Murat KARAKOYUNLU

Murat KARAKOYUNLU

BANA YAĞMURUN TOPRAĞA YAPTIĞINI YAPMA

Kurudu ellerim. Yağmurun toprağa neler yapabileceğini ilk kez bugün anladım. Yoktun ve ellerim kuruyordu. Tıpkı, toprağı terk ettiğinde yağmur, toprağa olan gibi. [1]

Kalbi kurur mu insanın acaba? Yağmur toprağı terk edip kuruturken aşk da kalbi yakıp kurutur mu? Yaşayıp görenlerden olacağım kesin, öleceğim gibi.

Nüfus cüzdanıma resim yapıştırmam gerektiğini söylemişti bankodaki memur. Artık bir resmim olmalıydı. Hâlbuki o zaman henüz 16 yaşındaydım. Ve bu tür konuları çok ciddiye alıyordum. Otobüs şoförünün durağa yetişmek için koşturan yolcuyu önemsememesi gibi bir umursamazlık olmadı içimde. Koşarak gittim fotoğrafçıya. Fotoğraflar çektirdim. İçlerinden en yakışıklı olanını kendimce seçtim. Çocuktum işte. Kaderi aynı olanın resmi farklı mı olurdu sanki. O zamanlar, öyle sanıyordum.

“Hayat ayrılıkla başlar ve bize verilenler birer birer geri alınır.”[2] dediğinde o tanıdık ses, çok şükür tecrübelerim var diyebildiğimi hatırlıyorum. Verilenler alınacak elbet. Ama henüz yaşanmamış bu kalan ömrü hayat, sırf sana yar olmasın diye bile, feda edeceklerim var. Rabbim, onları da almazsa elimden…    

Bu koca kaderi taşıyacak koca bir ömrü olmalı insanın. Dünün yaralarını silmek için bugün daha çok yaşamalı sanki insan. Dolu dolu yaşamalı. Günahları için, hataları ve yanlış tercihleri için elde edebileceği bir hak daha olmalı mutlak. “Rabbim, gördük, inandık. Şimdi bizi dünyaya geri gönder de…”[3]şeklindeki ilahi gerçeği önceden görüp şanslı olanlar gibi hani. Hayatımızdaki tüm işaretleri tek tek okuduktan sonrası için işte.

Herşey açık, her şey ortada. Hepi topu üç beş yıla sığan mutluluklarımız içerisinde heba ettiğimiz zamanların ne kadar çok olduğunu, nüfus cüzdanına eklediğimiz yeni resimlerle görüyoruz işte. Yeniden başlamanın, bir şans daha vermenin ve her fırsatı iyi kullanmanın bizim için aslında ne kadar önemli olduğunu da. Pahası ne olursa olsun terk edip gitmeyi beklediğimiz o günlerin ardından yaşanacak yeni bir gün daha bulabiliyoruz çok şükür. Çok şükür yaşayacak yeni bir gün var. Lakin o yeni günde olmama ihtimalin korkutuyor beni. Bu yüzden sevinmek gelmiyor içimden.

Avcı ve ceylandan dinlediğim iki ayrı hikaye var hafızamda. Canı vurulunca yanan ceylanı mı, nefesi tükeninceye kadar peşinde koşturan avcıyı mı haklı görmeli, bilmiyorum. Biri canının derdinde, diğeri canlarının. Hangisi haklı, safına göre; hangisi mutlu, yüreğine göre değişir. Haklı mısın, mutlu mu diye sorulan o sorunun sadece iki cevabı yok biliyor musun. Hem haksız hem mutsuz olduğun anları da oluyor hayatın. Aşina olmadığım bir şey bu. Korkma Ayrılıktan Aşk Var derken samimi olduğuna inanmak istiyorum söyleyenin. Korkumu zapt edemiyorum zira. Aşk, terk edileni yerle bir ettikten sonra arta kalanla ayrılığı nasıl yener ki?

Sorular çoğalıyor. Sorunlar gibi. Çaya yeniden şeker atmaya başladığımı fark ettim tatlansın diye sanki hayat. Çayın demi aynı hayatın değil. Hiçbir yanlış inan, bu kadar affedilmez değil. Tövbeyi katık etmiş dervişlerin sözüdür bu söylediğim. Âsası elinde Yunus’un yollarda bulduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Gözlerini kapattığın anki kadar güzel görünmüyor çünkü göğün gün batımı. Göğe kanmıyorum.

 “Biz onun parmak uçlarını bile yeniden dizayn etmeye kadiriz[4] diyor Rabbim. Kadrine imanım tam. Dua denilen o silahla vurup ta yarını yeniden dizayn olmaya ihtiyacım var.  

Ben senin kadar beni sarsacak başka bir gerçeğin olduğunu görmedim hayatımda. Tut ellerimden  haydi. Ne çok özlediğimi şekersiz bi çayı, anla gözlerimden.

Suların çekildiğini hissediyorum. Ama toprağı çatlamıyor yüreğin. O sorunun da cevabını öğrendim: Aşk kalbi kuruturmuş evet, göz yaşı olmasaymış…

---/---

Not: Mesnevi damlalarını iliklerimizde hissettiren kıymetli hocam M.Faik Özdengül'ün yeni kitabı Korkma Ayrılıktan Aşk Var.'ın üç beş satırından sonra hissettiklerimdir.

Bazen bir Kurşun vurur insanı bazen bir Kitap.
Bazen de ikisi birden.


[1] Mevlana’ya ve O’nu bu yönüyle bize tanıştıran dosta selam. Mesneviden.

[2] Korkma Aşk Var M. Faik Özdengül

[3] Secde Suresi 12

[4] Kıyamet suresi 31

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.