Bir Ömür Nöbet Tutarım

Türkiye bölgede ağırlığını hissettirdikçe terör örgütü eylemlerini artırıyor. Örgütün iç ve dış destekçileri “kırsalda olduğumuz gibi kentlerde de istediğimiz zaman başınızı ağrıtırız” mesajını veriyor.

Yıllar önce bir 32. Gün programında M. Ali Birand devletin kaç istihbarat kuruluşuna sahip olduğunu konu etmişti. Hemen her dönemde bu kuruluşların yeteri kadar koordineli ve işbirliği anlayışı içinde çalışmadıkları eleştirisi yapılır.

Gerçek böyle midir? Devletin güvenlik ve istihbarat birimleri tıkır tıkır ve tabii ki işbirliği içinde çalışıyor açıklamasını yapan bir yetkili hatırlamıyoruz. Hatta, bu yöndeki eleştirilerin haksızlığını dile getiren bir devlet büyüğü de çıkmadı.

Belki de fiilen eksikliği hissedilen ve eleştiri konusu yapılan alanlarda iyileşmeye yarayacak adımlar atılmıştır da kamuoyu ile yeteri kadar paylaşılamamıştır.

Askeri birliğe kaç kişilik bir örgüt grubunun saldırdığı henüz tam bilinmiyor. Çelişkili rakamlar telaffuz ediliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin son saldırılarla ilgili yapacağı incelemeler ve değerlendirmeler sonrası “ezber bozan” yeni adımlar atılması bekleniyor. Mesela çok az eğitimle cepheye gönderilmiş, eğitimli, tecrübeli terör örgütü mensupları karşısında varlık ifade etmekte zorlanan, büyük kayıplar veren askerimizle daha özel yetiştirilmiş ve ciddi deneyim anlamda sahibi olmuş askerimizin yer değiştirmesi lazım.

Cephede ölen her askerle yüreğimiz yanıyor, şehit analarının babalarının ciğeri dağlanıyor. Acı hepimizin. Kayıp hepimizin. Acılarımıza yanarken çözüm için atılan adımlardan geri dönülmemeli.

Terör örgütü panik oluşturmak, karamsarlık yaymak istiyor. Terör örgütü için kadın, çocuk, yaşlı, polis ya da askerin ölmesi fark etmez. Terör örgütünün adını duyurmasına gündeme gelmesine yarayan her olay makbuldür.   

Her saldırı sonrası, olay soğukkanlılıkla araştırılıp devletin tüm birimleri tespit edilen eksiklikler hızla giderilmeli.

Son saldırılar karşısında “olağanüstü hal ilan edilsin!” taleplerine inat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, olay yerine de giderek Mehmetçiğe moral verdi. Başbakan sabah saatlerinde de Van'da şehitler için düzenlenen törene katıldı. Erdoğan, 5 bakanın da hazır bulunduğu törende, terör örgütü ve taşeronlarına şöyle seslendi: "Kazanamayacaklar, kendi kanlarında boğulacaklar. Bu topraklar mübarektir, acımız dağlar kadar ama boynumuzu bükmeyeceğiz."

Hiçbir zaman yılgınlığa düşmeyeceklerini ifade eden Başbakan, "Düşmana inat, teröre inat, fesat odaklarına inat direneceğiz. Kardeşliğimizi, birliğimizi, bütünlüğümüzü daha da yücelteceğiz." mesajları verdi.

Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: "Acımız çok büyük, hüznümüz dağlar kadar ama boynumuzu bükmüyoruz, bükmeyeceğiz. Kor ateş de olsa hüznümüzü yüreğimize gömecek, hainleri sevindirmeyeceğiz. Bizler alelade bir toprak parçasının üzerinde yaşamıyoruz. Bu topraklar farklıdır, bu topraklar mübarektir, bu topraklar 73 milyonun canının bir parçasıdır, vatandır, vatanımızdır. Vatan bizim namusumuzdur, şerefimizdir, onurumuzdur. Ecdat bu vatan topraklarını çiğnetmemiştir. Bugün de yarın da göğsümüz siper olacak, bu vatan toprakları çiğnenmeyecektir."

Başbakan Erdoğan, konuşmasında, şehitlere, ailelerine ve vatandaşlara da seslendi. Konuşmasının bu bölümünde hemen sağındaki şehitlerin tabutuna dönerek, "Gözünüz arkada kalmasın." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Sizin bıraktığınız emanete tıpkı sizin gibi canımızla, kanımızla, namusumuz ve şerefimizle sahip çıkacağımızdan hiç şüpheniz olmasın.''

Erdoğan, şehit ailelerine de, "Yüreğinizin dağlandığını biliyoruz. Canınızdan can koptuğunu biliyoruz. Şundan emin olunuz; sizin kahraman yavrularınız bugün artık bu milletin yavruları olmuştur." diye seslendi. Herkesin müsterih olmasını isteyen Başbakan, vatandaşlara da şu mesajları verdi: "Şehitlerimizin yükselttiği bu bayrak, yurdumuzun her bir köşesinde şanla, şerefle ebediyen dalgalanacaktır. Türkiye'nin istikrarına, huzuruna, kardeşliğine kasteden bu taşeronlara, bu figüranlara karşı kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gereken cevabı verecektir."

Başbakan Tayyip Erdoğan, törenin ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvet komutanları ve bakanlarla bir değerlendirme toplantısı yaptı. Başbakan'a, hain saldırıyla ilgili harita üzerinde bilgi verildi. Erdoğan ve beraberindekiler daha sonra helikopter ile sınır bölgesine hareket etti ve teröristlerin baskınına uğrayan Tekeli Hudut Tabur Komutanlığı'nı ziyaret etti.

Başbakan ve Genelkurmay başkanının ziyaretinde bir asker, “Arkadaşlarımın şehit olduğu tepede bir dikili taş olmaya hazırım” diyor, teskereye sayılı günleri kalmış bir asker ise, “Gerekirse bir ömür daha burada nöbet tutarım” kararlılığını haykırıyordu. Saldırıya uğrayan birliğin askerleri geri plana çekilmek istenmiş, onlar ise bunu kabul etmek etmeyeceklerini ifade etmişlerdi.

Diyarbakır'ın Silvan ilçesindeki Bağdere Jandarma karakolunda, PKK'lı bir grup terörist tarafından şehit edilen Salih Albayrak'ın, Mardin'in Midyat ilçesine bağlı Şenköy beldesinde yaşayan ailesi büyük üzüntü yaşıyor. Şehadet haberini alan baba Mehmet Albayrak, "Vatan sağ olsun. Allah verdi, Allah aldı. Onun sayesinde ben ve ailem cennete gireceğiz" dedi.

Terör örgütü olmayacak duaya “amin” diyor.  Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bu vatanın, örgütün hayalindeki emellere alet edilecek bir santimetre kare bile olsa toprağı yoktur.

gumuslale@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.