A.Kerim KARAAĞAÇ

A.Kerim KARAAĞAÇ

BİR HİDAYET ÖYKÜSÜ...

Şevket Hüner kardeşimin gönderdiği aşağıdaki hikaye çok hoşuma gitti, sizlerin de etkileneceğinizi düşündüğüm için aşağıya aldım. Şevket kardeşime teşekkür ederim.

BİR HİDAYET ÖYKÜSÜ...

Bir Yahudi çocuğun Türk bakkaldan hırsızlığı ile başlar hikaye…

İbrahim Amca bir Türk. Fransa'da yaşıyor ve mütevazı bir bakkal dükkanı var, daha doğrusu küçük bir marketi...

O'ndan alışveriş yapan bir sürü site sakini var dükkânının çevresinde. Her milletten, her dinden, her renk ve ırktan pek çok insanlar…                                                               Bu evlerden biri de bir Yahudiaileye aittir.

Olayımızın kahramanı Cad, 7 yaşında bu Yahudiailenin çocuğudur.

Cad, her gün gelir ve İbrahim Amca'dan alışveriş yapar, her gelişinde de ona çaktırmadan(!) bir çikolatayı cebine indiriverir.

Bu aylarca böyle devam eder.Bir gün yine gelir, alışveriş yapar ama her zaman yaptığı gibi çikolata çalmayı unutur, Çıkar..

İbrahim Amca, arkasından seslenir şefkatle;

"Cad, bugün çikolatanı almadın " Ve uzatır ona her zaman Cad'ın aldığı çikolatayı…

Şaşırır çocuk ve "Biliyor muydun?" der hayretle.

İbrahim Amca başını okşar Cad'ın ve "Sakın bir daha çalma Cad, hırsızlık büyük bir suçtur. Başkasının hakkına tecavüzdür!                                                                                                   Söz ver bana bir daha kimseden almayacağına böyle.                                                                                                                         Buraya geldiğinde yine al çikolatanı, ama benden hediye olarak" der şefkatle..

Bundan sonra Cad ile arkadaş hatta dost olurlar..İbrahim Amca 50 yaşında, Cad ise 7 yaşında bir çocuktur. Aradan yıllar geçer. İbrahim Amca bu Yahudiçocuğa hem arkadaş hem baba gibi davranır. Ne zaman Cad'ın bir sıkıntısı olsa, doğru İbrahim Amca'sına koşar Cad. O'nun şefkatli sinesine sığınır; Ailesiyle, arkadaşlarıyla vb. tüm sorunlarını anlatır bu dostuna ve nasihatlerini, çözümlerini hayranlıkla dinler, uygular.

Ne zaman sıkıntıyla bir sorunla karşılaşsa İbrahim Amca'sına koşar Cad, İbrahim Amcası çekmecesinden bir kitapçıkarır ve Cad'a vererek;

"Hadi aç bir yeri" der, sonra Cad'ın açtığı yüzdeki iki sayfayı okur, Cad'a anlatır ve sorununu böylece çözümlerler birlikte. Hayrettir ki, her defasında da teşhis ve çözümler doğrudur! Dükkandan sıkıntıları bitmiş olarak ayrılır hep.Böylelikle tam 17 yıl geçer; Cad 24 yaşında koca bir genç delikanlı, İbrahim Amca da ötelere yürüyen bir fani… Ama dostlukları hep bu minval üzeri devam etmiştir..Bir gün emr-i Hakk vaki olur ve İbrahim Amca, Hakk'ın rahmetine kavuşur. Ölmeden önce çocuklarına bir vasiyeti vardır İbrahim Amca'nın;

"İçerideki küçük sandık kendisinden hediye olara bu Yahudigence verilecektir."

Cad, bu en büyük dostunun ölümüyle yıkılır… Çok ağlar, çok yanar. Artık elinden yüreğinden tutan, sorunlarına çözümler bulan, sırdaşı dert ortağı yoktur.

Vasiyet üzerine sandık Cad'a ulaştırılır. Ama ilk anların hüznüyle açmak bile istemez

Neden sonra yine büyük bir sorunla baş başa kalır Cad ve içinden çıkamadığı, çok daraldığı bir vakit aklına İbrahim Amcası gelir, gözleri dolar; derken aklına sandık gelir. Koşar açar sandığı. Bir de bakar ki sandıktan, İbrahim Amca'sının eline verip açtırdığı ve okuduğu böylelikle sorunlarını her seferinde çözümlediği o Kitapçıkar. Kitabı anlamaz çünkü Arapçadır.

Koşar, okutmak için Tunuslu arkadaşına gider. Her zamanki gibi iki sayfa okumasını ve açıklamasını ister ondan. Sorun yine çözümlenmiştir o Kitapsayesinde..

Merak eder Cad, sorar."Bu Kitapnedir?"

Tercüme eden Tunuslu;"Bu Kur'an-ı Kerim'dir, Müslümanların kitabı"

Cad şaşırır, şoktadır!Hiç tereddüt etmez Cad ve sorar hemen;

"Müslüman olmak için ne yapmalıyım?"

Tunuslu gerekeni söyler-öğretir-yönlendirir ve Cad Müslüman olur.

CadallahKur'an adını alır ve öyle ilerler, öyle kendini yetiştirir ki bu yolda, sadece Avrupa'da yaklaşık 6000 Hıristiyan ve Yahudi'nin Müslüman olmasına vesile olur…                                              Her geçen gün artar, hidayetine vesile oldukları...

Bu eski Kitab'ı karıştırırken arkasında bir harita çıkar önüne orda, İbrahim Amca'nın not ettiği şu ayet vardır: "Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davette bulun." Bunun Bir işaret olduğunu düşünerek Afrika’ya gider davetçi olarak. Önce Kenya'ya, sonra Güney Sudan'a oradan Uganda'ya ve komşu ülkelere. 30 yıla yakın dolaşır oralarda. Afrika'nın sıkıntıları bitmez. Allah'ın izniyle ve Onun davetiyle İslam'a girenler  6 milyona ulaşır. Ama o Afrika'da hastalanır ve 54 yaşında 2003 yılında Allah'a davet yolunda vefat eder.

Cad'ın annesi koyu Yahudive üniversitede hocadır. O da 2005'te Müslüman olur. yani oğlunun ölümünden 2 yıl sonra, 70 yaşında… Oğlunu Yahudiliğe döndürmek için ve ikna etmek için 30 yıl uğraşmış, bütün tecrübesini bilgisini ve gücünü kullanmış ama muvaffak olamamıştır. İşte budur hakiki din…

Neden Cad hemen Müslüman oldu?

Diyor ki: "İbrahim Amca 17 yıl boyunca bir kere bile bana "Yahudi" ya da "kafir" demedi hatta İslam'a gir bile demedi... Ama bir çocuğun kalbinin nasıl Kur'an'a bağlanacağını iyi bildi."

Bir Arap kanalında Kur'an'ı, O'na sarılmayı, Kur'an'la amel etmenin lüzumunu anlatan Mısırlı Tebliğci, Dr. Saffet Hicazi konuşmasının sonunu onun kıssasına ayırmıştı. Gözyaşlarıyla İbrahim Amca'yı anlattı. Hele zerafetle, hiç örselemeden yetiştirdiği fidanının, dünyanın dört bir köşesinde, ab-ı hayat dağıtması hiç olacak şey miydi İbrahim Amca'nın?

Dr. Saffet Hicazi, Bizzat tanışır. Cadallah'la ve hikâyesini dinler, elinden hiç bırakmadığı hayli yıpranmış Kur'an'ı sorduğunda Cadallah;"Ammu İbrahim (İbrahim Amca)'nın Kur'an'ı işte bu" der, yanında gezdirmektedir hep..

Londra'da Darfur'a destek ve oradaki Müslümanların sorunlarıyla ilgili bir toplantı sırasında Hıristiyanlaştırılmak istenen Zulu kabilesinin reisiyle karşılaşan Dr. Saffet Hicazi kabile reisine "sen der Cadallah Kurani'yi tanıyor musun?" diye sorunca

Adam çok şaşırır ve heyecanla; "Evet!" der "Sen nerden tanıyorsun, yoksa gördün mü O'nu, konuştun mu Onunla?" peş peşe sıralar sorularını. "Evet der doktor, onunla İsviçre'de karşılaşmıştım.Bunu söyleyince Saffet Bey, ellerine sarılır, elini yüzünü öper, öper gözyaşlarıyla.. Dr: "Sen de onun etkisiyle mi İslam'a girdin?Ve der ki; "Ben O'nun sayesinde Müslüman olan birinin yardımıyla Müslüman oldum. Madem bu eller O'nun elini tuttu, madem bu gözler O'nu gördü, ben sanki O'nu öpüyorum"

AllahCadallah Kurani'ye rahmet etsin. Rabbim İbrahim Amca'ya da rahmet etsin, O gibilerin emsallerini arttırsın… Onların elinden kimler İslam'a girdi Allahbilir. Kapanmayacak bir amel defteri ile Allah'a kavuştu Cadullah ve onun İslam'a girmesine sebep olan İbrahim Amca..

     Büyük fedakarlık onların ki.. Hele bu asırda!Herkesin maddeye meftun olduğu, herkesin "ben ben" dediği, kendi çocuklarını bile önemsemeyip, nefsinin bitmez tükenmez arzularının peşinde olduğu şu talihsiz asırda... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.