profesörü. İSNA gibi dev bir kuruluşun başkanlaiğini yaptı. Devlet ricalinden kimselerin İslam ile ilgili soruları olduğu zaman danıştıkları isim olması nedeniyle Amerikada İslam başlığı altında ilk akla gelmesi gereken isimlerden biri. Akademisyen olması nedeniyle İslami konularla ilgili bir çok yayını ve kitabı mevcut.

 

Keith Ellsion, (1963) ise atlayamayacağımız bir isim çünki Amerikan parlementosuna ilk seçilen müslüman senatör kimliğiyle Amerikan siyasi tarihinde bir ilk. Kendisi Afro-Amerikan kökenli bir hukukçu ve Demokrat Parti içinde aktif bir vekil. Sadece siyaseten değil İslami anlamdada aktif bir müslüman. İslam Konferanslarında mutlaka bulunarak katkı sağlamaya çalışan bir isim. Michigan eyaleti'nin Detroit kentinde doğan Ellison, Minneapolis kentinde Minnesota Üniversitesi Hukuk Okulu'nda eğitim gördü. 2006 yılında yapılan kongre seçimlerinde, Minnesota eyaleti 5. seçim bölgesini temsilen ABD Kongresi'ne girmeye hak kazandı.

 

Andre Carson,(1974) Amerikada Keith Ellison’dan sonra Indiana bölgesinden parlementer olarak seçilen bir başka isim ise Andre Carson.O da Keith gibi Demokrat Partiden 2008 yılında seçilen bir vekil.2007’de vefat eden büyükannesi Julia Carson da Indiana bölgesinden seçilen ilk Afro Amerikcan bayan vekildi. Andre Carson siyasi olarak büyükannesini takip etse dahi inanç noktasında farklılar. Julia Carson, kayıtlarda Babtist iken Andre Carson müslüman bir vekil.

 

Dalia Mogahed (1974) ise Mısır asıllı göçmen bir ailenin kızı. Özellikle Obama başkan seçildikten sonra ismi Amerikan medyasında çokça zikredilen bir isim.Barack Obama’nın resmi konularda fikir danıştığı bir isimdi. Şu an İSPU isimli bir araştırma kurumunun müdürü. Kendisinin Amerikada müslümanlarla ilgili kanaatlerin istatistikii verilerle anlatımına yönelik Esposito ile yaptığı Who Speaks For İslam?: What a Bıllion Müslims Really Think  ortak bir kitap çalışması var.

 

Halid Ebu Fadl (1960) aslen Kuveytli olan Halid İslami konularda yazdıklarıyla ve birde yazdıklarına karşı aldığı tepkilerle dikkat çeken insan hakları konusunda hassasiyetleri olan ve İslam’ın şiddet ve tedhis içeren yorumunu kınayan ve daha çok modernist diyebileceğimiz bir mütefekkir. The New York Times, The Washington Post, The Wall Street Journal, The Los Angeles Times gibi Amerika’nın en popular gazetelerinde makaleleri yayınlanan bir zat.Yale üniversitesinde Siyaset bilimi okuduktan sonra Pensilvanya Üniversitesinde hukuk tehsil eden Halid Princeton Üniversitesinde doktorasını tamamlıyor.Uzun yıllar Kuveytte çalıştıktan sonra şimdi California da Los Angelas ünivesitesinde İslami İlimler Enstitüsü’nün başkanlığını yürütmektedir.

 

Reza Aslan (1972) ,Reza Aslan İran asıllı din bilimci ve yazar… İran’da doğan ve 1979 devrimine kadar burada ikamet eden ünlü yazar bu devrimden yararlanarak ailesiyle birlikte Amerika’ya göç etti. Ateist bir aileden gelmesine rağmen bulunduğu bölgenin de etkisiyle kısa bir süre içerisinde Evanjelik Hristiyanlığı seçti. Amerika yerleştikten sonra iyi bir eğitim hayatı sürdüren ve bu eğitimini de Harvard gibi bir üniversitede tamamlayan Reza Aslan, her geçen gün unu biraz daha artan isimler arasında…Ununun bu denli hızlı yayılmasında Harvard üniversitesinde yüksek lisans yaparken dinini değiştirip Müslümanlığı tercih etmesinin çok önemli bir etkisi var.

 

Tabii ki Amerikada İslami şahsiyetler başlığı altında daha ismini zikretmediğimiz çok kimse var. Lakin şu bir gerçek ki İslam her yerde olduğu gibi Amerikada da her geçen gün daha bir güçlenen aktif ve etkin bir damar. İnanıyorum ki gelecek nesiller içinde Amerikan siyasetine yön verecek müslümanlar olacaktır. Elbette bu dağınıklık ve tefrikanın sona ermesi şartıyla.Tabii bir diğer önemli husus Amerikada heretik İslam diyebileceğimiz sapkın yapılanmaların rağbet görüyor olmasının hakiki İslam’ın önünde perde olması. Lakin Malcolm X sadece bir müslüman lider değil o Amerikadaki müslümanların geleceğine dair bir umut. Uydurulmuş ve heretik bir dinin karanlığından indirilmiş sahih bir İslamın aydınlığına kavuşan, hayatını imanına şahid kılmış bir güzel insan o.

 

2003 yılında Türkiye’den Amerika’ya yeni gitmiş biri olarak bir kadın hapishanesinde vaaz verirken onların son derece dikkatle ve ciddiyetle anlattıklarımı dinlediklerini farketmiştim. İçimden bu kadınlar mahkum ama belki bu kadınların doğuracakları çocuklar bu memleketin hakimleri olacak belki de bu kardeşlerimin rahmi Firavunlar kucağında yetişecek bir çocuk Musa’ya gebe kalacak diye geçirmiş ve bu hayalimi kendime dua etmiştim. 2007 yılında yaşlı bir mahkumla tanısmıtım.Kendisi yıllar evvel İslam ile şereflenmiş. Bir hanımı ve sekiz çocuğu varmış.Müslüman olduktan sonra önce eşiyle konuşup onu ikna etmiş.Sonra eşi çocuklarını ve çocuklar torunlarını. Toplam 49 kişilik bu büyük ailenin hepsi müslüman olmuşlar.Şehadetine vesile olduğum her bir insanın ilerde çocuklarının İslami en güzel şekilde temsil etmelerine duacıyım.Allah’ın dini’nin kimse önüne geçemez.Bunu Amerika’ya geldikten ve özellikle hapishanelerde çalıştıktan sonra daha iyi anladım. İslam nasıl bir nur ki ışığın dahi girmediği duvarların ardındaki mahkumların yüreklerine giriveriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.