Baykal ve Ergenekon

CHP lideri Deniz Baykal 'Ergenekon' sürecinin siyasi bir manevra, bir tür 'oyun' olduğuna inanıyor. Bu noktaya sadece 'Ergenekon' ile irtibatlı bulunarak tutuklanmış bazı simge isimlerden hareketle varmamış; gördükleri ve bildikleri de onu aynı sonuca ulaştırmış. 'Siyaset Meydanı' programında, "Prof. Mehmet Haberal'ın bir yıldır neden tutuklu olduğunu niçin kimse açıklamıyor?" diye sordu.

Sahi niçin açıklamıyor?

Böylesine önemli bir konuda, dosyalar üzerinde çalışan, ifade alan, sorgulayan yargı mensuplarının bildiklerini ve aldıkları kararların ardındaki sebepleri herkesle paylaşması elbette düşünülemez; ancak sürece baştan beri karşı çıkan anamuhalefet partisi liderini aydınlatmak birilerinin görevi olmalıydı. CHP lideri gibi işi başından aşkın bir siyaset adamından davanın iddianamelerini ve eklerini baştan sona okumasını bekleyemeyiz.

Baykal 'Ergenekon' davasına konu olan sorunu üç farklı zeminde görüyor: İlki bildiğimiz 'Mafya' ona göre... Aralarında vaktiyle devletle yolu kesişmiş kimselerin bulunabileceği yeraltı dünyasından insanların örgütlenmesi bu... "Susurluk buydu" dedi Baykal... Sonra, Güneydoğu'da süren savaşta devletin gücünü hukuk-dışına kaçmaktan çekinmeyerek kullanan tipler; bunların da bir biçimde hesaba çekilmesinden yana... "Bir de darbeye niyetli, müdahaleyi düşünmüş askerler..."

Silivri'de görülen davada Baykal'ın varlığını kabul ettiği üç ayrı kesimden insanlar yargılanıyor. Silivri'deki dava, bir yönüyle, Susurluk'u Ergenekon'la birleştiriyor. Bir yönüyle de, 1970'lerden beri kamuoyunun bilgisi dahiline girmiş, her kritik dönemde boyunu gösteren 'derin devlet' yapılanmasının da üzerine gidiyor Silivri dava süreci...

CHP liderinin gözardı ettiği, davası Silivri'de görülen konunun 'derin devlet' de denilen 'Gladio-tarzı' yapılanmayla ilintisi... 1977'de İzmir/Çiğli Havaalanında o zamana kadar Türkiye'de varlığı bile bilinmeyen bir silâhla CHP'nin o zamanki lideri Bülent Ecevit'e suikast girişiminde bulunulmuş, seken kurşun İstanbul'un CHP'li belediye başkanı Ahmet İsvan'ın kardeşi Mehmet İsvan'a isabet etmişti.

'Solcu' olduğu ve o kimliğiyle iktidarı tek başına ele geçirmeye çok yaklaştığı için, Soğuk Savaş'ın Türkiye cephesinde faaliyet gösteren yerli 'Gladio' Ecevit'i hedef seçmişti.

O yapılanmanın silâhları bugün değişik yerlerden fışkıyor; o yapılanmanın beşeri unsurları hem her partide varlıklarını sürdürüyorlar, hem de elleri altındaki tetikçilerini arzu ettikleri kaos ortamını oluşturmak için istedikleri zaman harekete geçirebiliyorlar.

Uzun siyasi hayatında, bir zamanlar Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapmış, sonradan Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliğine getirdiği Org. Kemal Yamak'la da yolu kesişmiş olmalı Deniz Baykal'ın... Kemal Yamak, hukuk-dışına çıkmış bazı unsurları bugün yargı konusu yapılan 'derin devlet' yapılanmasının boyutlarını anılarında anlatıyor. CHP'lilerin yalnızca 'sağ' partilerde faaliyet gösterdiğini sandığı o unsurların aslında bütün partiler içerisinde yer aldıklarını, milletvekili ve bakan konumuna bile geldiklerini öğreniyoruz anılardan...

Bu gerçekleri bilmiyor olabilir mi Deniz Baykal?

Herhalde biliyordur; ancak kendilerini daha yakından tanıdığı bazı kişilerin 'Ergenekon' davası kapsamında tutuklanmalarını anlayamadığı için, olanı bildiği gerçeklerle irtibatlayamayıp karşı çıkıyor olmalı...

Önceki ve Sonraki Yazılar