Başbakan Erdoğan başörtüsü meselesi gündemde sıcakken, ulemaya sorulmalı demişti. Laik cumhuriyetin başbakanı nasıl ulemaya atıfta bulunur diye eleştirilerin ardı arkası kesilmedi o dönemde.  

Aslında her işimiz keşke ulemaya danışılsa, işte adalet o zaman yerini bulur ve Asr-ı Saadetteki ve Osmanlı’nın ve dahi Selçuklu’nun altın dönemlerindeki sulh ve huzura kavuşuruz.

6 aydır Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Münevver Karabulut cinayetinde beklenen oldu ve dün itibariyle katil zanlısı Cem Garipoğlu yakalandı veya teslim edildi.

Devletimizin omurgasını oluşturan yargıyı şimdi çok cetin bir görev bekliyor. Öncelikle, yargı ivedilikle bu davayı sonuçlandırmalı ve katil zanlısına ve onu destekliyenlere yıllarca unutulmayacak ve ibret alınacak bir ceza korkusuzca verilmeli.

Duygusal ve politik hareket edilinirse daha nice Münevverler yok olup giderler.

***

Peki Bu işin ulemayla ne alakası var?

Merhume Münevver’in babası Süreyya Karabulut, karşı taraftan yüklü miktarda kan parası talep ettiğinde; başta kıymetli yazarımız Cezmi Koç olmak üzere birçok kişi baba için hayal kırıklığına uğradıklarını beyan ettiler.

Oysa Süreyya Karabulut’un talep ettiğine ulema normaldir dedi. Eğer bir kimse katledilirse, katili affetme hakkı sadece maktulun varislerindedir. Tarihte bunun birçok örnekleri vardır.

Çok uzağa gitmeye gerek yok, bir kaç yıl once İbrahim Tatlıses’in yakın akrabaları bir ölüm hadisesine karıştıklarında; karşı taraf kan parası alarak meseleyi sulh ile çözmüştü.

***

Süreyya Karabulut milyon dolarları alsın ve katil serbest mi olsun dediğinizi duyar gibiyim. Cevabım hayır. Aksine katil hak ettiği cezayı mutlaka almalıdır. Şunu demek istiyorum katili affedip affetmemek merhumenin anne ve babasına aittir. Katile mahkeme tarafından verilecek ceza ise ayrı bir konudur.

Sonuç olarak Allah hiçbir anne babaya böyle bir evlat acısı vermesin, yine hiçbir anne babaya da böyle bir katil evlat nasip etmesin.

Neslimizin güzel devam etmesi için kim ne derse desin ulemaya her zaman ihtiyacımız var. Bu iş magazinleştirilmeden, ulemanın fikri alınmalı mahkeme de kararı ona gore vermelidir derim.