Murat KARAKOYUNLU

Murat KARAKOYUNLU

BEŞYÜZYİRMİDOKUZ

Küçük bir el dokundu yanağına. Beş, İki ve Dokuz rakamlarını parmaklarıyla gösteremeyecek kadar küçük bir yavrucağın elleri dokundu yanağına. Ağlıyordu anne. Kocası, yol arkadaşı, hayat ortağı, yarını, umudu; O’na ve çocuklarına daha güzel, daha onurlu bir yarın, daha özgür bir Mısır bırakmak için kendini feda ediyordu.

Mutlu bir yarın var ama sen yoksun diye geçirdi içinden. Şart mıydı öfkeni bu kadar aşikâr etmen? Şart mıydı inancı bu kadar sağlam durman? Şart mıydı en ön saflarda bulunman? Şart mıydı davan uğruna, bizi yarı yolda koyman? Bizden de mi kıymetliydi bu dava?

Ellerini, gözyaşlarıyla ıslattığı minicik yavrusunun masum hali söylettiyordu bunları ona. Öyle ya babasız bir yetim yetiştirmenin yüküyle şimdiden çökmüştü omuzları. 5 aylık çocuğuna nasıl anlatabilir ki bir Anne, babasızlığa mahkûm oluşunun sebebini. Nasıl anlatılır ki dava. Nasıl anlatılır ki İman, Mücadele, Cihad, Özgürlük ve Bağımsız Mısır. Nasıl anlatılır ki babasızlık bir yavrucağa.

Kendine gelmeliydi. Yaşadığı stres sütünün kesilmesine sebep olmuştu. Kaç gündür doğru dürüst besleyemiyordu yavrusunu. Toparlanması gerektiğini düşündü. İki yıla yaklaşıyordu Mısır’ın bağımsızlık mücadelesi. Esma şehideler kervanına katılalı ise neredeyse 8 ay. Onca zamandır doğru dürüst ekmek girmiyordu evlerine yani.

Kalktı. Yetiminin karnını doyurmalıydı. Evde kalan üç beş erzaktan uygununu bulup hazırladığı bir biberonluk mamayı verdi. Uyuyana kadar yanında en güzel ninnilerini söyledi. Gözlerini kapatırken yavrucak, muhafazateyn surelerini okudu. Minik ellerini öptü ve üstünü örttü.

Yalnız kalmıştı. Abdest aldı. Evlendikleri ilk gün söz vermişlerdi birbirlerine. Hakk’ın yolundan hiç ayrılmayacaklardı. Namazı ayette belirtildiği üzere dosdoğru kılıp her vakti birbirlerine anımsatacaklardı. Her namazda inkılâp ateşini tutuşturacaklardı. Muhabbet kuşlarıydılar. Muhabbet, Muhammed’in (SAV) yolundaydı onlar için. Allah için birleşmişti yolları, duaları. Acaba hapisteyken kılabiliyor mu vakitlerini diye düşündü. Bilirdi, yanında olsa ikazına mahal bırakmazdı. Geceleri kulağına süreler okumadan uyumazdı.

Seccadesini serdi. Bir müddet düşündü olanları. Daha Esma’nın acısı duruyorken yüreklerinde, içinde eşinin de olduğu 529 dava neferi, 529 ihvan, 529 Müslüman idam edilmek için ilmeğin boyunlarına geçirileceği günü bekliyordu. Suçları, bir çocuğun zihnine sığmayacak kadar büyük.

Mısır'da 14 Ağustos 2013 gününün, kanlı çarşamba olarak anılan o kara günün müsebbiplerini arayan darbe hükümeti, suçlu olarak şahadete ulaşan Esma’nın babası Muhammed El Biltaci’nin arkadaşlarını bulmuştu. Bir an için zalimin bu kadar kör oluşuna acıdı içi. Onlara da dua etmek geldi içinden ama buğz etti. O kadarına gönlü razı gelmedi zira.

Allah’ü Ekber diyerek kıyama durdu. Bir tekbirle bütün dünyayı terk ediyordu. Göz yaşları içinde okunan sureler, rûku, secde, tahiyyat ve selam.

 Hak edilmiş o an, dua vakti, gelmişti.

Allah'tan ümit kesilmezdi. Yavrucağa baktı. Kırmızı boğum boğum dudakları, masumca mırıldanıyordu sanki. Onun da duasına eşlik edeceğini düşündü.
Ellerini açtı, Yüreğini açtı:

Güzel Allah’ım,

Hamd ve şükür Sana. Yaratan, hakkıyle bilen Sensin. 

Kahhar da Sen, Hafiz de Sensin. Râhman da Sen, Rahim de Sensin.
Müyessir'sin
İşimizi kolaylaştır.
Çocuklarımı, Eşimi, Beni ve Ailemi senin rızanın olmayacağı bir toprakta yaşatma. Senin rızanı kazanmadan geceye ulaştırma bizi.

Senin isminin anılmayacağı sabahlara uyandırma.

Ezan sesinin ulaşmadığı yerlerdeki nimetler geçmesin kursağımızdan.
Hak yoldan ayırma bizi.

Emanetim derdi bize o.

Şimdi ise, senin rızana ulaşmak için giderken bizi Sana emanet etti. Biz de onu, Sana emanet ediyoruz Allah'ım.

Biliyorum, cennet en çok şehitlere yakışır. 
Nefsime uyup kızdığım, üzüldüğüm, ağladığım anlarımı azalt. Sabrımı artır.

Ve o’na, Senin yolunda şehadet şerbeti içmeyi nasibet.
Çocuklarıma kol kanat gerebilmem için güç ver.

Babalarının ne için şehit olduğunu anlatabilmem için.
Senin rızanı bulmak için.

Allah'ım...

Şehadet, ne çok yakışacak ona.
____/___________/_______
               529 Müslüman, dünyevi ihtiraslar ve iktidar hırsları için idam edilmek üzere yargılanıyor. Esma'lar bitmiyor coğrafyamızda hiç. Gözyaşı bitmiyor. Kan, bitmiyor. Bireysel inkılaplar oluşup, toplumsal inkılaplara dönüşmediği müddetçe de bitmeyecek. Rabbim İslam coğrafyasına, Kur'an'la hükmeden hakimler nasibetsin.  Amin.

 

mkarakoyunlu@hotmail.com.tr

https://www.facebook.com/mkarakoyunlum


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.